Hesabım
    Gökyüzünde Bir Ayna
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,0
    Yetersiz
    Gökyüzünde Bir Ayna

    Icíar Bollaín'den vasat bir uyarlama...

    Yazar: Ali Ulvi Uyanık

    Ken Loach'un 1995 tarihli Ülke ve Özgürlük (Land and Freedom) filmindeki rolüyle, bizleri cezbeden 1967 Madrid doğumlu oyuncu Icíar Bollaín, asıl hayranlığımızı, Türkiye'de gösterime giren yönettiği iki filmiyle kazandı. Aile içi şiddeti, daha doğrusu kocanın karısına yönelik psikolojik ve fiziksel şiddeti klişelere saplanmadan işlediği Gözlerimi de Al (Te doy mis ojos) (2003), ulusal Goya ödüllerinde, 'film' 'yönetmen' ve 'orijinal senaryo' da dâhil 7 ödül kazanmıştı...

    Yağmuru Bile (También la lluvia) (2010) ise, dünyanın en kötü yönetilen ülkelerinden Bolivya'da, Kolomb'un, açgözlülüğün, zulmün, asimilasyonun, vahşetin, yağmanın öncü ismi olduğuna dair bir film çekmek isterken, su kaynakları özelleştirilmek istenen yerli halkın başlattığı isyanın ortasında ruhsal değişim geçiren yönetmen ile yapımcının hikâyesiydi. Dev şirketlerin, her şeyi, ‘yağmuru bile' özelleştirme adı altında emmeleri için onlara hizmetkârlık yapan hükümetlerin yozlaşmış devlet güçlerine karşı mücadele veren yerlilerin yanından olaylara bakan filmin senaryosunu yazan isim, Loach'un en yakınındaki Paul Laverty olduğundan başarı da kesindi zaten.

    Victoria Subirana'nın romanından ilham alan Gökyüzünde Bir Ayna (Katmandú, un espejo en el cielo)'nın senaryosunu Icíar Bollaín yazsa da, Hindistan doğumlu Laverty'nin katkısı var. Ancak bu kez, öykü akışını, çocukluk ve gençliğinde maddi - manevi sorunlarla boğuşmuş, ' idealist' Batılı kadın öğretmenin bakış açısıyla takip ediyoruz. Şu ünlü hikâyecikteki, kumsala vurmuş yüzlerce denizyıldızından kurtarabildiği kadarını denize atan ve "hepsini kurtaramayacaksan ne fark edecek ki" diyen arkadaşına, birini daha hayatla buluşturduktan sonra "onun için fark etti" diyen adam gibi bir karakter: Laia (Verónica Echegui)!

    Laia, dünyanın en kalabalık iki ülkesi, Çin ile Hindistan arasında sıkışmış, yaklaşık bir asır, 1950'lere kadar İngiliz sultası altında kalmış Nepal 'in başkenti Katmandu'nun varoşlarında en berbat iki sorun olan cahillikle yoksulluğun yol açtığı insani dramlarla karşı karşıya kalıp, her defasında şoke olan bir kadın! 1990'larda( ve bugün de) , gezegenin en ağır insanlık suçlarının çocuklar üzerindeki etkileri karşısında ruhsal sarsıntılar yaşarken, mecburi bir evlilik yaparak kocasının yüreğinin rehberliğinde güzellikleri de keşfeden bir iyilik meleği! Yozlaşmış bürokrasi içinde, varını yoğunu okul kurup açmak ve eğitim için harcayan, özellikle kız çocuklarının nasıl kolayca gözden çıkarıldığına (örneğin satıldığına) tanık oldukça da çaresizlik içinde kıvranan bir vicdan sahibi!

    Yarı belgesel özellikleriyle de ilgi duyarak seyrederken, Laia'yı takdir etmemeniz olası değil. Ancak, bu her seyirci için 'kolaycı' yaklaşım, bu insancıl ancak 'tepeden bakış', karşısındaki toplumun şifrelerini çözmekten uzak yazık ki. Tabiatüstü güçlerden yardım dileme ve çocukları genelevlere düşüren açlık, "kelebek etkisi"ni düşündüğünüzde, dünyadaki zengin ulusların 'zengin olma nedenlerinin' yarattığı sonuçlardan ibaret aslında. Dolayısıyla, bitmek bilmeyen Afrika'daki açlık meselesinden Güneydoğu Asya'daki insan kölelere, sorunlar dünyanın egemen sistemiyle ilgili. 'Ormanı görmeden ağaca bakmak',  Batılı iyi insanlar vasıtasıyla bir toplumun az gelişmişliği karşısında üzülmek kolaycı bir tercih.

    Laia'nın 'iyilik için' çırpınmaları ve 'denizyıldızlarını' kurtarmaya adadığı yaşamı, hedef kitledeki hangi seyirciyi sarsıp kendini gözden geçirmesini sağlayacak, bilemiyorum. Bana bilmediğim şeyler anlatmadı! Bir toplumu bu denli bilinçsiz ve çaresiz görmek, kendi adıma, onları insanlık ailesinin 'az gelişmişi' olarak kabul etmek insan onurumu zedeliyor. Filmi kaynak olarak aldığı romanın çerçevesinde değerlendirmek de canımı sıkıyor... Icíar Bollaín imzası taşıdığı için önemsiyor; "Yağmuru Bile "gibi keskin bir adalet ve direniş bilincine sahip bir filmden sonra, tipik Batılı komplekslere sahip öğretmen hikâyesinin, kariyerinde bir 'geriye gidiş' olduğunu düşünüyorum.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top