Hesabım
    Çınar Ağacı
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Çınar Ağacı

    Çınar Ağacı

    Yazar: Ali Ercivan

    Önceki filmlerini gerçekleştirirken ciddi maddi sıkıntılarla boğuşmak zorunda kalan Handan İpekçi, bu kez arkasında sağlam bir yapımcı desteğiyle çıkmış sete. Bir BKM yapımı olarak çekilen Çınar Ağacı, İpekçi'nin gişede başarılı bir film yapıp gelecekteki projeleri için önünü açma gayreti aynı zamanda. Ve benim açımdan bu yaklaşımda hiçbir sorun yok.

    Yetmişbeş yaşındaki emekli öğretmen Adviye Hanım'ın ailesiyle ilişkileri etrafında dönen bir öykü anlatıyor film. Bir Cumhuriyet kadını Adviye Hanım. Atatürk portresi her zaman baş köşede. Yaşlandığı için kendine bakamıyor yalnız. Dönüşümlü olarak çocuklarının evlerinde kalıyor. Ancak bütün çocuklarının kendi yaşamları ve kendi dertleri var artık. Bu yüzden de annelerini bir huzur evine yatırma fikrini düşünüyorlar. Koca ailede, en küçük torunu Barış kadar kimse düşkün değil Adviye Hanım'a.

    Çok bildik, sinemada veya televizyonda ve hatta öğrenci filmlerinde çok kereler işlenmiş bir mevzu bu. Seyirciye dokunacağı, insanları ağlatacağı düşünülüyor. İyi işlendiği takdirde dokunur da. Muhakkak. Aile filmleri de yapılacak elbet.

    İpekçi'nin sinema dili yine gayet temiz. Oyunculuklar da genel olarak başarılı. Başroldeki Celile Toyon'un performansı fazla teatral kalıyor yalnız. Film onun üstüne kurulduğu için, bu aslında önemli bir dezavantaj. Bunu biraz olsun dengeleyen unsur ise filmin olağanüstü çocuk oyuncusu Deniz Deha Lostar. Sevimliliği ve doğallığıyla büyük bir keşif.

    Ancak iki saati bulan ve bir türlü bağlanamayan klişeler yumağı senaryo ciddi problem. Filmin en beylik yollardan gitmesi, belki bu tür bir filme ilgi gösterecek seyirci için çok problem olmayabilir. Ancak hepsinin üstünde, Toyon'un oyunculuk tarzının da üstünde, Adviye Hanım'ın sunumuyla ilgili bir sorun var ortada.

    Bir insanın yaşlandığını, artık kendine bakamadığını, yediğine içtiğine dikkat etmesi gerektiğini kabullenmemesi son derece anlaşılabilir bir durum. Fakat Adviye Hanım, bildiğiniz huysuz, hatta haset bir kadın. Sırf kendisi rejim yemekleri yemek zorunda diye, kızı ve ailesinin yemeklerine müshil katıyor mesela. Bunun komik olduğu düşünülmüş muhakkak. 2011 yılında böyle şeylere gülen seyirci kalmış mıdır, ben emin değilim. Ama asıl sorun, bunun kötü niyetli bir tavır olması. Bir kızının kazağını söküyor, diğerinin yemeklerini berbat ediyor, zaten hiçbirinin özel hayatlarıyla ilgili kararlarına en ufak bir saygı göstermiyor. Daha da kötüsü, çocukları arasında ayrım yapıyor. Kimse kusura bakmasın ama ben sevilesi bir film karakteri görmüyorum ortada. O zaman film de çöküyor aslında. Kadının başına gelenler, hastalanması veya daha kötüsü, beni çok da etkilemiyor. Bu kadını örnek bir Türk annesi veya anneannesi olarak görenler varsa da önce kendilerine karşı dürüst olduklarını düşünmüyorum. Filmin yaratmaya çalıştığı sözde nostaljik atmosfere karşı fazla naif bir duyarlılık gösteriyor olmalılar.

    Ayrıca Çınar Ağacı sanki "eşiniz sizi aldatabilir bazen, hatta dövebilir ama bütün bunlar için bir evliliği bitirmeye değmez" veya "bir kadının kendi ayakları üstünde durmaya, çocuğunu kendi başına yetiştirmeye çabalaması beyhudedir" benzeri çok muhafazakar mesajlar da içeriyor. Ebeveynlerini huzur evine yatıran veya yatırmayı düşünen evlatların yüreklerine de vicdan azabı pompalamaya uğraşıyor hatta.

    Bütün bunlar, duygu sömürüsü ve gişe uğruna biraz umutsuzca çabalar açıkçası. Temiz sineması ile zaman zaman gayet etkili anlar da yakalayan Handan İpekçi'nin bundan daha iyisini yapabilmesini umardım.

    Twitter: aliercivan

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top