En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Demirtas
Takipçi
888 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
9 Ekim 2010 tarihinde eklendi
Vizyona girdiği ilk gün, ilk seansta izleme imkanım oldu. Son derece naif bir film olarak değerlendirebilirim. İlk yarım saat son derece ağır ilerlemesine rağmen yinede izleyicide ilgi uyandırdığını söyleyebilirim. Yarım saatten sonra film kendini çok iyi toparlıyor. Son derece güzel görüntüler eşliğinde ruhunuzu dinlendirebileceğiniz, empati kurabileceğiniz bir film. Oyunculuklara gelince, Mehmet Aslantuğ rolünü güzel sunmuş. Ancak Arzum Onan için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kötü iş çıkarmasada Mehmet Aslantuğun seviyesine çıkamadığını söyleyebilirim. Sonuç olarak beğendiğim bir film oldu.
Mehmet Aslantuğu çok sevdiğimden uzun uzadıya çok kötü şeyler yazasım yok.Kısaca ortada kocaman bir fiyasko var.6 Puanı Mehmet Aslantuğu beyazperdede izlediğim için ve bir kaç güzel tablo kıvamındaki görüntülere veriyorum.
Sırf Mehmet Aslantuğu beyazperde de görmek için gidilir. Onun sinema filmlerini çok özlemişiz.Film kategorilenemeyecek kadar garipti, farklı bi hikayeydi 6/10
Sinema bir ekip ve para işi. M. Aslantuğ'un oyunculuğu her zaman vasatın üstünde olmuştur. Fakat hem senarist hem yönetmenlik hem yapımcılık hem oyunculuk aynı potada nasıl erir? Tabii ki sonuçta ortaya böyle bir anlamsız bir yapım çıkar. Filmin tek artısı görüntü yönetmeninin usta işi çekimleri ve Bodrum'un eşsiz güzelliği. Oyuncu seçimi çok kötüydü diyeceğim ama ortada elle tutulur oyuncuda yok ki. Karı koca filmi domine etmiş. Çocuk oyuncunun şevkini kırmak istemem ama başarısızdı. Tabii bunda oyuncu koçununda başarısızlığı büyük etken. Uyku uyurken ikide bir göz kırpışması yapıyor fakat yönetmen tekrar çekim yada uyarı gibi alternatifleri hiç düşünmemiş. Örnek çocuk uyku görüntüleri için ise "Prensesin Uykusu" filmindeki çocuk oyuncuyu çok iyi etüd etmeleri gerekirdi. Maalesef M. Aslantuğ anlatmak isediklerini duygusal olarak biz izleyicilere geçiremeyecek kadar filmi pasifize etmiş. Bu filmi Çağan Irmak tarzı usta bir yönetmen çekseydi eminim film çok ama çok farklı olurdu. Yine de es geçmeyelim. Mehmet Aslantuğ'un filmi her ne kadar fiyaskoda olsa gişe gelirlerinde 2010 yılında 70 küsür filmi içinde 16. olmuş. Bunda geniş iş çevresi ve karizmatik kişiliği sayesinde 120 salonda gösterimin etki payı bir hayli fazla. Bodrum'un güzelliğini müzik eşliğinde belgesel tadında izlemek isteyenlere şiddetle öneririm. Ama yok ben bir aşk filmi izlemek istiyorum diyorsanız bu adres yanlış adres.....
Filmi izlemeye yeten Mehmet Aslantuğ, bekleneni karşılayamıyor. Bilindik bir hikayeyi, senaryonun sayısız eksikliğiyle sunuyor. Yardımcı oyuncu kadrosunun sağlamlığı biraz içe su serpiyor. Gene de hayli yavaş temposu huzursuz ediyor.
Gayet güzel bir film, şovmen oyuncu yok. filme gidenler herhalde ivedik tarzı bekliyorlar. Gerçek Oyuncular filmde oynuyor. Filmin tarzı drama olduğu için ağır zaten. Gitmeyi düşünenler bunu göze alarak gitsinler.
yorumlara güvenerek gittim bi daha türk filmi için sinemaya gitmem naralarıyla çıktım salondan. bu yorum birçoğunuza çok ağır gelebilir.. türk filmini aşağılamıyorum çok kaliteli yapımlar da var. eşkıya, kabadayı, gönül yarası, babam ve oğlum... ancak duygusal demek derin bir nefes çekip yarım saatte tek bi kelime söyleyerek oluyorsa ben yokum arkadaş.. filmin new yorkta çekilmiş sahneleri var diyince ben de bişey sandım. bir yatak odasının penceresindeki manzara, bir park ve brooklyn köprüsü (o da 30 sn bile diil.) bunun için oralara gitmenin bi alemi yoktu bence istanbulda daha hoş manzaralar yakalayabilirlerdi new york yerine.. arzum onanın ouynculuğunu çok donuk buldum yatağa oturuşu bile bi tarafı kırılıcak gibiydi. hele ilk başta arifle zuhalın diyaloğu insanı salondan çıkarıcak derecede uzun ve sıkıcıydı. sanırım bu filme karşı fazla dolmuşum siz ister izleyin ister izlemeyin.. sonuçta bu da bir emek ve her film bir kez görülmeyi hak eder..
İnsanımız -özellikle gençler- son 10 yılda abidik gubidik dizi formatlarına öyle alışmış ki bu film onlara uzak geliyor.Sıkılıyor.Çünkü Tv dizilerindeki aşırı uğultulu dialoglar, bağırıp çağırmalar, birbirlerini döver gibi konuşmalar...İşte bu anlayışa tutsak olmuş insanımız ne yazık ki 'sinema' 'tv dizisi' formatlarını ayıramıyor.Aşkın İkinci Yarısı gerek duygusuyla, gerek teknik anlatımıyla özel bir yere sahiptir.Yalın ve anlaşılır bir dili vardır. M.Aslantuğ yaşayarak oynamış belli ki. Filmden sıkıldım diyenlere daha az tv dizisi izlemelerini, dünya sinemasını yakından takip etmelerini öneririm...Saygılar.
6/101. 6 ay öncede hava aynıydı2. bunu ben değil erkek ark. farketti3. çok güzel doğa manzaraları vardı4. m.aslantuğ çok iyi bir oyuncu5. yarı uyur vaziyette izledim, biraz ağırdı
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.