Filmin, vermek istediği mesajı çok üstünkörü, genel geçer, slogansal bir şekilde vermesi beni oldukça rahatsız etti. Senaryo incelikten oldukça yoksun, bütün bağlantılar zorlama olarak yapılmış bir özellik gösteriyordu...
Bağlantılar çoğu zaman sinemaya yeni başlayan bir öğrenciyi bile gülümsetebilecek nitelikte basitlikler içeriyordu. Ferhan Şensoyun oynadığı akademisyenin büyük önem taşıyan hatıra defterini masasının üstünde bırakması ve odasını boş bırakıp uzun süreli dışarıya çıkması, bu süreçte öğrencinin gelip defteri alıp, sonra gidip fotokopi çektirebilmesi... Bir bağlantının bu kadar basitleştirlmesine ne gerek var. Bu tür ayrıntılar üzerinde kafa yorulmadıktan sonra film nedne yapılır..
benzer şeyleri filmin en az 6, 7 yeri için söyleyebiliriz.
Siyasal dostların zorlama bir araya getirilmeleri ve bunun da filmdeki aşk ilişkisine bağlı olarak gerçekleştirlmesi, Çocuklarının durumunu öğrenmek için emniyete giden ailelerin arkadaşalrının tutukladığını tam o sırada öğrenmeleri bir sinema filmi için çok kaba şekilde gerçekleştirlen bağlantılar değil midir. Senaryoyu yazdıktan sonra üzerine biraz daha düşünmek bu kadar mı zor...
ferhan Şensoy, Ege Aydan başta olmak üzere bütün karakterlerin gelişimi fazla yüzeysel kalmış. Karakterlerin değişiminin filmde bir kaç slogansal olayla aktarılması filmi yüzeysel kılıyor.
Türkiyede siyasal davaların en önde gelen liderlerin ve isimlerinin 1980li yıllarda yurda dönüp yargılanma süreçlerini tamamladığı halde, Ferhan Şensoyun canlandırdığı öğrencinin 30 yılı aşkın bir süre sonra müthiş bir siyasal suçlu olarak filmde gösterilmesi ve dosyasının aktif halde tutulduğunu göstermek için yurtdışından o süreçte bir kaç döküman gönderdiğinin söylenmesi sadece gülümsetiyor...
Filmin bir merkezi ve derinliğinin olduğunu da söylemek mümkün değil. Biraz siyasal slogan, biraz akademisyenlik, biraz öğrenci hayatı, araya aşk ilişkileri de katılmış, ele aldığı hiç bir konuyu da tam yansıtamamış, hiç bir karakterin derinine inememiş bir film olmuş.
Oyuncu kadrosuna baktığımız da yeteneklerinin iyi değerlendirlemediğini, film de keskin ve karikatür tipler olarak kaldıklarını, slogansal diyologların ötesine geçilemediğini söyleyebiliriz.
Bunun yanında filmin görüntü yönetiminin oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim. Sonuç olarak, film bittiğinde yüzümüzü buruşturak, filmin çok daha iyi olabilecekken, olay bağlantılarının çok üstünkörü yapılması, oyuncuların karakter gelişimlerinin iyi yansıtılamaması ve slogansal sözlerle bir inandırıcılık sorununun yaşanması gibi boyutlar nedeniyle vasatı aşamadığını söylemeliyiz...