Bazıları Plajda Sever!
Yazar: Ali ErcivanPlato Film yapımcılığında gerçekleştirdiği Plajda, daha kişisel bir ilk filmin ardından piyasa yönetmenliğine doğru kayan bir ivmeyi işaret ediyor Murat Şeker'in filmografisinin bu erken döneminde. Televizyonda aslında sanıldığı kadar olmasa da belli bir popülarite, en azından görünürlük kazanmış olan başrol oyuncuları Sarp Apak ve Gürgen Öz'ün komedi oyunculuğu potansiyeline sırtını yaslayan yapım, neticede Çılgın Dershane gibi örneklerden hallice bir eğlencelik olarak kalıyor.
Sinema tarihinin en büyük ustalarından Billy Wilder klasiği Bazıları Sıcak Sever'in öyküsü, bu filmin de iskeletini oluşturuyor. Başları belaya girince saklanmak için kadın kılığında bir film setine dahil olan iki başarısız oyuncunun yaşadıklarından bir komedi çıkartılıyor bu kez. Bu anlamda, en azından başarısı tescilli bir öykünün desteğiyle çıkıyor Plajda yola. Aynı çizgideki başka yerli yapımların sahip olduklarını söyleyemeyeceğimiz bir avantaj bu (bir öyküye sahip olmak yani).
Fakat birkaç açıdan değerlendiremiyor bu potansiyelini Şeker ve ekibi. Sırasıyla bunlara değinmeye çalışalım.
Öncelikle, bir cinsiyetler komedisinin önlerine açtığı geniş imkanlar yelpazesini senaryo değerlendiremiyor. Çoğunlukla küfre dayalı espriler bir yana, bir erkeğin kahramanlarımızdan birine aşık olması gibi, Wilder'ın filminden (ya da mecburiyetten kadın kılığına giren erkekler formülünü uygulayan Tootsie vb. nice filmden) birebir alınmış bazı yan öyküleri sadece kabaca tekrarlamakla yetiniyor. Bu şablonu kendi başına yeniden inşa etmek yerine, hazır bir paket olarak filmin orta yerine yerleştiriyor. Ve aslında dramatik potansiyeli de olan bir öykü olarak değerlendirmeyip, karikatür düzeyinde bir vodvil malzemesine indirgiyor.
Filmin genelinde işlemeyen çok durum var. Tuba Ünsal ile Gürgen Öz'ün karakterleri arasındaki romantik yakınlaşma, oyunculukların da etkisiyle, hiç ete kemiğe bürünmüyor. Filmin alelacele finali, boş bir eğlencelik izlemek isteyen izleyicilerin bile kolay kabullenemeyeceği kadar naif, hatta çocukça kalıyor. Kendine daha nitelikli bir çizgi tutturacağını umduğumuz dostumuz Şeker'in, filmini Çılgın Dershane, Neşeli Gençlik, Şaşkın vb. klasmanında kabullendiğini görmek bizi daha fazla hayal kırıklığına uğratıyor.
Bir film başarılı olmadığında, bütün günah yönetmenin omuzlarına kalır hep. Ama bazı durumlarda, tüm suçun ona ait olmadığını da görmek gerek. Her ikisi de ne yeterince yetenekli ne de yeterince tecrübeli olan iki başrol oyuncusunun filmi taşıyamıyor olduğu gerçeğini gözardı edemeyiz. Sarp Apak ile Gürgen Öz arasında bir uyum var ve bir noktaya kadar sempatik oldukları da söylenebilir. Ama en azından kariyerlerinin şu aşamasında, başrol sırtlanabilecek aktörler değil her ikisi de. Böyle bir filmin en çok ihtiyaç duyduğu doğaçlama becerisini belli ki gösteremiyorlar. Filmi izlenebilir düzeyde tuttukları muhakkak ama onun bir adım ötesine götürecek kadar deneyimleri yok her şeyden önce.
Anlatım açısından bakarsak da bir ritim, hatta bir dil tutarsızlığı var Plajda'da bana göre. Filmin daha dinamik bir sinema diline ihtiyacı var. Ama bu dinamizm, araya giren ve bikinili kızların vücut parçalarının ticari bir zihniyetle sıralandığı montaj sekanslarında aranıyor sanki sadece. Hikayeden bağımsız bu kısımları saymazsak, filmin genel olarak bir televizyon işi estetiğine sahip olduğunu söylemek gerek. Ve o montaj sekanslarında bile, bir dağınıklık, bir eldeki az malzemeden ite kaka çıkartılmışlık hali hissediliyor. Sanki yapımcı zoruyla sonradan oluşturulmaya çalışılmış gibi bu bölümler.
Plajda, ne yazık ki bir parodi olmayı da başaramıyor, zekice bir komedi olmayı da. Şüphesiz eğlenceli anları var. Ama zaten en baştan Bazıları Sıcak Sever değil de bir tatil yöresinde çekilmiş bol yarı çıplak genç kızlı, küfürlü, belden aşağıya oynayan, kolay gişe filmi olmayı seçtiği için kaybediyor. Şeker'in "bir Fenerbahçelinin aşkla imtihanı"nı anlatacağı ve önümüzdeki aylarda çekimlerine başlamayı planladığı yeni romantik komedi projesinde, daha kendi olmayı başarabileceği bir hareket alanı bulacağını ve Plajda'yı telafi edeceğini umuyoruz.