Mazi Yarası
Yazar: Ali ErcivanGeçtiğimiz temmuz ayında yitirdiğimiz Ersin Pertan, doksanlı yılların başından beri sinemamızda yönetmen olarak yer almıştı. Filmlerinin yapımcılığı dışında sanat yönetimi ve kostüm tasarımlarını da üstlenen eşi Annie G. Pertan ile ortaklaşa gerçekleştirdikleri bu filmler, yazık ki hiçbir zaman tatmin edici sinema eserleri olarak kabul görmediler. Kabul etmek zorundayız ki, üç ay önce vizyona girmiş olsaydı Mazi Yarası'nı da çok farklı değerlendirecekti herkes.
Saygıda kusur etmeden, karşımızdaki filmin amatör görünümlü ve büyük ölçüde çeşitli kartpostal manzaraları önünde konuşan kafalardan ibaret bir yapım olduğunu belirtmek zorundayız. Klasik bir aşk ve intikam öyküsüne mizahla yaklaşılmış olması, onu başarılı değil daha tahammül edilebilir kılıyor diyelim. Ama yine de güçlü bir sinema filmi sayılmaz karşımızdaki.
Genç oyuncuların, ellerindeki kısır malzemeye ve basmakalıp mizansenlere rağmen temiz performanslar verdiği Mazi Yarası'nda, başroldeki iki "aktör" ise oldukça sırıtıyor. Özellikle Nilüfer Açıkalın, yıllar içinde ancak seyircinin kendisini sevmemesiyle sonuçlanan o abartılı, teatral oyunculuklarından bir başkasını sergiliyor.
Açıkalın'ın tanımladığı gibi "bir melodramın taşlaması" olarak belli dozda eğlence içeriyor Mazi Yarası. Ancak o eleştirdiği gibi filmlerden kaç tane yapılıyor ki zaten artık? Bugün belki sadece dizilerde var olan bir anlayışı, o dizilerdekinden daha sinemasal olmayan bir dille perdeye aktarınca, ortaya en iyi ihtimalle vasat bir film çıkıyor.
Beyazperde ailesi olarak, Ersin Pertan'ı rahmetle anıyoruz. Ama yine de vizyona giren her filmi objektif bir gözle değerlendirmeye devam ediyoruz.