? Bugün Pazar...Bugün, beni ilk defaGüneşe çıkardılar.?Filim de öncelikle belirtilmesi gereken konunun oyuncu seçiminde ki başarı olduğunu düşünüyorum. Dalga dalga saçlarını geriye tarayan Yetkin Dikinciler, Nazım'a gerçekten çok benziyordu. Çoğu sahne de beyazperde de Yetkin Dikinciler'i değil gerçekten Nazım'ı izliyormuşum hissiyatına kapıldım. Dolunay Soysert'i Piraye rolünde izlemek de çok hoştu. Bir insan rolüne bu kadar yakışır. Kızıl saçları ve dönenim kıyafetliri içerisin de Nazım'ın o güzel şiirleri yazdığı kadını başarı ile canlandırmış. Dolunay Soysert'in gerçek hayatta da Pirayeye olan düşkünlüğü ve Nazım'ın Pirayeye mektuplarını başucu kitabım olarak tanımlaması, rolünü benimsemesi ve hayata geçirmesi açısından önemli bir nokta. Oyuncu seçiminden devam edersek film de Uğur Polat'ı görmek de benim açımdan hoş bir süpriz oldu. Bu film de rol aldığından haberim yoktu. Uğur Polat hapishane müdürü rolün de herzaman ki gibi kaliteli oyunculuğu ve etkileyici ses tohnu ile oldukça başarılıydı. Cast'dan devam edersek:-) Nazım'ın cezaevi arkadaşlarından ?Orhan? (Rıza Sönmez) de kendisinden bahsedilmesi gereken bir performans göstermiş. Görüldüğü üzere (en azından ben o şekil de düşünüyorum) filmde oyuncu seçimi ve karakter yaratımı çok başarılı. Her oyuncu büründüğü karakteri adeta yaşamış o olmuş. Bu açıdan oldukça başarılı bir film.Filimin konusunu hepimiz üç aşağı beş yukarı biliyoruz. Ben de kısaca değinmek istiyorum. Nazım'ın 1941 yılın da nakledildiği Bursa Hasiphanesinde geçen yıllarına yönelik bir çalışma var karşımız da. Nazım içerisinin tüm olumsuz koşullarına rağman sanatsal çalışmalarına devam ediyor. Mahkumların resimlerini çizip şiirler yazıyor. Sevenleri ile sohbet edip onlara edebiyat ve sanat hakkında yol gösteriyor. Bunlardan ?Orhan? birgün Nazım'a şiirlerini getiriyor Nazım şiirlere bakıp bunların hiçbir edebi değeri yok diyor ve müsvetteleri geri veriyor. Orhan hayal kırıklığı içesin de gidip odun sabasında yakıyor yazdığı şiirleri. Sonrasın da Orhan cevaevinden çıkarken Nazım ile aralarında geçen bir konuşmadan (72. koğuş ile ilgili) bu kişinin ünlü edebiyatçımız ?Orhan Kemal? olduğunu anlıyoruz. Bu tip hoş sürprizler de filime ayrı bir rek katmış. Filim de Nazım'ı resim çizerken, şiir yazarken, mahkumlar ile ilgili top oynarken, ajans radyosundan dünya da olup bitenleri öğrenmeye çalışrken, bazen de Alcatraz Kuşçusu gibi kendisine hediye edilen kanaryayı severken görüyoruz. Ne için içeriye düştüğüne çoğu zaman anlam veremeyen ve hep serbest kalacağı günün hayali ile yaşayan Nazım bir taraftan da hayatı boyunca en güzel aşk ve özlem şiirlerini yazdığı Piraysini düşünür ona şiirler yazar. Filimin yönetmeni Biket İlhan'ıda tebrik etmek istiyorum. Oldukça özverili bir çalışma ile başarılı bir filme imza atmış. Özverili diyorum çünki yönetmen bu flimi bakanlıktan aldığı oldukça düşük bütçeli bir paraya çekti. Buna ramen filimi izleyen arkadaşlar göreceklerdir atmosfer yaratımı oldukça başarılı. Mekanlar, giysiler taburelere varana kadar oldukça ince düşünülmüş. Kısıtlı para ile çekmiş olmanın getirdiği sıkıntı ve Nazım'ın Bursa hapishanesin de geçen yıllarının anlatımının handikapı içerisinde film genellikle kapalı mekanlar da geçiyor. Bu durum da izleyici de zaman zaman bir tiyatro oyunu izliyormuş hissi oluşmasını sağlayabiliyor. Buna rağmen filmini içesinide geri dönüşler ile Nazım'ın gençlik yıllarınnın da anlatılması ve kısıtlı dahi olsa dış mekan çekimleri bu algının dağılmasını sağlıyor. Tabii burada bütçenin oldukça kısıtlı olduğunu gözden kaçırmamamız gerekiyor. Biket İlhan'ın finans anlamın da bir sıkıntısı olmasıydı birkaç saniyelik dahi olsa Bursa'nın ve İstanbul'un o dönemine ait geniş mekan görüntüleri de kullanılabilseydi filimin atmosferi açısından güzel olurdu ama yönetmen eldeki imkanlar ile yapılabileceğin en iyisini yapmış. Buna bir şüpem yok. Nazım'ın acıları, özlemleri, üzüntüleri, verdiği mücadele, aşkları (aşkları derken Piraye ve dayı kızı Münevver'in arasında kalışından bahsediyorum.) fiimin akışı içerisin de şiirleri ile bütünleştirilip oldukça etkili bir sinemasıl anlatım ile beyazperdeye aktarılmış. Bu açıdan yönetmeni tekrar tekrar kutluyorum. Kendi adıma söylemem gerekirse filimi ufak tefek eksikliklerine rağman oldukça beğendim. Son olarak kısa kısa filmden aklımda kalanlara ilişkin birşeyler yazmak istiyorum. Nazım sorgu odasında iken Herakleitos dan bi haber memurların demek bir yunan'a şiir yazdınn senn şeklinde getirdikleri suçlama, Nazım'ın beni Mayakovski'ye benzetiyorlarmış sözü. Nazım bunu film de kabul etmese de bir dönem ünlü Futurist rus şairi Mayakovski'den oldukça etkilenmiştir. Orhan Kemal'in 72. Koğuş'u mutlaka yazacağım sözü. Dayı kızı Münevverin Nazım'a aşk itirafı ve kocasının içeride ki Nazım ?a bırak artık karımın peşini sözü:-) Hasta yatağın da yatarken Annesinin Nazım'a dünyanın dört bir tarafın da aydınlar senin serbest bırakılman için harakete geçtiler aralarında Picasso bile var demesi. Ajans radyosun da haber dinlemesi, Orha Kemal'in Nazım'a çok çalışıyosun yorulacaksın sözüne karşı Nazım'ın ?Ben çalışmassam yorulurum? sözü. Kanarya ile konuşurken Alcatraz Kuşçusunu çağrıştırması, filimin sonun da akıllar da kalan birkaç enstantanedir. Sonuç olarak yıllarca kitapları yasaklanan Nazım'ın hayatının böylesine ciddi araştırılmış ve hayata geçirilmiş bir proje ile sinemalarımız da gösterilmesi gerçekten mutluluk verici. Nazım'ı daha iyi tanımamız için de bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Başta yönetmen olmak üzere emeği geçen herkesi canı gönülden kutlarım.
Uzun yasaklı döneminden sonra böyle büyük bir şairin filmini yapmak bir kere başlı başına bir cesaret işi. Çünkü o büyüklüğün altında kalabilirsiniz, hakkını veremeyebilirsiniz ya da durduğunuz yerle Nazım'ın bedelini ödediği düşüncelerin tam karşısında olup yazık edebilirsiniz. Bu kaygılarla bakıldığında gerçekten cesaret işi diyorum. Filmse birçok eksik bıraktığı şeye, yer yer dışındalık hissi yaratmış olmasına karşın yine de Nazım'ı ve nasıl bedelli bir yaşam geçirdiğini iyi özetlemiş. Yer yer tavsamalar ve geçmişiyle cezaevi yaşamının birbirine girdiği yerler olsa da sıcak, içten ve şairi insani çelişkileri, acılarıyla yansıtan hoş bir film. Özellikle Nazım Hikmet'i çok iyi tanımayan daha genç kuşaklar için faydalı olabileceğini düşünüyorum. Umarım Nazım'ı cezaevi yaşamı dışında tüm yaşamıyla, döneminin siyasi atmosferiyle birlikte ele alan filmler de olur.
Nazım Hikmet adından olsa gerek büyük beklentilerle gittik ama Nazım Hikmet adının piyasaya yenik düştüğünü gördük. Yavan bi film olmuş malesef...Keşke Nazım Hikmet ile ilgili düzgün bir metin üzerine yeni bir film çekilse ve yine Yetkin Dikinciler oynasa...Bu hali çok yazık olmuş:(
etkileyici sahneler vardı var olmasına da, daha fazla işleyebilirdi içimize, daha fazla yüreğimize dokunabilirdi... ki zaten konu buna çok müsaitti-- asıl ben "karıma mektup" şiirini okumadığına çok üzüldüm, o zaman 2 puan artardı film,mükemmel şiirdir çünkü. Bu arada müzikler ve son çok güzeldi hakkını yememek lazım. Bence 8 :)
öncelikle filme sahip çıkan nazım hayranlarını kutluyorum. filme gelince: filmin konusunun nazım olması o filmi iyi bir film yapmaz. eğer meseleye bir sinema filmi açısından bakarsak iyi bir film olmadığını görürüz. ama ben en çok filmi göklere çıkaran eleştirmenlere üzüldüm. politik bir tutumla(işlerine geleni yapıp) sinema sanatına ihanet etmişlerdir.artık atilla dorsay'ı bile ciddiye almıyorum.
Film vasatın üzerinde bence daha başarılı çekilseydi (oynansaydı demiyorum fena değil oyunculuklar) önemli bir film olabilirdi uğur polat yine muhteşem yetkin dikinciler olmuş diyebilirim ayrıca bayan oyuncuları ve ahmet mümtaz taylanı başarısız buldum.Nazım Hikmet için daha iyi filmler bekliyorum açıkcası neden diye sorarsanız metin belgin iyi bir senaryo yazmadım demiyor ama yeteri kadar bilgi sahibi olmadığı apaçık ortada.Sonuç olarak Nazım Hikmet sevenleri dışındakilerinin de görmesi gereken bir film.
dolunay soysert oyunculuğuna hayran olduğum isimlerden birisidir.ayrıca özel yaşamına dikkat eden örnek bir isimdir,bu filmde de kendine yakışan bir performans sergilemiş başarılarının devamını dilerim.çok etkileyici bir film olmuş gerçekten de
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.