Hesabım
    Mavi Gözlü Dev: Nazım Hikmet
    Ortalama puan
    3,5
    664 Puanlama
    Mavi Gözlü Dev: Nazım Hikmet hakkında görüşlerin ?

    82 Kullanıcı yorumları

    5
    15 Eleştiri
    4
    24 Eleştiri
    3
    10 Eleştiri
    2
    21 Eleştiri
    1
    8 Eleştiri
    0
    4 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Ahmet G.
    Ahmet G.

    Takipçi 218 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    18 Şubat 2008 tarihinde eklendi
    Ben hiç beğenmedim. Ağır olmaya çalışırken abartılmış ve saçmalamış bir film. Beğenene saygım sonsuz ama ben bir Nazım Hikmet sever olarak bu filmi beğenmedim! 3/10
    barfly-2
    barfly-2

    Takipçi 229 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    13 Mart 2007 tarihinde eklendi
    konu nazım himet olunca objektif bakış çok zor oluyor. film kafadan artıyı zaten alıyor. böyle büyük bir ustanın hayatı ilk kez beyazperde de ve biz çok mutluyuz. onun için bu seferlik sinematografik açıdan bakmıyorum filme ve çok başarılı buluyorum!!!
    vince15
    vince15

    Takipçi 165 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    22 Aralık 2007 tarihinde eklendi
    Oyunculuk başarılı, biyografi türü ii sergilenmiş, teknik açıdan başarılı ancak senaryo çok zayıf olmuş. Keşke daha ii bir senaryo olsaydı da Türk sinema tarihine damgasını vurabilseydi bu film ama yine de 8 puanı hakettiğini düşünüyorum..
    gogola
    gogola

    Takipçi 176 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    22 Eylül 2010 tarihinde eklendi
    Zayıf seneryo, tiyatro havasında sahneler, oyunculuklar zayıf. Resmen Nazımın kıyısından geçen bir film. Yetkin e yazık olmuş. 4 puan. izlenmesede olur.
    tolstoyevski
    tolstoyevski

    Takipçi 76 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    19 Nisan 2007 tarihinde eklendi
    Ufuklardan ufuklara ordu ordu köpüklü mor dalgalar koşuyordu; Hazer rüzgârların dilini konuşıyor balam, konuşup coşuyordu! Kim demiş ’çört vazmi! ’ Hazer ölü bir göle benzer! Uçsuz bucaksız başı boş tuzlu bir sudur Hazer! Hazerde dost gezer, e.....y! .. düşman gezer! Dalga bir dağdır kayık bir geyik! Dalga bir kuyu kayık bir kova! Çıkıyor kayık iniyor kayık, devrilen bir atın sırtından inip, şahlanan bir ata biniyor kayık! Ve Türkmen kayıkçı dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş. Başında kocaman kara bir papak; bu papak değil: tüylü bir koyunu karnından yarıp geçirmiş başına! Koyunun tüyleri düşmüş kaşına! Çıkıyor kayık iniyor kayık Ve kayıkçı ’Türkmenistanlı bir Buda heykeli’ gibi dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş, fakat, sanma ki Hazerin karşısında elpençe divan durmuş! O da bir Buda heykelinin taştan sükûnu gibi kendinden emin dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş. Bakmıyor kayığa sarılan sulara! Bakmıyor çatlayıp yarılan sulara! Çıkıyor kayık iniyor kayık, devrilen bir atın sırtından inip şahlanan bir ata biniyor kayık! - Yaman esiyor be karayel yaman! Sakın özünü Hazerin hilesinden aman! Aman oyun oynamasın sana rüzgâr! - Aldırma anam ne çıkar? Ne çıkar kudurtsun karayel suları, Hazerde doğanın Hazerdir mezarı! Çıkıyor kayık iniyor kayık çıkıyor ka... iniyor ka... Çık... in... çık...
    Sikimic
    Sikimic

    Takipçi 165 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    10 Aralık 2008 tarihinde eklendi
    Vasat bir film olmuş. Daha özenilerek çekilse daha güzel bir sonuç ortaya çıkabilirdi.
    ilsalaron
    ilsalaron

    Takipçi 644 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    26 Mart 2007 tarihinde eklendi
    Bu filmde ben açıkçası umduğu bulamadım, Nazım Hikmet’in biyografik filmini yapacaksanız tüm hayatını detaylarıyla anlatan film yapacaksınız ki film tüm kitleler tarafından anlaşılabilsin, tüm kitleler Nazım Hikmet’i hataları sevapları dostlukları ile bilebilsinler diye. Bu film sadece yaşamının sadece bir kısmını bize sunuyor ancak İbrahim Balaban haricindeki dostları ve düşmanları hakkında fazla bilgi vermiyor, ve bir iki şiirini ancak duyabiliyoruz, gerçi son sahne ayakta alkışlanacak sahne olmasına rağmen. Yetkin Dikinciler ve İbrahim Balaban oynayan oyuncular gerçekten müthiş ama maalesef film vasatı aşamamış.
    Majör-2
    Majör-2

    Takipçi 294 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    6 Ekim 2007 tarihinde eklendi
    Konular birbirinden çok kopuk.Görüntüler anlamsız bir sıra ile sıralanmış.Yani filmin sonunda filmin başına da dönebiliyorsunuz.Yetkin Dikinciler’in inanılmaz oyunculuğu sayesinde kendini izlettiren bir film.Yetkin Bey gerçekten de inanılmaz doğal oynamış filmde.Yani Onu izlerken hiç rol yaptığını düşünmedim.Sanki karşımdaki Nazım’dı...Ayrıca 'Balaban' karakterini canlandıran oyuncu da çok başarılıydı.Kısacası, yönetmen başarılı olsaymış bu oyuncu kadrosu ile Türkiye’nin en önemli filmlerinden biri olabilirmiş.Ama malesef ki oyuncular sürüklemiş filmi...7/10
    lkocaoglu
    lkocaoglu

    Takipçi 21 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    12 Mart 2007 tarihinde eklendi
    ? Bugün Pazar...Bugün, beni ilk defaGüneşe çıkardılar.?Filim de öncelikle belirtilmesi gereken konunun oyuncu seçiminde ki başarı olduğunu düşünüyorum. Dalga dalga saçlarını geriye tarayan Yetkin Dikinciler, Nazım'a gerçekten çok benziyordu. Çoğu sahne de beyazperde de Yetkin Dikinciler'i değil gerçekten Nazım'ı izliyormuşum hissiyatına kapıldım. Dolunay Soysert'i Piraye rolünde izlemek de çok hoştu. Bir insan rolüne bu kadar yakışır. Kızıl saçları ve dönenim kıyafetliri içerisin de Nazım'ın o güzel şiirleri yazdığı kadını başarı ile canlandırmış. Dolunay Soysert'in gerçek hayatta da Pirayeye olan düşkünlüğü ve Nazım'ın Pirayeye mektuplarını başucu kitabım olarak tanımlaması, rolünü benimsemesi ve hayata geçirmesi açısından önemli bir nokta. Oyuncu seçiminden devam edersek film de Uğur Polat'ı görmek de benim açımdan hoş bir süpriz oldu. Bu film de rol aldığından haberim yoktu. Uğur Polat hapishane müdürü rolün de herzaman ki gibi kaliteli oyunculuğu ve etkileyici ses tohnu ile oldukça başarılıydı. Cast'dan devam edersek:-) Nazım'ın cezaevi arkadaşlarından ?Orhan? (Rıza Sönmez) de kendisinden bahsedilmesi gereken bir performans göstermiş. Görüldüğü üzere (en azından ben o şekil de düşünüyorum) filmde oyuncu seçimi ve karakter yaratımı çok başarılı. Her oyuncu büründüğü karakteri adeta yaşamış o olmuş. Bu açıdan oldukça başarılı bir film.Filimin konusunu hepimiz üç aşağı beş yukarı biliyoruz. Ben de kısaca değinmek istiyorum. Nazım'ın 1941 yılın da nakledildiği Bursa Hasiphanesinde geçen yıllarına yönelik bir çalışma var karşımız da. Nazım içerisinin tüm olumsuz koşullarına rağman sanatsal çalışmalarına devam ediyor. Mahkumların resimlerini çizip şiirler yazıyor. Sevenleri ile sohbet edip onlara edebiyat ve sanat hakkında yol gösteriyor. Bunlardan ?Orhan? birgün Nazım'a şiirlerini getiriyor Nazım şiirlere bakıp bunların hiçbir edebi değeri yok diyor ve müsvetteleri geri veriyor. Orhan hayal kırıklığı içesin de gidip odun sabasında yakıyor yazdığı şiirleri. Sonrasın da Orhan cevaevinden çıkarken Nazım ile aralarında geçen bir konuşmadan (72. koğuş ile ilgili) bu kişinin ünlü edebiyatçımız ?Orhan Kemal? olduğunu anlıyoruz. Bu tip hoş sürprizler de filime ayrı bir rek katmış. Filim de Nazım'ı resim çizerken, şiir yazarken, mahkumlar ile ilgili top oynarken, ajans radyosundan dünya da olup bitenleri öğrenmeye çalışrken, bazen de Alcatraz Kuşçusu gibi kendisine hediye edilen kanaryayı severken görüyoruz. Ne için içeriye düştüğüne çoğu zaman anlam veremeyen ve hep serbest kalacağı günün hayali ile yaşayan Nazım bir taraftan da hayatı boyunca en güzel aşk ve özlem şiirlerini yazdığı Piraysini düşünür ona şiirler yazar. Filimin yönetmeni Biket İlhan'ıda tebrik etmek istiyorum. Oldukça özverili bir çalışma ile başarılı bir filme imza atmış. Özverili diyorum çünki yönetmen bu flimi bakanlıktan aldığı oldukça düşük bütçeli bir paraya çekti. Buna ramen filimi izleyen arkadaşlar göreceklerdir atmosfer yaratımı oldukça başarılı. Mekanlar, giysiler taburelere varana kadar oldukça ince düşünülmüş. Kısıtlı para ile çekmiş olmanın getirdiği sıkıntı ve Nazım'ın Bursa hapishanesin de geçen yıllarının anlatımının handikapı içerisinde film genellikle kapalı mekanlar da geçiyor. Bu durum da izleyici de zaman zaman bir tiyatro oyunu izliyormuş hissi oluşmasını sağlayabiliyor. Buna rağmen filmini içesinide geri dönüşler ile Nazım'ın gençlik yıllarınnın da anlatılması ve kısıtlı dahi olsa dış mekan çekimleri bu algının dağılmasını sağlıyor. Tabii burada bütçenin oldukça kısıtlı olduğunu gözden kaçırmamamız gerekiyor. Biket İlhan'ın finans anlamın da bir sıkıntısı olmasıydı birkaç saniyelik dahi olsa Bursa'nın ve İstanbul'un o dönemine ait geniş mekan görüntüleri de kullanılabilseydi filimin atmosferi açısından güzel olurdu ama yönetmen eldeki imkanlar ile yapılabileceğin en iyisini yapmış. Buna bir şüpem yok. Nazım'ın acıları, özlemleri, üzüntüleri, verdiği mücadele, aşkları (aşkları derken Piraye ve dayı kızı Münevver'in arasında kalışından bahsediyorum.) fiimin akışı içerisin de şiirleri ile bütünleştirilip oldukça etkili bir sinemasıl anlatım ile beyazperdeye aktarılmış. Bu açıdan yönetmeni tekrar tekrar kutluyorum. Kendi adıma söylemem gerekirse filimi ufak tefek eksikliklerine rağman oldukça beğendim. Son olarak kısa kısa filmden aklımda kalanlara ilişkin birşeyler yazmak istiyorum. Nazım sorgu odasında iken Herakleitos dan bi haber memurların demek bir yunan'a şiir yazdınn senn şeklinde getirdikleri suçlama, Nazım'ın beni Mayakovski'ye benzetiyorlarmış sözü. Nazım bunu film de kabul etmese de bir dönem ünlü Futurist rus şairi Mayakovski'den oldukça etkilenmiştir. Orhan Kemal'in 72. Koğuş'u mutlaka yazacağım sözü. Dayı kızı Münevverin Nazım'a aşk itirafı ve kocasının içeride ki Nazım ?a bırak artık karımın peşini sözü:-) Hasta yatağın da yatarken Annesinin Nazım'a dünyanın dört bir tarafın da aydınlar senin serbest bırakılman için harakete geçtiler aralarında Picasso bile var demesi. Ajans radyosun da haber dinlemesi, Orha Kemal'in Nazım'a çok çalışıyosun yorulacaksın sözüne karşı Nazım'ın ?Ben çalışmassam yorulurum? sözü. Kanarya ile konuşurken Alcatraz Kuşçusunu çağrıştırması, filimin sonun da akıllar da kalan birkaç enstantanedir. Sonuç olarak yıllarca kitapları yasaklanan Nazım'ın hayatının böylesine ciddi araştırılmış ve hayata geçirilmiş bir proje ile sinemalarımız da gösterilmesi gerçekten mutluluk verici. Nazım'ı daha iyi tanımamız için de bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Başta yönetmen olmak üzere emeği geçen herkesi canı gönülden kutlarım.
    e-dione
    e-dione

    Takipçi 113 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    18 Mart 2007 tarihinde eklendi
    ben filmi gerçekten beğendim.ama filmi tam olarak anlamak için daha önceden nazım ı bilmek şiirlerini okumak hayatı hakkında bir fikre sahip olmak gerekiyor.
    thisisturkishempire
    thisisturkishempire

    Takipçi 12 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    29 Haziran 2007 tarihinde eklendi
    Güzel değildi.Berbattı.Tek taraflı çekmişler.Türk devleti haksızdı demeleri ve filmi çekmeden bitirmeleri yeterdi.Ben kamera açılarınıda güzel bulmadım.
    nskmourinho
    nskmourinho

    Takipçi 998 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    23 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
    basarılı bir biyografi filmi yetkin dikincileri kutluyorum mükemmel ir oyunculuk göstermiş 7/10
    haylan-18
    haylan-18

    Takipçi 146 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    26 Mart 2007 tarihinde eklendi
    Çok güzeldi....Fakat Piraye ile mektuplaşmaları tam olarak verilmemiş.Onun dışında harika,oyuncular,diyaloglar,gerçeklik...Her şey muhteşem!eh biraz sıkıyorda ama o kadarda olur yani.
    eakyol90
    eakyol90

    Takipçi 27 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    18 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    biliyorum bazılarının bu filme neden çamur attıklarını.ülkemizde hangi abd karşıtı konu açıkça ortaya çıkarılabildiki(üstelik abd her müslümana,bizede terörist gözüyle bakarken)sosyalist görüşlü her insana terörist gözüyle,bölücü gözüyle bakan yurttaşlarımız var.onlar sosyalist rusya'nın azerileri, kafkasları haksız yere katlettiklerini iddaa ediyorlar.iddaa sahiplerine kişilere haksızsın demek hiç doğru değil çünkü pek çok şeye onlarda tek taraflı bakıyorlar ya da yeterli bilgiye sahip değiller.amacım hakaret değil.sscb ve diğer komünist ülkelrin iki şartı neydi?1-komünizme karşı olmayacaksın(çünkü bir sebebin yok karşı olmak için,ev bedava,su bedava...)2-çalışacaksın.diğer türk kardeşlerimiz ne yaptı?kimin kışkırtması onları ölüme götürdü?biz şimdilik en azından nazım hikmetlerimize sahip çıkalım.
    pinkcadillac
    pinkcadillac

    Takipçi 127 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    19 Mart 2007 tarihinde eklendi
    filmin en büyük avantajı oyuncu seçimindeki başarısı. neredeyse bütün oyuncular rollerine çok güzel uyum sağlamışlar.geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen sahneler zaman zaman kopukluk yaratmış. maalesef filmde akıcılık sağlanamamış. çok olayın ucu açık bırakılmış, bir sonuca bağlanamamış. özellikle münevver ve piraye arasında gidip gelen nazım hikmet’in duyguları yeterli bir şekilde verilememiş, bu arada piraye ve münevver’in yaşadıkları biraz daha anlatılabilirdi. ya da film nazım hikmet üzerine kurulu diye düşünüldüyse de en azından nazım’ın duygularına biraz daha yer verilebilirdi.tabii ki böyle bir filmin yapılması hem tarihi açıdan hem de nazım hikmet’i anmak ve bilmeyenlere de öğretmek açısından çok önemli ancak siz de takdir edersiniz ki filmin sinematografik açıdan büyük eksikleri var. bunda da hem nazım hikmet’in çok vefalı bir hayran kitlesinin olması hem de olayların siyasi boyutunun önemli yer tutmasının payı büyük. kimseyi kırmadan ve olay yaratmadan bir film yapmak istenmiş sanırım ama bu durum da filmi çok yüzeysel kılmış. filmin sonu da insanda yarım kalmış hissi uyandırıyor. daha iyi ve etkileyici bir şekilde bitirilebilirdi.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top