Hesabım
    Kıskanmak
    Ortalama puan
    3,4
    212 Puanlama
    Kıskanmak hakkında görüşlerin ?

    40 Kullanıcı yorumları

    5
    5 Eleştiri
    4
    12 Eleştiri
    3
    4 Eleştiri
    2
    17 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    velnmt
    velnmt

    Takipçi 45 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    2 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    Demirkubuzun Nahid Sırrı Örikin Kıskanmak adlı romanından uyarlaması, 1930-1940 dönemini anlatan bir film. Olaylar Zonguldakta geçiyor. Romanı okumadığım için yorumlarım tamamen film üzerinden olacak.Yönetmen, 'Bugüne kadar hem zaman olarak, hem akıl olarak, hem farklılık olarak en çok emek verdiğim, en çok para yatırdığım, en çok meşgul olduğum filmim bu' diyor kendi web sitesinde. Filmin ana kişisi çirkin, sığıntı kardeş Senihadır. Senihanın davranışlarındaki kodları anlamak, anlamlandırmak, çözmek için şifre çözücü olmak gerekir. Yönetmen 'Aslında geceler boyunca neler hayal etmesine, en az Mükerrem kadar arzuları olmasına rağmen onun öyle bir yaşamı yoktur, aynı doğaya sahip olduğu halde.' Allah aşkına bu sözleri doğrulayacak bir sahne var mı filmde? Ne arzusu, ne hayali? Dümdüz, buz gibi bir kadın resmi var. İlk ilişkisini bile anlatırken yemek tarifi verir gibi. Kıskanmış nasıl, ne zaman nerede? Yönetmen 'Romanda Seniha mahrum bırakıldıkları yüzünden çirkinleşmiş bir karakterdir' diyor, ancak filmde neden mahrum bırakıldığını anlatma lütfunda bulunmuyor. Sadece ilk cilişkisini yaşadığı ve evlenmeyi düşündüğü kişiyi ağabeyinin askere aldırdığı bilgisi veriliyor. Bunların dışında, çocukluk, gençlik yılları, aile ortamı, anne babanın davranışları neden, nerede, ne zaman birikti bu kadar kin, öfke. Müneccim olmak lazım bunları kavramak için.Hikayeyi kimin gözünden gördüğümüz, belli değil. Garip bir karışıklık var. Tıkanmışlık var. Oyuncu seçiminde yine ciddi hatalar var. Nuriye Hanımın dünya güzeli oğlu Nusret ömründe ilk kez kamera karşısına geçmiş herhalde. Dökülüyor. Hele yatak sahnesi sonrası tartışma sahneleri evlere şenlik. Bu kadar kötü olabilirdi. Konuşma metni ise tam bir felaket: Nüzhet: 'Bu münasebete sırf zevk almak için et ve sinir tarafına düşkünlüğün sebebi ile başlamış olduğun halde böyle konuşman deli ediyor beni.' Bu mükalemeyi (!) 3-5 kez dinledim. Aynen böyle. 'et ve sinir tarafına düşkünlük' Burada yazacak kelime bulamıyorum. Dekorlar, sahneler için özenilmiş, uğraşılmış, emek verilmiş de kardeşim dikkat niye edilmemiş. Seniha 'Bütün olanları tasavvuf ederek....' diyor. Tasavvuf ile tasavvur arasındaki telaffuz farkını bilmez mi insan. Bir harf değişince anlam da değişir. Tasavvur kelimesi iki sahnede geçiyor. İlerleyen sahnede doğru telaffuz edilmiş. Ancak Seniha yanlış söylemiş ama perdeye yansıyana kadar kimse fark etmemiş. İnanılır gibi değil. Filmde 'Mutlak suretle kabil olur.' deniyor. Yine Senihanın mÜkerreme söylediği 'Şeriata hesap vermek' ten bahsetmesi, bilmem ki o dönemde böyle bir cümle kurmak mümkün mü? Cümle en fazla 'şeriatın kestiği parmak acımaz' olabilirdi. Arada dağlar kadar fark var. Anlaşılıyor ki yönetmen konuşma dili ile yazı dili arasındaki farkı hiç kavramamış yazık ki? Genel olarak metin dilini beğenmedim. Zorlama olmuş. İğreti, akışkan değil.Mahkumların geçtiği bir sahne var. Boyunlarında koca koca kelepçeler. 1930larda mahkumlar böyle mi taşınıyordu bilmiyorum. Umalım büyük bir hata yapılmamaıştır. Yine aynı sahnede sakallı bir mahkum var. Sakalı ve bıyığının kesiliş tarzı 1980 sonrası biçimde. O dönemde Türkiyede böyle bıyık sakallı biri olmaz. (sakal uzun bıyık çok çok kısa) Yine sonlara doğru hapishaneden çıkmadan önce bir sokak sahnesi var. Sokakta insanlar yürüyor. Arada bir türbanlı genç kız geçiyor. Artık burada diyecek söz kalmadı. O tarz baş bağlama da 80 sonrasına ait. Türban değil başörtüsü olmalıydı. Dikkatsiz, özensiz olmuş. Yönetmenin bazı konuları hiç bilmediği fazlasıyla sırıtıyor. Filmde bir de cep telefonu sahnesi olsaymış tam olacakmış. Tüyümüz eksik kalmış. Filimdeki kurgu, senaryo yine koca koca boşluklarla dolu. İzleyen istediği gibi doldursun. Ancak hiç bir halde muhayyileniz bir mantık, bir bütünlük bulamıyor. Karşınıza nedensizlik toslayıp duruyor. Nedensizlik, sonra anlamsızlık olarak dönüyor size. Mükerrem ile Halitin evliliği ile ilgili hiç ama hiç bir bilgi kırıntısı yok. Mükerrem niye kocasını aldatıyor? Bir sorunları mı var da aldatıyor. Sevmiyor mu? Tutku mu? Aşk mı? İhtiras mı? Zevk mi? Değişiklik mi? İhanet etmenin merakı mı? Spor olsun diye mi? Laf ola beri gele mi? Yok da yok. Anlamanız mümkün değil. Bir genci görüyor, bir de yatağı. 3 ay gündüz buluşuyorlar kavga ediyorlar ayrıldılar sanıyorsunuz, sonraki sahnede gece buluşmaları ihtiraslı sevişmeler başlıyor? İyi de neden?Tipler oturmamış. 'Tatlılardan ne yiycez' Halit, nasıl bir insan anlamak mümkün değil. Avrupada mühendislik eğitimi almış, filmin bir yerinde fötrle aydın tip, bir yerinde kasketiyle köylü Halit ağa, davranışları, duruşu, tepkileri, namus cinayeti vs. Gel de inan. Filmde kocaman bir inandırıcılık problemi var. Basit hatalar, boşluklar tüm keyfinizi bozuyor. Canım çok sıkıldı. Masumiyet yönetmeninden böyle bir film beklemiyordum. Keşke dönem filmi çekmeseydi. İlk kez Demirkubuz filmine 5in altında üzülerek puan veriyorum. 4/10 Unutmadan, filmin sonunda kendiliğinden açılan kapı filmlerin en kötü kendiliğinden açılan kapısıydı.
    zafer-calayoglu
    zafer-calayoglu

    Takipçi 249 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    19 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    film iyi bir uyarlama olmayı pek başaramamış. oyunculara gelirsek ; berrak kesinlikle filme yakışmamış ve çok erken bir şekilde başrol ortaklığı aldığını söyleyebilirim. sanırım ilk uzun metraj filmi. nergis öztürk çok başarılı bir performans sergilemiş.filmdeki dil çok sırıtmış kimse benimseyememiş o dili ve sanki bir tiyatro provası havası vardı film boyunca. ve filmin sonunda son cümle ile herşeyi bitirmek yönetmenlerde hiç sevmediğim bir özelliktir. film boyunca seyirciyle birlikte hareket edilmez son sahne gelir ve tüm bir buçuk saatlik filmin aslında tek bir cümle ile herşeyi anlattığını görmek bize saygısızlıktır.zeki demirkubuz u taktir ettiğim yan ise yaz-kış demeden her mevsimde film çekerek emek harcamalarıdır, tıpkı reha erdem,çağan ırmak vs gibibu yüzden filme 10/5 verdim
    000alper
    000alper

    Takipçi 58 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    10 Kasım 2009 tarihinde eklendi
    Çok beğendim.Nergis Öztürk çok başarılı oynamış.Hakkını vermiş rolünün.Sinemada izlenmeli.Değişik bir film.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    20 Mayıs 2012 tarihinde eklendi
    iyi oyuncuların hatta iyi bir yönetmenin olması dahi bu filmi kötü olmaktan kurtaramamış 1/5
    kuzularynsessizli-i
    kuzularynsessizli-i

    Takipçi 804 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    17 Eylül 2010 tarihinde eklendi
    Zeki Demirkubuzun en iyi filmi bana göre bu filmdir. Her yönüyle eksiksiz, müthiş bir film. Kaliteli ve başarılı bir roman uyarlaması...10/9
    widmark-2
    widmark-2

    Takipçi 457 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    12 Kasım 2009 tarihinde eklendi
    Ustanın bu denemesi 2001 yapımı Yazgıyla birbirini tamamlıyor. Hatta karanlık üzerine öykülerin çekilmeyen 3.bölümü gibi. Serdar Orçinin rol alması bir o kadar ironik , Nergis Öztürkün bazı durumlarda resmettiği tavır ve neticede açılan kapı. Demirkubuz bazı oyuncuların saçma oyunculuklarına rağmen ustalığını şaha kaldırmayı başardı. Gidiniz , izleyiniz
    throughout
    throughout

    Takipçi 367 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    30 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    Zeki demirkubuz filmi değildi sanki.. diğer filmlerindeki gerçekçilik ve etki bu filmde kesinlikle yok.. oyuncular başarılı ama film vasat.. 4/10
    enesnail
    enesnail

    Takipçi 221 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    30 Haziran 2010 tarihinde eklendi
    dönem filmi olması güzeldi ve dönem iyi işlenmişti konuşmalar, elbiseler, mekanlar. görüntü de oldukça iyiydi. oyunculuklarda güzeldi. ama bir eksik var gibi geliyor insana bence o da senaryo. zeki demirkubuzdan hep iyi filmler beklediğimden dolayı hafif bir beğenmemezlik yaptım. genel itibarıyla iyi bir filmdi.
    sarpcore
    sarpcore

    Takipçi 195 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    30 Mart 2010 tarihinde eklendi
    Kıskanmak,Türk sinemasının önemli yönetmenlerinden Zeki Demirkubuzun son filmi.Daha önceki filmleriyle karşılaştırıldığında sönük kalıyor.Dönem filmi olması belli ölçülerde başarı gibi görünsede,asıl sorunun filmin senaryo ve anlatmak istediğini anlatamamasında yatıyor.Demirkubuz hiç tanınmayan ve oyuncu olmayan kişilere rol vermişti önceki filmlerinde.Keşke yine hiç tanınmayan ve oyuncu olmayan birini oynatsaydı Berrak Tüzünataç yerine.Banamı öyle geldi artık bilmiyorum çok fena sırıttı filmde.Gerçi ondanda daha önemlisi başta dediğim gibi filmin anlaşılmaz senaryosu.Abisinin eşini kıskanıyor izlemi verip aslında alakasız birini kıskanıyormuş gibi bir hal almasına çalışmış.Sonuç olarak sevdiğim bir yönetmenden beklemediğim tuhaflıkta bir yapım ortaya çıkmış.
    pinkcadillac
    pinkcadillac

    Takipçi 127 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    27 Kasım 2009 tarihinde eklendi
    Kıskanmak, Demirkubuz gibi bir yönetmenin elinde çok daha iyi bir film olabilecekken resmen kötü oyuncuların yeteneksizliği yüzünden vasat bir film olmuş. Nergis Öztürkün oyunculuğu maalesef filmi kurtarmaya yetmemiş. Berrak Tüzünataç ve Bora Cengizin yeteneksizlikleri özellikle yalnızca ikisinin olduğu sahnelerde çok göze batıyor. Açıkçası pek çok seyirci tarafından fark edilen ve rahatsız edici bulunan bu durumun Demirkubuz tarafından fark edilmemiş olması çok ilginç. Sanki bir türlü yetenekli oyuncu bulunamamış da kim denk gelirse oynatılmış gibi bir his yaratıyor. Bunun dışında film, kitabın bir uyarlaması olmaktan ziyade kitaptan esinlenmiş gibi. Kitaptaki gibi Senihanın kıskançlığının nedenleri verilmediği için Senihanın filmin ikinci yarısında gösterdiği davranış değişikliği de temelsiz kalıyor. Bütün o süreçte aklından geçenler de kitaptaki gibi anlatılmadığı için Senihanın kıskançlığı sanki abisine değil de Mükerreme yönelikmiş gibi görünüyor. Bu yüzden de abisini mahvetme planının sebepleri anlaşılmıyor. Demirkubuz kıskanmak kavramını filmde yalnızca güzellik çirkinlik savaşına indirgemiş ama bütün izleyiciler kitabı okumadıkları için film çok açıdan muğlak ve anlaşılmaz olmuş.
    Tolgahan
    Tolgahan

    Takipçi 32 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    14 Şubat 2010 tarihinde eklendi
    Sinemanın bilinmeyenlerindendir Zeki Demirkubuz.Sessiz sedasız gösterime girer,tanıtımları yapılmaz,kendine özgü bir izleyici kitlesi vardır ve hedefi de zaten o kitledir.Gişe başarısı önemli değildir.Diğer filmleriyle aralarında bir bağ kurabilmiş izleyicilerine derdini anlatabilmektir önemli olan.Herkesin beğenmemesi normaldir.Herkese hitap eden bir yapım değildir.Zeki Demirkubuz filmleri marjinaldir.Ya çok beğenirsiniz ya da hiç beğenmezsiniz.Ortası yoktu.Ancak bana göre bu film izlenilmelidir.
    nskmourinho
    nskmourinho

    Takipçi 998 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    23 Nisan 2010 tarihinde eklendi
    Yer yer kasvet boyutu çok artan derdşnş fazla dallandırıp budaklandıran bir demirkubuz filmi olmuş.Diğer filmlerine göre daha vasat ve bunaltıcı 5/10
    ozzy-badd
    ozzy-badd

    Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    11 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
    Son zamanlarda izlediğim, nadir eli yüzü düzgün Türk filmlerdendi diyebilirim ? yönetim,makyajlar,oyunculuklar,senaryo vs. gayet başarılı ?Dönem çok iyi yansıtılmış ayrıca ? sağlam bir zeki demirkurbuz filmi , izlenebilir ? 10/6 ?
    eakyol90
    eakyol90

    Takipçi 27 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    6 Şubat 2009 tarihinde eklendi
    açıkcası beyazperde.comda biraz geç görünmesine şaşırdım bu filmin. merakla bekliyorum. seyircilere galiba sadece sırrı örikin bu kitabını okuyarak sabretmek düşüyor.
    tizep
    tizep

    Takipçi 139 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    22 Haziran 2011 tarihinde eklendi
    Filmi dvd olarak seyrettim. Kamera arkası ve ekstralar çok ilginçti. Özellikle filmi oyunculuğu ile büyüleyen Nergiz Öztürke yapılan yaşlandırma makyajı çok gerçekçiydi. Nergiz Öztürk Seniha karakterini mükemmel oynamış aldığı ödülüde haketmiş. Onu Karayılan dizisinde Sona olarak izlemiştik. Burada rol gereği tekinsizlik ruhunu iyi canlandırmış. Tek eksiği mükemmel bir şekilde kullandığı eski Türkçeyi çok hızlı okumasıydı. Sanki ezberlemişte bir an önce unutmadan okuyup bitiren bir eda ile replikleri okuyordu. Biraz daha kelimeleri yavaş ve vurgulu yapabilirdi.

    Filmin tek eksik yanı Berrak Tüzünataç... Filmde çok sırıttı. Erotik sahnelerede gerek yoktu.

    Yönetmen burada bence eldeki olanaklarla bu dönem filmini kotarmış. En azından eline yüzüne bulaştırmamış. Çünkü bu tarz filmleri çekmek gerçekten çok zor. Mutlaka izleyin özellikle dvdsini...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top