Bir sürü 'en'lerin ödülünü toplayan bu film, allahtan en iyi senaryo ödülünü almamış. Yoksa Türk sinemasına inancım hiç kalmayacaktı. Ağır, ağdalı, gizemli bir tonla başlayan film, senaryonun saçmasapan mantık hatalarıyla bir anda çuvalladı. Gitti Güven Kıraçın o oturmuş, güzelim oyunculuğu. Yahu biraz mantık. Kim evini gizlice öğrenen ve kapısını çalan birine en gizli hikayesini anlatır? Hem de hiç sorgulanmadan? Bir de ne çıkar filmin sonuç bölümünden: Herkesin hikayesi çakışıyormuş meğersem. Şu Crash filminin yaptığı kötülüğü dünya sinemasına kimse yapmamıştır. Belki 10 film izlemişimdir aynı minvalde. Bıktırdı artık. Aha da aynısı bu filmde. Üstüne onca ağır, melodramatik filmin sonundan masalımsı bir mutlu son, daha da garip kaçtı.. Bir de Türk sinemasının 12 Eylülden hediye bir hüzün dili var, illa kullanılacak filme ağır film havası vermek için. Bundan bir vazgeçilse artık iyi olacak. Umut Kurt bence Beynelmilelde de Düğün Şarkıcısı dizisinde de daha esaslı döktürüyordu. Neden hala 'umut vaadediyor' bu çocuk anlamadım. Daha iyi senaryo, amacına uygun tempoda olacak şekilde filmler görmek umuduyla, puanım 10 üzerinden 5!