Çok Katmanlılık; Bu Etlerin Ardındaki Güzellikler: Bu kadarı da olmaz diyorsunuz 'Beş Şehir'i izlerken. Sonra da izlerken, bir yadan da düşündükçe, olur bu kadarı da, fazlası bile...'Polis' filmiyle, Türk Sinemasında Klasik Dönem sonrası melodram filmlerden aşina olduğumuz o damıtık gerçeklik duygusunu,-iyiliğin ve kötülüğün kesin sınırlarla ayrıldığı iki kutuplu karakter sinemasının kurduğu yapıyı- kırarak, yeni, tanıdık olmayan çok katmanlı gerçeklikle, yargılamadan sinema yaptığını anladığımız Onu Ünlünün çekeceği her film, işte bundan ötürü, sinema tarihimiz üzerinden okunmalı.Yaratıcısının bu samimi yaklaşımıyla, 'kahramanlar/anti-kahramanlar' seriminden ayrılan 'Beş Şehir', anlatıdaki gücünü, Batıda yetişmiş bir Oryantalist gibi Doğuyu kutsamayan(aynı zamanda da yadsımayan) bol çeşnili yerelliğinden, başarısının referansları dışarıda olmayan, ülkesini kendi aynasında görebilen, içerlikli bir entelektüelin çabalarından alıyor.Namlusu ağzında, depresif, 'Yunussever' şair ve hukuk öğrencisi, işportacı Şevketin -adının değil de 'isminin' Dileke komik gelişi- belki de severek yaşamaya 'şevk'inin kalmamasından, yahut kendisini buna 'teşvik' eden kimsenin olmayışından, 'şiddete meyyali'.Hakeza polisimiz Aydın da Şevketin üniformalı dublörü gibiyken, bir yandan da Şevketin Rus ruletiyle denediğini(gerçeği kazıyıp, aşmayı) 'televizyona hohlayıp silerek'(Asaf Halet Çelebinin, 'bu etlerin arkasında güzelliklerin var' dizesini anımsatırca) yapıyor.Filmin izleği olan 'ölüm' gerçeği Tevfik Öğretmen ve kardeşinin yarattığı aile dramıyla öldüren üzerinden ileriyor ve 'yengeyle evlenme' teklifiyle oluşan 'kısasa kısas' buhranıyla hikaye bir alt dramatik, deyim yerindedeyse 'arabesk' bir katmana ulaşıyor.Osman ve Dilekin ölümcül hastalıkları pek derine inilmeden, karakterlerimizin ölümüne birer 'kılıf' olacak gibi dururken, filmin sonunda ölümün beklenen değil, pek çok biçimde olabilen bir şey olduğunu anlıyoruz.Filmin 'sağduyusu' işlevindeki kedisi masalsı yanıyla her şehirde karşımıza çıkıyor.Kahramanlarımızın (aslında pek de bir kahramanlıkları yok)hepsi fena halde dertli ve 'şiddete meyyyalleri' de bundan.'Beş Şehir'de ölüm her yerden geliyor; sevenden, sevilenden, hastalıktan, dertten...