Futbol denilen oyunda aslında başından beri iki eğilim bulunmaktadır; bir: Endüstriye yönelik ticari yönelik ve iki: Taraftar coşkusu ve amatör ruh. Ya da bir diğer deyişle: Futbol sadece futbol değildir. İşte deplasmanlarda kesilen yollar, maçlar boyunca akıtılan terler, kısılan ses telleri, amatör profesyoneller ve 90 dakikaya sığmayan, asıl bitiş düdüğü ile başlayan maçların öyküsü "Adı Aşk Bu Eziyetin" adlı bu yapımın referansları da, daha çok ikinci şıktaki tutuma meylediyor... Futbol hayattır kimileri için ve hayat da ondan ibarettir; sevdikleri kadından da bazan üstün olabilir ona duydukları aşk ve hatta en sevdikleri, gözleri gibi baktıkları arabalarından da: Adı Aşk Bu Eziyetin! Hayatını futbola ve taraftarlığa endekslemiş insanların, mutlu ve mutsuz olma biçimleri... Adı Aşk Bu Eziyetin... Döner bıçağını şeref madalyası gibi yanında taşıyan delişmen adamlar... Tribünden, saha dışından yapılan planlar, oyun dışında oyunlar... Kartvizitsiz kara adamlar, çantalarından dolar akanlar... Delikanlıyı çatlatan çıkarlar, kırıp geçiren paralar... "Adı Aşk Bu Eziyetin", futbol konusunda racon kesmekten hoşlananların beğenebileceği bir yapım...