Hesabım
    Ev
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Ev

    Ev

    Yazar: Ali Ercivan

    "Biri Bizi Gözetliyor" ve benzeri yarışmaların üzerinden biraz vakit geçti. Evet, bir ara çok popülerdiler ve türlü tartışmaya malzeme oluyorlardı. Kimi magazinsel, kimi sosyolojik... Kendi kısa süreli yıldızlarını da türetti bu yarışmalar. Bugün hiçbirini hatırlamıyoruz bile. Şimdi, Alper ve Caner Özyurtlu kardeşler, bu yarışma formatı üzerinden bir gerilim filmi çıkarmışlar.

    Bu aslında azıcık gecikmiş bir çaba. Artık gündemde değil bu yarışmalar ne de olsa. Ama yine de ortak hafızamızda hala bir yerleri var. Dolayısıyla buna çok takılmayalım. Finale sadece haftalar kalmışken, bir eleme gecesinde geçiyor Ev adlı film. Eli silahlı, kimliği belirsiz, genç bir adam yarışma evini basıyor. Tüm giriş çıkışlara bomba yerleştirip yarışmacıları ve bir kameramanı, silah zoruyla rehin alıyor. Film, ismini bilmediğimiz bu karakterin, canlı yayınlanan oyunu başka bir boyuta taşıma hamlesini anlatıyor.

    Açık konuşmak gerekirse, bu tür öyküler aklımıza geldiğinde, "Bundan da filmi mi olur?" der geçeriz. Özyurtlu kardeşler, hem haklı hem de haksız olabileceğimizi gösteriyorlar bize.

    Ev, yarışma evinden görüntüleri izleyip karakterleri tanıdığımız, çok eğlenceli bir blokla açılıyor. Gitar çalıp kendi bestelerini söyleyen genç bir kız, oğlunun resmine bakıp bakıp ağlayarak oy toplamayı uman bir baba, hijyen meselelerinden çıkan tartışmalar gibi bu yarışmaların olmazsa olmazı tüm malzemeyi hatırlıyoruz önce.

    Evi basan gencin görünürdeki şikayetlerinden biri de evdeki çatışmaların hep mizansen boyutunda kalması, tehditlerin laftan öteye gitmemesi, yarışmacıların aslında gerçek hayatta davranacakları gibi davranmaktan çekinmesi. "Millet size oy verecekse, gerçek yüzünüzü görsün önce" diyor kısaca. Onları ve formatı buna zorluyor. Doğrusu, yarışmanın formatına yönelik bu yorumunun dışında tepkisinin neye olduğunu çözmek güç.

    Film, özel hayatlardan reyting çıkarmayı amaçlayan pis bir sistemin eleştirisini bağıra çağıra yapmak istemiyor haklı olarak. Meseleyi ucuzlaştırmadan, büyük laflar etmeden, bir gerilim yaratmayı hedefliyor. Çekincelerinde haklı yönetmen kardeşler ama işte, geriye de pek bir şey kalmıyor o zaman. Rehine krizi başladığı, işin içine polis vs. karıştığı anda gözlerimizi devirmeye başlıyoruz. Bütün o polisiye durumlar, çok amatörce duruyor. Evin içinde yaşananlar, zaten yeterince de uçlara gitmeyip, bir tür çocuk oyununa dönüşüyor. Karakterlerin bu kriz anında daha fazla derinine inmekte yetersiz kalıyor Ev. Giderek sadece çığlıklar atıp böğüre böğüre ağlayan insanlar izler hale geliyoruz.

    En önemlisi, yarışmacıları rehin alan genci çözemiyoruz. Bayağı da eğitimli olduğunu öğrendiğimiz bu adamın, böyle eften püften bir yarışmayı niye bu kadar kafasına taktığını; niye insanlara kaba bir mesaj vermek uğruna kendi geleceğini riske attığını anlamıyoruz. Bu boşluklar, onu daha esrarengiz ve çekici kılmıyor. Basitçe, saçma kılıyor.

    Yine de Ev, bazı ses problemleri haricinde, düzgün çekilmiş ve iyi oynanmış bir film. Oyunculuğuyla tanıdığımız Caner Özyurtlu'nun bu filmdeki doğal performanslarda özellikle katkısı vardır herhalde. Yarışmacıların her biri son derece tutarlı ve inandırıcı performanslar veriyorlar. Filmi izlettiren de biraz onlar ve onların üzerinden yaratılan mizah açıkçası. Ev, mizahi yönü kuvvetli bir film en azından.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top