Bu filme gitmeden önce bir ikileme içerisindeydim. İlk önce, çok sevdiğim ve başarılı bir dizinin filmi vardı karşımda, hakikaten (belki de askerlik günlerimi hatırladığım için) ben ?Emret Komutanım? dizisini beğenerek izleyen biriyim. İkincisi, çok yakın bir arkadaşım (reklâm olmasın diye isim zikretmeyeceğim) bu filmde rol alıyordu, zaten çok yakın zamanda onu tüm Türkiye tanıyacak. Ancak, diğer yandan da, son zamanlarda Yeşilçam'da film çevirme furyası başlamış her önüne gelen film çevirir olmuştu bu da kaliteyi düşürüyordu. Bu filmde, şovmenliğine hiçbir şey demiyorum, aktörlük yönü bana göre çok kötü olan ve her oynadığı filme olumsuz etki yapan (ya da bırakan) bir Mehmet Ali Erbil vardı karşımda. Son olarak da, üstat Atilla Dorsay ?bu filme sakın gitmeyin? telkinli yazısı söz konusuydu. Bu ikilemler içerisinde gittim bu filme. Anti parantez şunu belirteyim; hangi sinema eleştirmeni olursa olsun öyle yazı yazmaya hakkı olmadığını düşünüyorum, eleştirmenler sadece eleştirme hakkına sahip olmalı ama asla yönlendirici olmamalıdır, bence Dorsay Mehmet Ali Erbil olan polemiği yüzünden bu yazıyı kaleme aldı, ancak yine de yanlış bir düşünce. Benim izlenimim ve görüşüme gelince, ben çoğu eleştirilere katılmıyorum. Bence, film zaman zaman dizinin bile üzerine çıkıyor. Evet, çok başarılı değil ama bu hafta izlediğim başarısız filmler arasında en iyisi (yani kötünün iyisi) diyebilirim. Özellikle, Milliyetçilik ve Atatürk ilgili zaman zaman tam da bu döneme damga vuran mesajlar bile var. Oyuncular başarılı özellikle Cengiz Küçükayvaz ve Reyting Hamdi çok başarılı bulduğumu söylemeliyim, ama sanırım Ahmet Mümtaz Taylan içlerinde en iyisiydi. Keşke yine de bu filmde Erbil rol almasaydı. O’nun oynadığı sahnelere artık tahammül bile edemiyorum, artık yönetmenler her başı sıkıştığında Erbil bizi kurtarır düşüncesinden vazgeçmeli ve Erbil’de kenara çekilmeli. Sonuç olarak bu filme yine de 6/10 veririm ben.