Son İstasyon
Yazar: Murat Tolga ŞenLevent Kırca sinematografisinin son örneği olan Son İstasyon gecikmeli bir şekilde bu hafta gösterime girdi. Film, bir demiryolu memurunun çevresinde gelişen aile dramını konu alıyor ve bunun üzerinden sosyal saptamalar yapma gayretine soyunuyor. Senaryo’yu, oğlu Oğulcan Kırca ve Tekin Duman ile birlikte yazan, yönetmenliği de yine oğluna veren Kırca, aynı zamanda filmin yapımcılığını da üstlenerek Son İstasyon’un tüm yaratımını sahiplenmiş oluyor.
Levent Kırca’nın sinema serüveni epey eskilere dayanır. 1978’de Orhan Aksoy’un yönettiği 'Altın Şehir' filmiyle başlayan bu macerada seyirci onu en çok, 70’ler ruhunu iyi işleyen, keyifli bir komedi olan 'N’olacak Şimdi' ve video furyasının fenomeni, 3 filmlik 'Mavi Muammer' serisi ile hatırlar. Fakat ilk filmin lanetinden mi, yoksa içerdiği popülizmin gücünü farkettiğinden mi nedir, kör parmağım gözüne bir mesaj kaygısı tüm Kırca işlerinde görülür.
Hal böyle olunca da, üç aşağı beş yukarı ne izleyeceğinizi biliyorsunuz aslında. Levent Kırca’nın bir türlü vazgeçemediği, vazgeçmek istemediği popülizm ve mesaj kaygısı, TV’de yarattığı karakterlerin abartılı jest ve mimikleri ile harmanlanarak olduğu gibi filme geçmiş... Levent Kırca’nın prodüksiyonun tamamına yayılan etkisi yüzünden filmin diğer oyuncuları da teatral bir performansla abartılardan medet umar bir hale geliyor ki, 2000’lerin sineması için fazla olan bu duygusal içerik ve yönlendirme, teknik anlamda eli yüzü düzgün, sinemaya yakışan bir iş olan bu yapımı zayıflatıyor. Bu yılın vizyonun genelde seyredeni gündelik hayatın sıkıntılarından koparmaya gayret eden 'kaçış sineması' sulu komediler olduğunu düşünürsek bu çabanın gişede takdir edilmeyeceği de aşikar.
Yine de Son İstasyon, Levent Kırca’nın 2000’lerde çektiği 'Son', 'Şeytan Bunun Neresinde', 'Rating Kasabası' gibi filmlerden bir kaç gömlek üstün bir iş... Sinema şansının ne olduğunu bilemiyorum ama TV gösterimleri vakti geldiğinde, özellikle orta yaş ve üstü seyircinin ilgisini ve beğenisini kazanacaktır. Çünkü, eski seyircinin hoşgördüğü abartılı oyunculuklar dışında, düzgün akan ve ritmi bozulmayan, anne babaların çok ilgisini çekebilecek bir hikaye var bu filmde... TV dizisi potansiyeli olduğu bile söylenebilir.
Oğulcan Kırca’nın sinema işini ciddiye aldığı ve iyi bir yönetmen olmak için gerekli tüm yetilere sahip olduğu ortada... Mutlaka takip edilmesi ve heveslendirilmesi gereken bir yönetmen. Bir 'ilk film' için oldukça yetkin bir iş ortaya çıkarmış. Kendi kanatlarıyla uçmaya başladığı vakit eski Yeşilçam ruhundan kopmadan düzgün bir şeyler çekebilen bir sinemacı olacaktır diye düşünüyorum.
Artık evinden dışarı çıkıp da sinemaya gitmeyen bir seyirci profilinin çok seveceği türden bir film Son İstasyon... DVD ve TV’de sevilme ihtimali daha fazla... 17 yıllık 'Olacak O Kadar' macerasında yorulan Kırca’nın bir ağaç gölgesinde dinlenmesi ve rahat oyunculuğunu değerlendirebileceği mesaj kaygısız projelere dönmesi dileğiyle...