Asık suratlı ve geniş yapılı bir fabrika işçisinin kanlı yüzüyle açılıyor film. Önündeki sivri aleti her indirmesiyle yüzüne kanlar sıçrıyor. Önündeki kayan bant aralıksız çalıştığı için de bir an bile yerinden kımıldayamıyor.
Mezbahayı hatırlatan yerde distopik bir düzen hakim. Sonradan filmin distopik atmosferini güçlendiren bir gerçekle karşılaşıyoruz. Adamın önündeki kayan bantta çıplak bir halde bağlanmış gençler yatmaktadır.
Adamın aletini her indirmesiyle gençlerden birinin daha kafası platformun yanına düşmektedir. Bu arada adamın gözü duvar saatindedir. Ara verilmesiyle işini bırakır ve gazetesini okuyarak yemeğini yemeye başlar. Kayan banttaki kurban ölümünü bekleyecektir!
Tea Break
Yazar: Serdar Kökçeoğlu