Hesabım
    Kardan Adamlar
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Kardan Adamlar

    Kaçırılmış Bir Fırsat

    Yazar: Ali Ercivan

    Genç bir ekipten yaratıcı potansiyel vaat eden bir projeyle karşılaştığımızda, Türk Sineması adına umutlanıyoruz. Bu yıl çok sayıda genç ismin ilk sinema deneyimlerine girişiyor olması, Türk Sineması’nın tam ihtiyaç duyduğu ivmeyi yakaladığını düşündürüyor insana. Böyle bir durumda, cesur bir deneme izlenimi veren Kardan Adamlar gibi bir filmin, anlaşılabilir ticari gerekçelerle, kimi Batı filmleriyle mukayese yoluyla sunulması da kabul edilebilir diye düşünüyorum. Hem filmin Blair Cadısı ya da Açık Deniz gibi yapımlar yerine, Gus Van Sant’in Gerry’sinin yolundan gidiyor olmasını da olumlu karşılıyorum. Dolayısıyla, bu projeyi besleyen fikre ve çıkış noktasına karşı sadece olumlu önyargılar besliyorum.

    Ancak Kardan Adamlar, farklı bir Türk filmi umanların heveslerini ne yazık ki daha ilk dakikada kursaklarında bırakıyor. Buna sebep olan tek bir şey var: Öykünün aralarına giren, iki karakterimizin yaşadıklarını ve aslında filmin anlatmaya çalıştıklarını bizzat kameraya karşı dile getirdikleri, stüdyoda yaratılmış sözde soyut bir mekanda çekilmiş sahneler.

    Kardan Adamlar, biri genç diğeri ise daha ziyade orta yaşlı iki erkeğin, jip’leri kara saplandıktan sonra yollarını kaybedip günlerce karla kaplı bir dağda kaybolmuş bir halde yürümelerini ve bu süreçte kendileri ve birbirleriyle yüzleşmelerini anlatıyor. İki karakter arasında veya doğa ile kentli erkekler arasında veya modern yaşamla kimlik arasında filme malzeme edilen ne varsa, karakterler bir noktada muhakkak bunları yüksek sesle açıklıyorlar. Öykünün arasına giren bu sahnelerin filmden toptan çıkarılması, belki Kardan Adamlar’ı bir uzun metraj tanımlamasının dışında bırakabilirdi (amaçlanan işlevlerinin de bu olduğu kanısındayım zaten) ama geriye çok daha izlenebilir bir film kalırdı.

    Yine de eksik, pardon fazla, bir şeyler kalacaktı gerçi. Çünkü malesef karakterler öykünün akışı içerisinde de yerli yersiz çok fazla konuşuyorlar. Bu karşılaştırmayı yapmak durumundayım: Gerry’yi güçlü bir film yapan, silahının sessizlik olmasıydı. Kardan Adamlar’ın iki adamı bazen konuşmalarının doğal olmadığı yerlerde, bazen de o koşullarda kalan insanların konuşmayacağı şekillerde konuşuyorlar; susmuyorlar. Böyle bir film, bize kafamızı yoracak bir şey bırakmayınca zaten tüm manasını yitiriyor. Hele kullandığı sözler kimi zaman fazla kitabi de kalınca...

    Yoksa, karşımızda kaçırılmış bir fırsat olduğu aşikar. İki oyuncu, özellikle Ogün Kaptanoğlu, çok başarılılar. Kendilerinden talep edilmiş her şeyi layığıyla yerine getiriyorlar. Filmin görüntü kalitesi de gayet sağlam. Doğal reflektör işlevi gören ve filmin tüm mekanlarını kaplayan karla pekala başa çıkılmış.

    Atın aradaki stüdyo sahnelerini; kırpın, törpüleyin biraz diyalogları; geriye pekala eli yüzü düzgün ve belki heyecan verici bir ilk film kalırmış. Tabii bir de final çekmeniz gerek. Öykünün sonuna dair hiçbir bilgi vermeden, en azından şunu söylemek durumundayım: Kardan Adamlar’ın bir finali yok. Finali bu şekliyle kotarma sebepleri nedir bilemiyorum ama bunun ekonomik imkansızlıklardan başka bir açıklamasını bulamıyorum. Ne yazık ki, sinema seyircisinin bu tür bahaneleri hiç umursamayabilmek gibi bir lüksü var. 'Tam yapamıyorsanız, hiç kalkışmayın' diyebilir, herhangi bir seyirci. Ve kabul etmeliyiz ki, bunu söylemeye de, her zaman hakkı vardır. Dolayısıyla, Kardan Adamlar eksik bir film olarak anılmaya mahkumdur. Hadi biz ona yine de, kaçırılmış bir fırsat diyelim...

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top