17. yüzyıl İstanbul’u, 4. Murat’ın demir yumruğu altında yasaklarla dolu ama fantastik karşılaşmalara da pay bırakan bir hayata sahne olmaktadır. Kendilerini uçmaya ve insan sınırlarını zorlamaya adamış iki mucit, Hazerfen Ahmet Çelebi ile Lagari Hasan Çelebi işte böyle bir İstanbul’da yarenlik etmektedirler. Bekri Mustafa ile Evliya Çelebi gibi şahsiyetler, işte bu İstanbul’un sıradışı başka karakterleridir.
Dilsiz İtalyan dilber Franceska, Ahmet Çelebi’ye önce köle olarak gelir sonra aralarında bir aşk alevlenir. Franceska da, kafadarlara omuz verir ve mucitler birbiri ardına müthiş deneylerini gerçekleştirirler. Ancak sultanın da öfkesini üstlerine çekerler.
Yiğidi öldürüp hakkını verelim. Türk sinemasını 80’lerdeki komadan çıkarıp yeniden popüler yapan, yerli film izlemek için yeniden salonların dolmasına önayak olan bir kaç isimden biri de, herhalde yönetmen Mustafa Altıoklar’dır. Tarihsel gerçekleri fantezileştirme şekillerine ve oyuncu tercihlerine ne kadar dil uzatılırsa uzatılsın, Altıoklar’ın Okan Bayülgen, Haluk Bilginer, Savaş Ay gibi popüler isimlerden yararlanma formülünün gişede işlediğine şüphe yok. Basını toplayıp adı sanı duyulmamış Beatriz Rico’yu önlerine attıkları basın toplantısı ise akıllardan çıkmaz.
Bu filmi sevdiyseniz, şunlar da ilginizi çekebilir: : Yılın en iyi filmleri 1996, En iyi film: Macera, {Genre} türündeki en iyi filmler : 1996.