Hesabım
    Gökten 3 Elma Düştü
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Gökten 3 Elma Düştü

    Gökten 3 Elma Düştü

    Yazar: Ali Ercivan

    Televizyon kökenli Raşit Çelikezer'in sinemaya geçişi, geçtiğimiz sene içinde izlediğimiz Erden Kıral filmi Vicdan ile oldu. O filmin senaristi olarak karşımıza çıkan Çelikezer, şimdi de yine kendi yazdığı ilk yönetmenlik denemesiyle karşımızda. Gökten 3 Elma Düştü, birbirinden farklı karakterlere sahip üç insanın öyküsünü anlatıyor. Yalnız yaşayan, asker emeklisi Recep, küçüklüğünden beri görmediği torunu Ali ve aynı binada yaşayan fahişe Nilgün. Bu üç kişinin arasındaki çatışmalar ve yakınlaşmalar, yaşadıkları binanın dışındaki ilişkileri filmin eksenini oluşturuyor.

    Filmin en önemli gücü, başarılı oyuncu kadrosu. Köksal Engür, Bennu Yıldırımlar ve İsmail Hacıoğlu, zaman zaman onları kısıtlayan mizansenlere ve yapay, kitabi diyaloglara rağmen filmi izlettiriyor, hatta yeri geldiğinde açıklarını kapatıyorlar. Ancak iyi oyuncular hiçbir zaman bir filmi kurtarmak için yeterli olmamıştır. Raşir Çelikezer'in elinde kimi güçlü tarafları da bulunan bir öykü var. Ama senaryosundaki eksiklikler ve filmin bir sinema duygusu taşımıyor olması gibi iki de temel problemi var.

    Gökten 3 Elma Düştü, her zaman çok geveze olmasa bile, bütününde televizyon hissi veren bir yapım. Sinema dili, görüntü yönetimi, teknik malzemesi ister istemez bunu getiriyor. Bol sayıda yan karakteri ve öyküsü, bunları farklı noktalarda kesiştiren ve hatta kronolojik sırayı da bozarak bizi sürprizli bir finale hazırlayan yapısıyla iddialı bir film olduğuna şüphe yok. Ancak bu iddiayı karşılayacak sinemasal gücü yok.

    Çelikezer'in tüm yan öyküleri, aslında filmin final bloğunu hazırlayan araçlardan ibaret. Fakat onları da yaşayan karakterler yapabilmek uğruna, aslında bizi veya ana karakterlerimizi fazla ilgilendirmeyen o kadar çok şeye vakit harcıyor ki yönetmen, filmin süresi de iki yorucu saati aşıyor. Bu esnada, pek yenilir yutulur gibi olmayan çok sayıda tesadüfe de bel bağlıyor. Babil, Çarpışma veya Yaşamın Kıyısında çizgisinde bir film değil Gökten 3 Elma Düştü. Üzerine gide gide kullandığı bu tesadüfler, aslında öykünün inandırıcılığını zedeliyor.

    Filmin önemli temalarından biri, Recep karakteri üzerinden işlenen kişisel dönüşüm hikayesi. Ancak katı mizaçlı bir asker emeklisi olan Recep ile fahişe Nilgün arasındaki çatışmanın yerini dostluğa bırakması süreci eksik filmde. Recep birdenbire Nilgün'e iyi davranmaya başladığında, biz sadece şaşırıyoruz. Daha önemlisi, final. Öncelikle, kötülerin cezasını bulduğu bir masal için bile fazla sert bir son sunuyor Çelikezer kötü adamına. Ama asıl Recep'in finaldeki tavrına bizi hazırlayan hiçbir şey yok. Ne olursa olsun, Recep gibi bir adamın asla yapmayacağı bir eylem bize yutturulmaya çalışılıyor. Filmin bütününde o masal dokusunu bulamadığımız için belki, finalde yaratılmaya çalışılan hava çok yabancı duruyor.

    Tüm bunlar bir kenara, başka yazarlar tarafından da belirtilmiş bir mesele var ortada. Gökten 3 Elma Düştü, birkaç ay önce Bursa İpek Yolu Film Festivali'nde En iyi Film seçildi. Ondan bir yıl önce, yine aynı festivalde Meksika-ABD ortak yapımı Babamız (Sangre de mi Sangre / Padre Nuestro) adlı bağımsız bir film ödül kazanmıştı. Babamız'ın öyküsü ile Çelikezer'in filmi arasında tesadüfle falan açıklanamayacak denli temel bazı benzerlikler var. Filme, bunu gözardı ederek bakmak mümkün değil.

    Sonuç olarak, iyi oyunculuklar ve Gustavo Santaolalla'nın işlerini fazlaca hatırlatan bir temaya rağmen başarılı sayılabilecek müziklerden fazlasını bulmak zor Gökten 3 Elma Düştü'de. Raşit Çelikezer, Inarritu-vari bir film yapmaya çalışmışsa eğer, maalesef olmamış. Zaten olmazmış da? Malzeme o değil.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top