En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
gokhansld
Takipçi
144 değerlendirmeler
Takip Et!
0,5
10 Aralık 2010 tarihinde eklendi
İnsanın ağzında ekşi bir tat bırakıyor. Otel odasından tanklara bakrken yönetmen nasıl bir psikoloji içindeydi çok merak ediyorum. Neyse ki 10 sene önce yapılmış bir film, eğer şu an ki koşullarda yapılmış olsaydı eminim film Kürtlere yapılan haksızlık boyutunu nazilerle kıyaslayan bazı site üyeleri gibi anlatırdı. Bir gün biri çıkıp, meşhur olduğunda okuma yazma bile bilmeyen bir Kürt sanatçının nasıl zengin olduğunu da sanatsal bir dille anlatırsa o zaman türler arası eşitlik olduğuna inanacağım. Bu gün Türklüğü ile övünen o derece meşhur ve zengin bir türkücü bile yok...
Vizyona girdikten tam 10 yıl sonra izleyebildim bu güzel filmi.. geç oldu ama çok iyi oldu kendi adıma.. yeşim ustaoğlunun pandoranın kutusu filmi en çok etkilendiğim filmler arasında ve artık güneşe yolculuk da bu listeye dahil oldu.. yine çok etkili ve doğal bir anlatımı var yönetmenin.. böylesine derin ve karışık bir konuyu bu denli sade işleyebilmesi de ayrı bir başarı.. film müzikleri çok hoş.. oyunculardan nazmi kırık çok iyi ama mehmet rolündeki oyuncu daha iyi olabilirdi.. Film o kadar etkili ki bu küçük ayrıntı rahatça görmezden gelinebilir.. Türk sinemasının en iyi filmlerinden biri.. filmden bir replikle yazımı sonlandırıyorum."istanbula ne için geldin ?""martıları saymak için..."
Günümüzün popüler konusu olan kürt açılımına 1999 çekilen güneşe yolculukla bakan Yeşim Ustaoğlunun ilk uzun metraj filmi.Devletin polisi ve askerinin kürtlere potansiyel terorist gözüyle baktığını,hatta İzmir tireli olan Mehmet sırf koyu tenli olduğu için doğulu sanılıp işkenceler görmesi üzerine ilerleyen yapım,sanki Hitler Almanyaındaki gibi yahudilere gösterilen bir baskıyla,kapıları işaretlenerek sunuluyor.Ortada sorun var zaten bunu kimse inkar etmiyor ama bütün yükü polis ve askere kesmek ne derece doğru.Filme gelirsek;sade bir senaryo ve anlatmak istediginin dışına çıkmadan ilerliyor.Yer yer hikayeyi bırakıp dağları taşları sırf güzel görüntü diye göstermesi bence gereksizdi.
ülkemizin gerçeklerini ustaca ve fazla tepki almadan anlatabilen başarılı bir film.. ben de filmi seneler önce izledim ama hatırlıyorum çoğu detayını, çok sarsıcı bir öykü olmasa da akılda kalıcı olduğu kesin. Küçük çocukla gerçekleşen sarı saç diyaloğu filmdeki en beğendiğim sahne..tire ve zorduç kardeş şehir seçilmeli :))
Filmin iyi niyetine inanıyorum lakin olmamış.Aslında filmin her karesinde o samimiyeti, içtenliği ve yalınlığı anlıyorsunuz ama çok kopuk film.İzlerken 'aaa ne çabuk' diye içinizden geçiriyorsunuz.Oyunculuk da felaketti.Yönetmen çok kötü hakikaten de...Aslında bu kadar da etmez ama 'temiz niyetli' bir film olduğu için 6/10...
"güneşe yolculuk" filminin son derece sade,düz ,dolmabaçsız,handikapsız bir anlatım tarzı var.filmin yönetmeni sadece anlatacağı hikaye üzerinde yoğunlaşmış.genellikle tanınmamış amatör oyuncularla bir film çekmiş.filmin anlatım tekniğinde ve sahne geçişlerinde biraz kopukluklar var gibi.ama konusu çok duygusal.özellikle de filmin sonunda mehmet karakterinin tüm ülkenin öbür ucuna gidip arkadaşı berzan'ın cesedini onun memleketine götürmesi çok etkileyiciydi.o tabutun suya bırakılması ve filmin bitişi hazin bir son gerçekten.doğudan gelip büyük şehirde yaşam mücadelesi veren gariban insanların hayal kırıklıklarına da güzel değinilmiş.bu film polisleri yanlış aksettirdiği gerekçesiyle kınanmıştı sanırım.bir de doğulu bir gencin katıldığı bir mitingde nasıl olup da kim vurduya getirildiği anlatılmış.mitingde dayak yiyerek öldürülen bir gencin beyin kanaması teşhisiyle öldüğünün varsayılması adalet sistemine de eleştiri getiriyor.tabii ki bu durumun doğru olup olmadığı,bu şekilde kim vurduya getirilerek öldürülen insanların var olup olmadığı bilinemez.ama yönetmen filminde bunu yansıttığı için eleştiri almış olabilir.bence tüm amatörlüğüne rağmen hikaye ve konu itibariyle duygusal güzel etkileyici bir filmdi...
Sinema dili bakımından çok başarılı bir film olmasına rağmen -ki bunda Jacek Petrycki'nin büyük payı var- ele aldığı konuyu taraflı ve sığ bir şekilde işlediğini düşünüyorum Yeşim Ustaoğlu'nun. Evet sonuçta taraflı olmak kendi tercihidir ama yine de "barış yanlısı" bir film yaptığını iddia ediyorsa -filmin kapağında bu ifade geçiyor- olaya bir miktar da "diğer taraftan" bakması gerekliyidi.
tireli ya da zorduçlu olmak? her ikisi de aynı şeyleri mi hissediyorlar acaba,ya da yaşıyorlar? ewet film bize aynı şeyleri hissetiklerini ama aynı şeyleri yaşamadıklarını gözümüze gözümüze sokuyor. görebilene.......emeğine sağlık yeşim usta
film cok güzel ve hiç bişekilde abartılmamış gerceke dayalı bir film yönetmeni ve oyuncuları kutluyorum günümüz türkiyeyi icinde olan şeyleri gözler önüne sermiş
Türkiye gerçeğini güzler önüne seren sade,abartısız bir film.Doğru düeüst sinema eğitimi bile almamış Yeşim Ustaoğlu’nun bu kadar etkileyici bir film çekmesi alkışlanacak bir durum.Bu filmi izlerken siyasi görüşünüzü bir tarafa bırakın.Ve önyatgılardan uzak olun.Çok şey bulacaksınız.
altamira bu filmin sürü ve yol örneklerine eklenmesi gerektiğini düşünmüş.Ama bence bu film onların ötesinde daha simgesel anlatımıyla Yeşim Ustaoğlu’nun bizlere sunduğu gerçek bir sinema şaheseridir!...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.