Çizgi roman uyarlaması olarak da, korku/bilim kurgu filmi olarak da, türün yüz karası olmaya namzet bir film bu. Neden derseniz, sıralayalım:
Hafif meşrep bir çizgi roman hatunu olarak sayfa üzerinde hayli ikna edici performans serigleyen karanlıklar prensesi, fazla seçici olmadığı varsayılan bir kitle için videoya uyarlanırken iyice tuhaflaşmış. Vampirella’yı canlandıran Talisa Soto’nun fiziğine ve cazibesine diyecek yok. Endamsa endam, şehvetse şehvet... Ancak maalesef, filmin de kanıtladığı üzere, iş burada bitmiyor.
Oyunculuk, özgün Vampirella çizgi romanlarındaki sıcaklığı yansıtmaktan uzak. Set tasarımlarından kostümlere dek herşeyin 'beni ucuza malettiler' diye hakırdığı yapım, sığındığı klişelerin hakkını dahi ancak veriyor. 'Ne olsa seyrederim' diyecek B filmi fanlarının bile dudak büktüğü film, ne uzaydan gelen vampirlerin dünyadaki kanlı eylemleriyle, ne de havada kalan esprileriyle hatırlanmaya değiyor. Filmin asıl mizahı, bizzat çekilmiş olması. Bu nedenle, ülkemizde Dünyayı Kurtaran Adam’a yönelen ilginin bir benzerini, B sınıfı vampir filminin müptelaları bu uyarlamaya göstermekte.
Konu kısaca şöyle: Drakulon adlı gezegenin sakinleri, su ihtiyaçlarını kan kırmızısı nehirlerden gidermektedir. Fakat içlerinden biri olan Vlad, sapkınca bir eğilimle hemcinslerinin kanını içmeye başlar. Yakalanıp cezalandırılsa da, bir uzay gemisiyle kaçmayı başarır ve bunu yaparken de gezegenin baş yargıcını öldürür. Baş yargıcın kızı Ella (ki, bir Vampir olduğu için kendisine Vampir Ella demekte sakınca yoktur) babasının intikamını almak için Vlad’ın peşine düşer. Otuz bin yıl sonrasına ve bir başka gezegene götürür onu bu takip: Dünyamıza!
Vlad, Johnny Blood adlı bir rock yıldızı olarak varlığını sürdürmektedir. Ella ise, Forrey Ackerman adlı bir adamcağızla karşılaşır dünyamıza gelince, ve ondan aldığı bilgiyi de kullanarak Vlad’ın ve adamlarının peşine düşer. İntikamı acı olacaktır!
Hatırlatalım ki, söz konusu Ackerman, Vampirella çizgi romalarının yaratıcısı Forrest J. Ackerman’dan başkası değildir. Vlad ya da Johnny Blood olarak seksi Vampirella’nın başına bela olan şahsı da rock yıldızı Roger Daltrey canlandırır. (Daltry’nin çizgi roman uyarlamalarıyla rası iyi; yakın zamanda Witchblade’in TV dizisinde de rol aldı)
Değinmeden geçmek olmaz: Sinema kapsamında değil ama, Julie Strain de muhteşem bir Vampirella kimliğinde karşımıza çıkmıştı...
Eğlendirici bir çizgi romanın ucuz ve hayli gülünç uyarlaması olarak kalan Vampiralla, ileride aynı konseptin eli yüzü düzgün biçimde ele alınması sonucu haketmediği bir ilgi görebilir belki. Vampirlerin belalısı ve korku çizgi romanlarının kralı olan Dylan Dog günün birinde Vampirella’yla karşılaşırsa, onunla yaşayacakları da çapkınlıklar listesine eklenebilir mi acaba?
Dylan’ı bilmeyiz ama, Talisa Soto’nun güzelliği 007’yi Licence to Kill’de (Öldürme Yetkisi) baştan çıkarmıştı. Vampirella filmindeki en altı çizilmiş güzellik bizzat Soto’nun bedeni olduğuna göre, bu matineyi de onunla kapatalım:
Herkese iyi korkular...
Bu filmi sevdiyseniz, şunlar da ilginizi çekebilir: : Yılın en iyi filmleri 1996, En iyi film: Korku, {Genre} türündeki en iyi filmler : 1996.