Hesabım
    Usta
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Usta

    Usta

    Yazar: Ali Ercivan

    Pazartesi sabahı, hakkında hiçbir şey bilmeden, sadece afişini görmüş ve fragmanına dair övgüler duymuş olarak Usta filminin gösterimine girdim. Edindiğim o kadar bilgiyle bile, çekincelerim vardı. Çünkü son birkaç yıl içinde, taşrada geçen sıcak insan hikayeleri anlatmayı deneyip başaramamış çok film izlemiştim. Ama Usta, kafamdaki soru işaretlerini dakikalar içinde sildi. Usta’nın son yılların en başarılı yerli filmlerinden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

    Yetkin Dikinciler tarafından canlandırılan bir oto sanayii ustası kendi tek motorlu uçağını yapmak için yıllardır uğraşmaktadır. Çevresindeki insanların kimi onun hevesine ortak olurken, kimi de onunla dalga geçmektedir. Fadik Sevin Atasoy’un canlandırdığı karısı ise, çocuk sahibi olamamanın acısıyla yalnız başa çıkması gerektiği için, gün geçtikçe kocasından uzaklaşmaktadır. Yetişkin bedeninde bir çocuk gibi olan kahramanımız kendi çırağına bile hayaller peşinde koşmamasını öğütlerken, uçak sevdası uğruna kendi gerçekliğinden nasıl koptuğunu fark etmemektedir. Ama sorumluluk sahibi, olgun, ayakları yere basan bir koca olmaya çalıştığında, insanların onda sevdiği en temel şeyleri de kaybetmeye başlayacaktır. Heyecanını, coşkusunu, sevincini...

    Bahadır Karataş’ın filmi, gözümüze sokulmayan ama her sahnesine sinmiş Atatürkçü tavrıyla, tüketim çılgınlığına kapılmadan kendi kendine yetebilecek, dış dünyanın acımasız koşullarının farkındayken hayallerinden ve ideallerinden de geri adım atmayan bir Türk insanı portresi çiziyor. O’nun derdi köşe dönmek değil, birçoklarının alaycı tavırlarına rağmen başarabileceğini kanıtlamak ve sevdasından vazgeçmemek.

    Reklam sektöründe uzun zamandır çalıştığını anladığımız yönetmen Bahadır Karataş’ın ilk sinema filminde gösterdiği yetkinlik, malzemesine hakimiyeti takdir edilmeyecek gibi değil. Usta işi mizansenler; son derece başarıyla kotarılmış, komplike plan-sekans’lar; oyuncu yönetimindeki başarı, gerçekten bir sonraki işini merakla bekleyeceğimiz bir yönetmeni müjdeliyor. Filmin değineceğim kimi zayıf noktaları var ve açıkçası sona doğru lafı fazlasıyla dolandırıp etkili, güçlü bir final yapma şansını da kaybediyor. Ancak yine de hikaye anlatıcılığı açısından sinemamızda uzun zamandır hasret kaldığımız bir beceri gösteriyor.

    Haddimi aşmadan bir tespit yapmak isterim. Böyle bir filmi Çağan Irmak da çekebilirdi. Ortaya muhtemelen çok daha arızalı bir film çıkardı ama Irmak seyircisini bayağı ağlatır, çok daha güçlü duygusal reaksiyon alır ve büyük gişe başarısına ulaşırdı. Buna karşılık Bahadır Karataş, daha olgun ve sinema diline hakim bir yönetmen olduğunu belli ediyor. Annenin ölümü gibi, gerçekten çok güçlü ve dokunaklı sahneleri bile, kolaycı bir duygu sömürüsüne hiç kaçmadan veriyor. Benim gözlerimi yaşartıyor ama Türk seyircisinin geneli için umarım fazla ölçülü, ekonomik kalmaz tercihleri.

    Usta’nın final bloğu dışında iki belirgin sıkıntısı var. En önemlisi, kahramanın ne yaptığını fark edip uçak yapma sevdasından vazgeçme aşaması, seyirciye geçmiyor. Biz, seyirci olarak, onun fazla hayalperest davrandığını ve bu uğurda ailesini ihmal ettiği için aklını bir an önce başına toplaması gerektiğini anlıyoruz. Ama bunu onun anladığını görmüyoruz. Sırttan çekilmiş, geniş plan bir resim de onun böyle bir dönüm noktası yaşadığını anlatmaya yetmiyor. Yani, daha bir önceki sahneye kadar aynı inatçı tutumunu izlediğimiz karakterin dönüşümü eksik kalıyor. Belki Yetkin Dikinciler’in oyunu da onun aşamalı olarak bazı şeyleri anlamaya başladığını veremediğinden...

    Diğer bir sıkıntı ise, plan-sekans yoğunluğu. Kesintisiz tek çekimden oluşan uzun sahneler, kendi içlerinde son derece başarıyla ve dinamik bir şekilde uygulanmış olmalarına rağmen, filmin süresinin uzamasına sebep oluyorlar. Bir sahneyi tek planda çekerseniz, aynı sahneyi planlara böldüğünüz bir versiyona kıyasla daha uzun bir blok çıkar ortaya. Bahadır Karataş bunun muhakkak farkındadır ve böylesini tercih etmiştir. Bunun yarattığı handikap, filmin olduğundan daha uzunmuş hissini vermesi. Süresi iki saate yaklaşan Usta, hemen her anını zevkle izlememe rağmen, bende çok daha uzun bir film izlenimi uyandırdı. Bu da neticede ticari bir husustur çünkü seyircinin sıkılmasına ya da filmden kopmasına sebep olabilir. Ve uzun vadede filmin gişesini etkileyebilir.

    Ancak seyircimizin Usta’dan korkmayacağını umuyorum. Birinci sınıf görüntü ve sanat yönetmenliği, akıllıca kullanılmış efektleri, başarılı oyunculukları, kıvamında müzikleri, incelikli senaryosu ve usta işi rejisiyle Usta, Devrim Arabaları’yla birlikte vizyondaki iki iyi Türk filminden biri. İzleyin, izlettirin...

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top