En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Meet-in
Takipçi
253 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
5 Eylül 2010 tarihinde eklendi
Filmin konusu ve kamera çekim açıları itibariyle farklı bir Türk filmi.Beste Bereketin oyunculuğunu çok beğendim,çokta başarılı buldum.İzlenilmesi gereken filmlerden olduğunu düşünüyorum.
Aklımı kurcalayan şey ; ilgi çekici olmayan bir kadın neden evleneceği insanı denemek ister'Talipleri kapıda sırada mı beklemektedir'Türev filmindeki gibi bir oyunu daha güzel görünüşlü (çotur değil çıtır :))) bir kadın yapmak istese daha anlaşılabilir bir durum.Beste Bereket’in oyunculuğu harika...
Gömülü hazine sınıfından bir film.Adı diğer türk filmlerine göre daha az duyulmuştur kanımca.Film benim beklediğimden çok daha fazlasını verdi.Başından sonuna kadar zekice kurgusuyla benim için her zaman başarılı hatırlanacak. 7.5/10
Çok değişik bir filmdi.Sanki bazı sahnelerde doğaçlama yapılmış hissi verdi bana.
Oyunculuklar iyiydi.Lars Von Trier tarzına yakın bir şeyler yapılmaya çalışılmış sanki.Biraz daha üzerine düşünülseydi daha başarılı olabilirdi.Kamera'nın kullanımı ve renkler bazen rahatsız edici boyutlardaydı.
Ama anlattığı konu çok hoşuma gitti.Bir kez bile olsa izlenmeye değer bir film.
Film %100 olmasada dogma akımına göre çekilmiş.Bu tercih meselesini pek tartışmamak lazım,bu tür filmlerden sadece başı döndüğü için nefret edenler ya da dogma akımının sinema dilini yansıtmadığına inananlar olduğu gibi bu türü çok beğenen ve sanatsal yönden doyurucu bulanlar da vardır.Bu yönetmenin tercihidir.Ama film gerçekten sağlam bir senaryoya sahip."Gerçek yalanların türevidir"den türeyen, sınıfı geçen ve en önemlisi Türk sinemasına yeni bir paralel açan bir film.Bu nedenle Türkiye de oldukça cesur bir yönetmen kazanmış oluyor.Filmin 3 başrol oyuncusu ve 1 yardımcı başrol oyuncusu mükemmel diyebileceğimiz bir performans sergilemişler,bu dördünün içinden de nazım karekterini oynayan Güçlü Yalçıner ve burcu'yu oynayan Beste Bereket baya ön plana çıkıyor.Tuğra kaftancıoğlu'na da helal olsun gerçekten.
bu film için söylenecek çok şey var.dışarıdan;filtresiz ses alımı,seçilen doğal mekanlar,video kamerası izlenimini veren kamera görüntüleri,zoomlar,çekimler vs. filmin başlıca eksileri yönetmenin ve set ekibinin de çok amatör olduğunu herhangi bir kişide kolayca anlar bu filmin aldığı ödülleri bu kadar güzel türk filmi varken hak etmediğini düşünüyorum.oyuncular ama iyiydi.boş vakti olanlar ve sabırlı olanlar için belki iyi bir alternatif olabilir.saygılar
filmin ismini ilk duyduğumda o kadar da bir merak uyandırmamıştı bende yalnız 42. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde En İyi Film ve En İyi Kadın Oyuncu dalında ödül alması ilgimi çekmeye yetti ve dün vcd’sini görür görmez filmi aldım .Gerçekten ilginç bir filmdi özellikle filmin 3-4 kişi arasında geçmesine rağmen hiç sıkılmadan izledim.Ancak en iyi film ödülünü alacak kadar da başarılı bulduğumu da söyleyemem.En iyi kadın oyuncu ödülünü alan Beste Bereket ise bence rol için çok uygun ve bana göre acaip doğaldı.belki bu film yabancılar tarafından çekilseydi o kadar beğeniyle izlemezdim ama bir Türk filmi olması ilgiyle izlememe neden oldu.8/10
Türk Sineması’nda bie eşine daha rastlayamayacağınız bir yapım...Muhtemelen, bu filmi yaratanlar da, bu filmin buralara geleceğini düşünmemişlerdir.Eğer öyle olsaydı daha derli toplu bir yapım çıkardı karşımıza.Yine de büyük bir başarı...7/10
filmi izledim beğenmedim,ama sonra düşündüm:kameranın bazı sahnelerde sabitlenememesi,doğaçlama yaparken zorlanmaları,üçlü yüzleşmenin gerçekleştiği anda tamamen gerçek olduğunu düşündüğüm mahalle sakinlerinin feryatlar’’kardeşim dağ başımı burası’’;)))evet şimdi kararımı verdim tek bir dijital kamera ve belki de bütçesiz harikalar yaratılmış.filmdeki dört karekterde çok iyi.ama favorim kerim;))izleyin eğer biraz tat almayı biliyorsanız seveceksiniz bu filmi.
Daha önce bu filmi hiç duymamıştım açıkcası,fakat film neler başarmışta haberim yokmuş,Altın portakalda en iyi film ve en iyi kadın oyuncu ödüllerini almış,bence film çok gerçekci olmuş,oyunculuklarda iyi yani filmde gerçekliği yakalamak için doğaçlama yapılmış gibi,bu tarzda bir film ilk defa izledim ve değişik bir tad bence mutlaka izlenilmeli,Dvd'den izleedim ekstralar'da iyi denilebilir,bu arada yönetmen Ulaş İnaç eski futbolcu Zidane ile bir benzerlik içerisinde:)İyi seyirler.8/10
filmin kurgusu ve karakterlerin iç dünyalarının çok iyi işlenmiş olması türev’i başarılı kılan özelliklerden... bütçesine göre çok zevkle izlenen bir film çıkmış ortaya. insan psikolojisi ve ilişkiler de çok güzel yansıtılmış.
Herseyiyle cok ama cok gercekci muhtesem bir yapim oldugu kanisindayim, herkesin izlemesi gereken bir film.Senaryo konu oyunculuklar hepsi muhtesem.Türev izledigim en iyi turk yapimlari arasinda.10/9
Bu film için yoruma olumsuz cümlelerle başlamak zor ama yazmak zorundayım... Her yeni ve doğal buluşun kabullenemeyeceğinin göstergesi oldu projede kullanılan el kamerası ve filtresiz dış ses alımı.Film sonunda baş ağrısıyla kalkıyorsunuz yerinizden.Tamam çekim ve ses doğal ama sonuç:Bu bir film... Film hakikaten kelimenin tek anlamıyla harikaydı.Marjinal ötesi bir senaryo beklerken ekranın başından ayrılmadan izlediğim nadir filmlerden biriydi. Konusu gereği en tepki görecek karakter Nazım gibi görünsede aslında Nazım;herkesin karakterinin koşullar ve ortama göre rahatça değişebileceğinin en basit göstergesi... Süreyya adına konuşmak gerekirse de böyle bir plan tamamen mazoşist bir düşünce diye düşünüyorum.Çünkü Süreyya çevresindekilerin düşüncelerini öğrenmedi onları kaybetmek adına sadece zamanla kişilerin fikirlerinin değiştiğini görerek hem kendisine hem çevresine zarar verdi bence. Ve Burcu.Çok ta masum değil.Çünkü böyle bir oyun kesinlikle bunca yıllık arkadaşlıktan sonra kabül edilemez.. Bu kadar genç bir film olmasına rağmen "demekki sadece cinselliği ön plana çıkararak ta film oluyormuş" dedirten izlenesi bir film Türev. Tavsiye ederim.........
Bazen imkansızlıklar ve kısıtlı koşullardır insanın güzel şeyler yaratmasına ilham veren şey. Yılmaz Erdoğan'ın her geçen gün mesleki anlamda geriye düşmesinin, sürekli üreten bir beyni olduğu halde bazen kendini öne çıkarabilmek adına, bazen kendi lüks içindeki yaşamıyle yapmak istedikleri çeliştiğinden ve işin daha da kötüsü, onun bu iş ve özel yaşamının çatışmasına müdahale etmemesinden ya da edememesinden kaynaklanan bir ışık eksikliğinin yapıtlarındaki varlığı tam da bu yüzden. Belki de imkanlarının çok geniş olmasından kaynaklanıyor bu. Çünkü bereket de pekala kuraklığa yol açabiliyor bazen... Ulaş İnaç ise taze ve imkansızlık temelli bir yönetmen. Bir dijital kamera ile yapabileceğinin en iyisini yapmış. Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne artık ciddi bir tiksinti ile bakıyor olmama rağmen "Türev" ve Beste Bereket hakkında verdikleri kararların çok Doğru olduğu kanısındayım. Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde bir dönem devam ettiğim tiyatro kursundaki ilk derslerimizden biriydi:"En iyi rol yapanlar, hiç rol yapmayanlardır." Düşünün, işiniz rol yapmak, ortada bir senaryo var (ki ben bu filmin büyük bir çoğunluğunun doğaçlama yeteneğinden oluştuğuna inanmak istiyorum) ve ne kadar az rol yaparsanız o kadar başarılı oluyorsunuz. Tuhaf değil mi? Ama çok doğru. "Türev" tüm oyunculukların göz kamaştırdığı dijital bir zaferidir Türk Sinemasının. Tek dileğim ise Ulaş İnaç'ın bu amatör (ya da hadi "ilk" diyelim) heyecanını ve yeteneğini kaybetmemesi. Yoksa, ikinci bir "Organize İşler" kaldıracak halimiz yok açıkçası. Güzel bir film.Ben özellikle Tuğra Kaftancıoğlu'na hasta oldum. Böylesine soğuk ve bodoslama bir sempatiklik olamaz. O'nun dışında tüm diğer oyunculuklar da (zaten topu topu üç kişi) Harika...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.