İnsan beyninin sınırlarını zorladığı zaman neler yapacağını konu alan filmin en büyük artısı kuşkusuz Morgan Freeman. Paris sokaklarında geçen zamanın nasıl aktığını anlamayacaksınız. Özgün bir film değil eleştirilerine asla aldırış etmeyin zira böyle bir filme hiç rastlamadım. Son yılların akım haline gelen bu tarz filmler olsada bu film konusu itibariyle diğer hiç bir filme benzemiyor. Sonunda şaşırtmayan oldukça olağan bir şekilde sonlanan film izlenebilir kisvesini hiç hak etmiyor. İyi seyirler.
Film içerdiği metafizik ve transformatik metaforlarla son zamanların en iyisi. Bir arkadaşın da bahsettiği gibi 'Transhümanizm' gibi insan varlığının düşünsel boyutlarını zorlayan felsefik unsurları bilenlerin keyifle izleyeceği bir film. Tabi bir de Lucy ile verilen başka bir mesaj da Satanizm oluyor. Zaten Lucy karakteri Lucifer'den başkası değil. Film son yıllarda bilimsel olarak hızla artan ve öncülüğünü Ray Kurzweil'in Singularity Universitesini kurarak yaptığı Transhümanizm akımını konu almış görünüyor. Transhümanizm, insanın fiziksel ve bilişsel yeteneklerinin arttırılması ve yaşlanma ve hastalanma gibi arzu edilmeyen veya gereksiz görülen yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren uluslar arası bir entelektüel ve kültürel harekettir.
ilginç, iyi ve farklı bir fikirden hareketle yola çıkan ama sonu iyi kotarılamamış fakat buna rağmen yine de kesinlikle izlenmeye değer kaliteli bir film.
Bu son filminde Luc Besson tamamen kendi tarzının dışında bir Nolan, bir Aronofsky gibi beyin yapımızdaki sırları ve onun gerçek potansiyelini anlatmaya çalışıyor demek isterdim. Ancak bu Nolan-ofsky anlatıya pek de uygun düşmeyen Nikita ruhu 25 yıl aradan sonra bu filmde de kendini göstermiş.
Adını lekeleyen komedilerden kurtulması ve Under the Skin’den sonra Scarlett’i tekrar bir bilim kurguda görmek mutluluk verici. Keşke yalnızca drama ve bilim kurgularda yer alsa çünkü vücudu aksiyon filmleri, suratı komediler için uygun değil. Artık filmleri tek başına sürüklemesine alıştığımız yetenekli oyuncuya bir başka usta isim Morgan Freeman ve Oldboy’un başrolü Min-sik Choi eşlik ediyor.
Aksiyon filmlerinin hiçbir değer taşımadığını sayısız kez tekrar etmişimdir. Maddi değeri belki de en yüksek olan aksiyon filmleri aslında tüm genre’lar arasında en ucuz olanıdır. Filmin Sci-fi tarafı olan beynin kullanımı ve Luc Besson’un ‘’Ya böyle olsaydı…’’larını merakla takip etmeme rağmen filmin Jason Stathamvari yapısı Lucy’yi, artsy’likten sığlığa doğru kaydırmış. Bu nedenle ilgi çekici bir fikirle yola çıkılmasına rağmen film için övgü dolu sözler kullanmak pek de mümkün olmuyor. Güçlü bir cast’ı ve başarılı bir kurgusu olan bu ilginç idealı film bana sürekli reklamlarla bölünüyormuş hissi verdi. Ne gerek vardı Japonya’ya Çin’e mafyaya, ne gerek vardı bu kadar chasing sahnesine veya uyuşturucuya Bessoncuğum? Filmin giriş kısmı itibariyle sci-fi ve crime’dan bir süper kahraman filmi bile yaratılabilirdi ama yine de son dönemde yaptığı filmlere bakılırsa Besson için iyi bir deneme.
İlginç bir film, Luc BESSON ismini görünce artık boş geçmem, ben sevdim, senaryoda evrim teorisi vs. bazı saçmalıklar ve mantık hataları olsa da film genel itibari ile iyi, aman siz onlara uymayın sadece izleyip zevkini çıkartıp unutun...
Luc Besson’ un hem yönetmenliğini hem de senaristliğini üstlendiği son filmi “Lucy” de, bilim-kurgu ve aksiyon dolu bir hikaye ile yönetmen, yaradılışı kendi bakış açısıyla anlatmaya çalışıyor.
Herkesin izlemesi gereken bir film tabi asiri dinci ve gelisime arastirmaya sorgulamaya gunah gozuyle bakanlar haric.. Biraz arastirdiginiz zaman aslinda filmin gayet mantikli konulari isledigini gorebilirsiniz. Insan beyni bilinenin aksine cok buyuk bir guc icerir. Lucy filmide gayet mantikli bir sekilde aslinda neler yapabiliriz konusunda durmus ki bence gayette basarili bir aktarim olmus..ateist filmi diye dusunenler en basitinden sunu bi oturup dusunun insan bazen istemedende olsa beyninin bazi fonksiyonlarini kullanabiliyor "nazar" diye birsey var ve bunu hepimiz biliyoruz. Sadece bakislarla bile karsindaki insanin basinin agirmasina sebebiyet vermek.. Ha diyorsanizki arkadasim sen yanlis dusunuyorsun diye o zaman aciklamasini yapin bana. Saygilar...
Filme "Evrim teorisini anlatıyor,dinleri yok sayıyor,Tanrıyı reddediyor" gözüyle bakarsanız,yani taraflı bir gözle eleştirmeye kalkarsanız elbette saçma,mantıksız dersiniz! Ancak filmi tamamen ön yargılardan uzaklaşarak izlerseniz oldukça doyurucu olduğunu görürsünüz.İnsan beyninin aslında tamamını kullanıyor,parmak şıklattığımızda bile %90'ını kullanırız diyen nörologları dinleyerek izlerseniz de saçma gelecekler! Ama adı üstüne Bilim-Kurgu mantığıyla izlemeniz gerekiyor! Mesela matrix bu şekilde eleştiri almamıştı.İlk filmdeki kaşığı bükme sahnesi insan beyniyle gerçekleşebilecek diye lans edilmişti hatta filmde.Aslında filmi izledikten sonra insan beyninin kullanımı ile ilgili daha fazla şüpheye düştüm.Mesela Dünyada ki hemen her kişisel gelişim uzmanı bu filmin mantığıyla benzer şeyler söylüyor.Tony robbins mesela sınırsız güç kitabında oldukça ilginç şeylerden bahsediyor..Yine Erzurumlu ibrahim Hakkı Hz.'nin Marifetname eserinde insan beynine yer verilmiş,yine incilden tutunda Kuran-ı Kerime kadar,tevrat ve zebur'da da insanın yaratılışı ile ilgili "mükemmel" ifadesi kullanılıyor.Bütün bunlara bakınca filmin anlatmak istediği şey saçma gelmiyor,yani beyin kapasitesi kullanımı ile ilgili olan argümanı..Sonuç olarak limit yok filmine biraz benzeyen,ilgi çekici bir film.Zaman kaybı veya saçma bir film değil kesinlikle.İnsanı düşünmeye sevkettiği açık.Ben başarılı buldum,tabi biraz daha büyük bütçeyle biraz da fantastik öğeler katılabilirdi veya biraz daha gerçeğe uygun yapılıp sınırlıda kalınabilirdi.Sanki arada kalmış bir film gibi olmuş ancak ben yine de çok iyi buldum
Başından sonuna kadar ATEİST filmiydi başında maymıun gösteriyor sonra kabe yi sonra big bang hatta en sonunda ben heryerdeyim asıl tanrı benim ALLAH yok anlamında mesaj veriyor.Hakaretin bukadarı olmaz zaten film hep buamaçlı alal acele yüzdeler arttı güzel değildi.Big bang ide sen ne hakla kullanıyorsun bize karşı? Kuran ı kerimde daha 15.yyde big bang 7 katman İstanbul gibi gelecekler vb daha çok var ateistlere uğraşacak değilim yani siz nein kafasini yaşıosunuz:)19. yy de daha kıyametin kopucaı ve kuran daki gbi güneşin dürüleceği kesinleşti :)
filmi dun syrettim. konusu ve oyuncuları filmi cazip kılsa da seyrettikten sonra tam bir hayal kırıklığı. bence vakit kaybı.. Syretmezseniz içinizde kalacaksa aşırı boş vaktinizin olduğu bir zaman da bakın derim..
Sürekli gelişim kaydeden bir mikroskobik varlıklarız. Ve bizi biz yapan mikroorganizmalar, bunu başarabilmesi için milyar yıl gelişime ve bunu bir sonraki domino taşındaki sıraya AKTARMAK için milyarlarca yıl gelişim için zamanda ilerlemesini anlatan bir başyapıt. Ki Hayatında yönü bu yönde değil midir ? Sürekli gelişmek ve değişime uyum sağlamak. Var olmamız sonsuz yörüngedeki zaman kavramı ile doğru orantılı. Belki Beynin %10 'u kullanırsa X olur %100 ünü kullanırsa Y olur bu biraz bilim dışı olsada, keyifli bir film izlediğimizi ve bir sinema olduğunu unutmayıp bu kabul edilebilir bir içeriktir. Zaman kavramı olmayan bir ortamda maddenin barınmasınında imkansız olduğu bir ortamda , ZAMAN kavramını da yaratan büyük bir GÜCE işaret eden güzel bir başyapıt. Herşeyden öte bilim kurgu yada fantezi değil, GERÇEKLERE dayalı bir yapıt. Gerçekten Anlayana....
Lucy filmi hakkında söylenebilecek başarısız bir film olduğudur. Ancak karşımızda güzel bir aksiyon, hiç sıkılmadan seyredeceğiniz bir film ve de Scarlett Johansson'ın başarılı performansı var. Film hakkındaki belli eleştirileri okudum ve de bir sitede "Lucy'nin Düşündürdükleri" başlığıyla yazılan Lucy'nin varsayım bakımından doğru olmadığı (Luc Besson'un da bizzat söylediği gibi) ancak belli kısımların, kullanılan sözcük ve cümlelerin senaryosunda özenle seçilip evrim teorisine işaretler ediyordu. Bazı yerlerde ise "Bir Bilimkurgu Skandalı" gibi gerçekten belli kesimden sinema eleştirmenlerinin ciddi bir biçimde sinirini bozan bir film olmayı başarmıştı. Bence de Lucy filmi, Limitless ile karşılaşıldığında fantezinin sınırlarını çok ciddi bir biçimde aşıyor. Evet, aslında insan beyninin günümüzde kullanımının daha da arttırılabileceği hala bir tartışma konusudur hatta rüyalarda da insan beyni günlük hayattakinden daha yüksek seviyede beynini kullanmaktadır ve de bu görüşe katılmaktayım. Ancak bir insan beyni kapasitesinin tamamını kullanmaktadır. Evreni yaratan Allah'ın bir olduğu ve de onun bizden farklı, sıradışı olduğunu biliyoruz. Ancak Lucy filminde Luc Besson bir insanı Tanrılaştırarak gerçekten fantezinin boyutlarını o kadar ciddi bir biçimde aşıyor ki yok artık dedirtecek seviyelere getiriyor desek de yeridir. Lucy filmi ile Limitless'ı karşılaştırdığımızda ise Limitless'ın kesinlikle çok daha başarılı bir film olduğunu dile getirmek gerekiyor. Performanslara gelecek olursak, Scarlett Johansson filmde gerçekten başarılı bir performans sergiler iken, Luc Besson'un da kendi ağzıyla bilerek seçtiğini dile getirdiği Morgan Freeman ise çok klasik bir performans ile, bir profesör olarak karşımıza çıkıyor. Bunun dışında senaryonun Limitless'ı hatırlatmasına rağmen belli kısımlarında gerçekten özenle seçilen kelimeler vs. sayesinde izleyiciye ilginç bilgiler de veriyor tabiki (kapasite kısmını dahil etmezsek), bir yere kadar ama. Yönetmen hakkında da az çok yorumumu dile getirdiğim için daha fazla detaya girmeyeceğim. Görsel yapı bakımından da çekilen sahnelerin oldukça başarılı olduğunu da söyleyebiliriz. Sonuç olarak, Lucy filmini gerçekten izlemek istiyorsanız izleyebilirsiniz, filme bilimsel açılardan bakmayacak iseniz beğenebilirsiniz diyebilirim. Ancak geneline baktığımızda Lucy filmi sıradanlığı aşmayı başaramıyor ve de izleyiciye çerezlik bir 90 dakikalık sinema keyfi sunuyor.
Kariyerinde "başyapıt" seviyesinde eserler bulunan pek sevdiğimiz Luc Besson, son yıllarda nicelik olarak tatmin edici ancak nitelik olarak ne yazık ki aynı şeyi söyleyemeyeceğimiz işlere imza attı. Son filmi "Lucy"de başrol Johansson başta olmak üzere üst düzey bir kadro kurmuş yine. En bilinen imzalarından olan çekim tekniklerini ilk saniyeden itibaren eksiksiz görüyorsunuz. Film kendini izleten, ancak akıllarda çok da yer etmeyecek türden. İnsanın beyninin % 100'ü kullanabilmesi durumu uzun yıllardır bilim çevrelerinde de tartışılan bir konu. Burada da bu konunun bilim-kurgu penceresinden yorumuna şahit oluyorsunuz. Finale doğru tempo biraz artsa da, hikaye akışı, karakterler, senaryo, oyunculuk ve daha pek çok temel unsur olarak baktığımızda, "Lucy"nin yeterli seviyede olmadığını düşünüyorum. Yolculuk sırasında izlersiniz ya vakit geçirmelik bir şeyler, o seviyeden pek de öteye gidemiyor. Aslında derin sularda yüzme çabası yok değil. Ancak oluşturduğu altyapı yeterince sağlam değil. İnsanın, hayatın, evrenin gizemleri. Neden varız? Ne amaçla yaşıyoruz? Nereden geldik, nereye gidiyoruz? Bunlar gerçekten öyle eften püften sorular değil. Film bir yandan bu soruları omuzlarına alıp taşımaya çalışıyor. Ancak basit diyebileceğimiz bir aksiyon filmi bu ve bahsettiğimiz yük omuzlarına ağır geliyor.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.