Judi Dench, Tom Wilkinson, Maggie Smith, Bill Nighy gibi İngiliz sinemasının en usta oyuncularından bazılarını bir filmin künyesinde görünce, ister istemez beklenti içine giriyor insan. Sadece iyi bir film değil, bir oyunculuk gösterisi de bekliyor. Karşılıklı döktürmelerini iştahla izlemek istiyor.
Oscar ödüllü Aşık Shakespeare (Shakespeare in Love) filminin kendisi sadece adaylıkla yetinmiş yönetmeni olarak tanıdığımız John Madden imzasını taşıyan Hayatımın Tatili (The Best Exotic Marigold Hotel), bu vaatle kandırıyor bizi. Kandırıyor çünkü bırakın bizi, belli ki bu büyük aktörlerin bile iştahını açamamış bir film karşımıza çıkan.
Farklı sebeplerle hayatlarında yeni bir başlangıca ya da en azından bir değişikliğe ihtiyaç duyan, yaşını başını almış yedi İngiliz vatandaşının Hindistan'daki bir otelde sürprizlerle dolu ve nihayetinde gerçekten de hayatlarını değiştiren tatilini anlatıyor film.
Tutmuş bir romanın uyarlaması olan Hayatımın Tatili, bazı karakterlerinin oryantalist bakışıyla dalga geçerek ne kadar dikkatimizi dağıtmaya çalışsa da baştan aşağı oryantalist bir film. Zaten öykünün Hindistan'da geçiyor olması da pek bir şeye hizmet etmiyor. Yaşlı İngilizlere kültür şoku yaşatabilecek herhangi bir ülkede geçebilirmiş, İngilizce konuşma oranı daha yüksek olduğu için Hindistan seçilmiş sanki. Milyoner (Slumdog Millionaire) filmi ve Skins adlı televizyon dizisiyle tanınan Hint asıllı genç oyuncu Dev Patel'in ortaya çıkışı da prodüksiyonun harekete geçmesi için ideal fırsat olmuş.
Soğuk kent yaşamından bıkıp bu egzotik tatille her biri hayatlarında farklı bir boşluğu doldurmaya gayret eden İngiliz karakterlerimiz, onlardan bir şeyler öğrenir gibi gözükürken aslında "zavallı" Hintlilere yol yordam, biraz medeniyet öğretiyorlar. Bütün bunların arasında biraz ayrıksı ve cesur duran tek hikaye, Tom Wilkinson tarafından canlandırılan emekli yargıcın aslında gençliğinde Hintli bir erkekle aşk yaşamış ve Hindistan'a o adamı bulmak için dönmüş olması. Ancak filmin tüm öyküleri gibi son derece zararsız, ılıman, naif bir tonda işleniyor bu da.
Bir filme zararsız demek tuhaf geliyor insana ama böyle filmler var gerçekten. Etliye sütlüye dokunmayan, ne sinemasal açıdan heyecan verici ne içerik olarak önemli ama yine de belli oranda keyifle izlenen, daha fazlasını da hedeflemeyen 90-100 dakikalık filmler oluyor bunlar. Hayatımın Tatili de işte tam böyle, zararsız bir film. Koskoca Maggie Smith'i perdede izlemenin keyfini verecek bir malzemesi yok. Son derece tahmin edilebilir. Düzgün çekilmiş ama sinemasal heyecan vermekten uzak. Kötü değil ama önemsiz bir film.
Hedef seyircisi de aslında kendi karakterleri. Gerçekte yaşayamayacakları macerayı bu film karakterleri üzerinden deneyimleyecek, 60 yaş üstü küçük burjuvalar. Onları baz alarak konuşacak olursak, bu filmden büyük zevk almaları elbette garanti.
Twitter: aliercivan