sadece yemek masası sahneleri için bile izlenebilir.inanılmaz beğenilecek veya senelerce unutulmayacak bir film değil belki.konusu çok basit,çok sade bir anlatımı,finali ve karakterleri var.mesela karakterlerin derinliklerine pek ulaşamıyoruz,sadece senaryonun aralarında ufak ipuçlarıyla geçmiş yaşamları ve karakterleri hakkında biraz bilgi edinebiliyoruz ki bu durum da pek yeterli görünmüyor.ve hatta harika ve benim için çok çekici olan oyuncu kadrosu da inanılmaz bir iş çıkarmıyor aslında,kimi zaman oldukça yüzeysel de kaçıyorlar.fakat diyorum ya,nasıl olduğunu pek bilmesem de bu görece olumsuzluklara rağmen film sizi bayağı bir içine çekiyor,bir saniye bile ayağa kaldırmıyor ve bitince de göğsünüzde çok sağlam bir yumruk bırakıyor.kısacası finalde bazılarını az önce de saydığım tüm olumsuzluklar,eksiklikler anlamsız kalıyor,bu gerçekten yaşanan hayat hikayelerinin çok üzücü hallerine bir yerinden siz de tanık oluyorsunuz.son on dakika doruğa çıkan gerilim ve merak duygusu belki de tüm filmi tek başına toplamaya yetiyor.bu 'göğse bırakılan yumruk' çok önemli ve filmi beğenmemi sağlıyor,fakat yine de izlerken bazı diyalogların ve olayların içinin boşluğunu fark etmemek mümkün değil.yani senaryosu biraz daha içi dolu,biraz daha fazla özenilmiş olsaydı bana sorarsanız adından daha fazla söz ettirebilecek bir film haline gelirdi.bir de son olarak,bazı izleyiciler bu tür filmlere gözü kapalı amerikan propagandası damgası vuruyor,bunu çok iyi biliyorum,onlara diyeceğim kendilerini kasmadan,ülkelerin isimlerini önemsemeden insani duygular penceresinden bu filmleri izlemeleri.