Hesabım
    Çocuk ve Balıkçıl
    Ortalama puan
    3,3
    7 Puanlama
    Çocuk ve Balıkçıl hakkında görüşlerin ?

    1 Kullanıcı eleştirisi

    5
    0 Eleştiri
    4
    0 Eleştiri
    3
    1 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.050 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    2 Ağustos 2024 tarihinde eklendi
    Senaryosunu da, kendi yazdığı hikayeden uyarlayarak kaleme alan usta sinemacı Hayao Miyazaki'nin yönetmen koltuğunda oturmakta olduğu "Kimitachi wa dô ikiru ka / The Boy and the Heron"; fantastik bir drama olarak geliyor karşımıza...

    ***

    Gelin isterseniz, Japonca versiyonu yerine...

    İşittiklerimizi anlayalım bari demek suretiyle, birbirinden ünlü yıldızlarca İngilizce seslendirilmiş olanını tercih ettiğimiz; Japon yapımı bu animasyon filmine biraz daha yakından bakalım...

    ***

    Pasifik Savaşı'nın üçüncü yılı esnasında...

    11 yaşındaki Mahito Maki (seslendiren Luca Padovan)...

    Annesi Hisako'yu...

    Tokyo'daki hastanede çıkan bir yangın sırasında kaybeder...

    ***

    Bir yıl sonra da...

    Aslen bir fabrikatör olan babası Shoichi Maki (seslendiren Christian Bale) ile beraber Tokyo'yu terk ederler...

    Ve...

    Trenden indikleri...

    Saginuma İstasyonu'nda kendilerini...

    Tıpatıp annesine benzeyen ve kendisine...

    "Bundan böyle senin annen ben olacağım..." demesine ilaveten...

    Babasından hamile kalmış vaziyetteki teyzesi Natsuko (seslendiren Gemma Chan) karşılar...

    ***

    Ardından da...

    Shoichi...

    Satın aldığı yeni fabrikasına uğramak üzere onlardan ayrılırken...

    Mahito ile Natsuko'da...

    Birlikte yaşayacakları konağa doğru yola koyulurlar...

    ***

    Vardıklarında da...

    Gri renkteki bir Balıkçıl'ın (seslendiren Robert Pattinson)...

    Özellikle de Mahito'yu süzmekte olduğunu görürüz...

    ***

    Ki...

    Natsuko'ya göre de...

    Daha önce hiç görmediği bu iri Balıkçıl Mahito'ya...

    "Hoş geldin..." demektedir...

    ***

    Neyse...

    Teyzesi tarafından odasına yerleştirilen Mahito...

    Bir türlü unutamadığı annesinin üzüntüsü ve yol yorgunluğu ile...

    Öylesine yığıldığı yatağın üstünde...

    Bir süre uyuya kalsa da...

    ***

    Uyanır uyanmaz dışarıya çıkarak...

    Bir ara...

    Odasının camını da tıklatmış olan...

    Balıkçıl'ın ziyaretine gidecek...

    ***

    Ancak Balıkçıl...

    Gölde buluşmak yerine kendisini...

    Natsuko'nun annesinin...

    Bir mimar olan...

    Ve vakti zamanında...

    Birden ortalıktan yok olarak sırra kadem basan amcasına (seslendiren Mark Hamill) ait kapatılmış bir kuleye davet edecek...

    ***

    Ancak Mahito...

    Ciddi anlamda tehlikeli olması sebebiyle...

    Oraya yaklaşmaması hususunda...

    Kulenin öyküsünden söz eden Natsuko teyzesince uyarılacaktır...

    ***

    Çok geçmez...

    Bir zengin çocuğu olması nedeniyle...

    Akranlarınca pek sevilmeyen...

    Ve o yüzden de...

    Transfer edildiği okulun dönüş yolunda...

    Tarlada çalışan çocuklarca hırpalanan Mahito...

    ***

    Bu saldırıyı...

    Daha da dramatik bir hale getirmek amacıyla...

    Yerden aldığı bir taş ile kendi kafasını yaracaktır...

    ***

    Tedavisi tamamlanır tamamlanmaz...

    Sıklıkla kendisine uğrayarak sözlü laf da atan Balıkçıl'ı...

    Daha yakından tanımak gayesiyle...

    Dolaptan aldığı bir sopa ile gölün kenarında...

    Bir kez daha ziyaret ettiğinde...

    ***

    Kendisine saldırdığı sopayı gagasıyla kırarak etkisiz hale getiren Balıkçıl...

    "Bekleniyorsun..." dediği Mahito'ya...

    "Artık seni annene götürebilirim..." şeklindeki bir ifade ile de...

    Oldukça iddialı bir biçimde seslenecek...

    ***

    Ve Mahito'ya yönelik bu kışkırtıcı söylemi...

    Defalarca da yineleyecektir...

    Dakika 34...

    ***

    Kesinlikle inanmasa da, Balıkçıl'ın bu savını test edecek olan Mahito'nun maceralarının damgasını vuracağı filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; ters köşe sürprizleri de bünyesinde barındıran, 90 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...

    ***

    Emek verilerek ve benzeri bir örneğine rastlamanızın da asla mümkün olamayacağı; alışılmış "nesir" tarzının dışındaki, yüzyıllar içinde güzel Türkçemize yavaş yavaş sızarak eklemlenmiş Arapça, Farsça ve Avrupa kökenli sözcükler bütününe entelektüel taklaların attırıldığı...

    "Irkçılık", "faşizm", "homofobi" ve doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlanması imkansız bir metafizikten ibaret olan "inanç övücülük" yahut da "yericilik" içermediği için...

    Ezberleri bozan "lirik" bir anlatım dili de benimsenmek yoluyla...

    25 - 30 kelimelik Türkçe bilgi haznesinin ötesine geçilerek yazılmış, bir başka "özgün" yorumda yeniden buluşmak dileğiyle...

    Keyifli seyirler,
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top