Aşk Yemini: Beyazperde.com eleştirisi

Bugün birer yetişkin olarak tekâmül etme yolunda ilerliyorsak, büyük oranda, etkileşimde bulunduğumuz insanlar ve sevdiklerimizle zamana yazdığımız anılarımız sayesinde değil mi? Peki, bir gün gelip belleğimizden silinirlerse kayıp mı olurlar, yoksa sınırsız boşlukta serüvenlerine devam mı ederler?

'Parçacıklar' yeniden düşerken üzerimize, bu kez kalbimize mi güvenirler? Bellek silinebilir fakat yüreğimiz severse bir kez, asla unutmaz!

Bir belgeselcinin, 1973 yılında, sosyeteden 'düşmüş' anne-kızla yaptığı filmi ve bu iki ayrıksı karakterin hikâyelerini anlattığı, HBO yapımı, biyografik dram türündeki TV filmi "Boz Bahçeler"in (Grey Gardens) 6 Emmy ile 2 Altın Küre ödülü kazanmasını sağlayan Michael Sucsy yönetmiş "Aşk Yemini (The Vow)"ni. İsabetli de olmuş. Sucsy bu ikinci filminde, gerçek bir olaydan esinlenilmiş ve dört güçlü isim tarafından yazılmış metni, melodram tuzaklarına düşmeden, yumuşak ama yeterince etkili öykülemiş.

Bir hafıza kaybı öyküsü; ancak genç kadın Paige, sadece, dört yıl önce tanışarak evlendiği ve çok bağlandığı kocası Leo'yu anımsamıyor.

İlk sahne, karı kocanın, hayattan nasıl büyülü bir keyif aldıklarını ve uyumlu birliktelikleri hakkında yeterince fikir veriyor... Karlı bir kış gecesi sinemadan çıkıp renkli ışıkların altındaki boş caddede arabalarıyla ilerlerlerken kısa bir süreliğine duruyorlar... Arabaya çarpan bir kamyon belki de 'ilahi bir sınav'dan geçmelerine neden oluyor.

Paige'in sadece son dört yılı ve Leo'yu anımsayamaması, bu süre içinde yaşamıyla ilgili aldığı kararların nedenlerini ve görüşmediği ailesine dair soru işaretlerini, zamanı bir tür geriye sararak gündeme getiriyor. İşte tam da bu noktada, film iki yönde ilerlemeye başlıyor ki, seyircinin merak etmesini sağlayan bir devinim sağlanmış oluyor.

Filmin omurgası, Leo'nun çeşitli 'hilelere' başvurmadan, yeniden, sıfırdan Paige'in sevgisini kazanmak için sabırla uğraş vermesi üzerine... Çünkü bu evrende, onların aşkı bir kez yazılmışsa, şimdilik savrulmuş 'parçacıklar' boşluktan düşerek dengeyi yeniden kuracaklardır. Filme adını veren 'evlilik yemini' püf noktası: Bir kez yemin edildi mi, geriye dönülemez, dönülmemeli.

Bir romantik dramın çekici hale gelmesindeki önemli etken olan oyuncular, dünyanın her köşesinde yaşayan her çiftin başına gelebilecek böyle bir öykünün karakterlerini canlandırırlarken, abartısız bir duygusallık içinde gerçekliği yakalamışlar. Ne yalan söylemeli, sert hatlara ve tarza sahip Channing Tatum -neredeyse- rol çalıyor. Rachel McAdams, Paige'in, hafıza kaybı sonrası tüm şaşkın, çelişkili, çalkantılı ruhsal durumlarını tam kıvamında yansıtıyor. Yönetmenin "Boz Bahçeler"de de çalıştığı Jessica Lange ile Sam Neill ise, genç kadının zengin anne babasında, ciddi bir sorunun üzerini örtmüş çifti, 'maskelerinin altındaki' kibirlerini hissettirerek mükemmel canlandırıyorlar.

Sizler de benim gibi aşka inananlardansanız, "Aşk Yemini" inancınızı pekiştirecek.

ali.ulvi.uyanik@gmail.com

twitter.com: @aliulviuyanik