Hesabım
    Dedektif Dee ve Gizemli Alev
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Dedektif Dee ve Gizemli Alev

    Keyifli bir gizem öyküsü ama "made in China..."

    Yazar: Murat Tolga Şen

    Çocuktum, sinemaya giderdim. O zamanlar şimdiki gişe canavarları/blockbuster'lar pek uğramazdı sinemalara... Daha çok, Amerikan işlerinin replikası İtalyan bilimkurguları ve Hong Kong Wuxia'ları (dövüş filmleri) vardı.Belki de bu yüzden, Dedektif Dee ve Gizemli Alev (Di renjie zhi tongtian diguo)'i, o yıllara ait bir özlem duygusu ile izledim. Filmin, izlediğimiz yüzlerce suç öyküsüne benzetilebilecek türden bir konusu var. İmparatorluğun başına ilk defa bir kadın olan Wu Zetian geçiyor, onun şerefine dev bir Buda heykeli yapılıyor ancak heykelin yapımı sırasında bazı gizemli ölümler meydana geliyor. İnsanlar pek parapsikolojik bir şekilde, ortada hiçbir sebep yokken çıra gibi tutuşup yanıyorlar. İmparatoriçe medyum bir geyiğe (evet, filmde konuşan bir geyik var!) danışınca, meseleyi çözebilecek tek kişinin yıllar önce kendisinin sarayda yükselişine karşı çıkan ve bu yüzden de içeri tıktırdığı Dedektif Dee olduğunu idrak ediyor ve Dee'yi olayı aydınlatması için serbest bırakıp tüm yetkilerini geri veriyor falan filan...Dedektif Dee'yi izledikten sonra da "nereden nereye" dedim. O ucuz setlerde çekilen, basmakalıp senaryolardan mamul kahramanlık tefrikalarından şimdiki gibi görkemli seyirliklere uzanan gayretli bir yolun son durağı bu film... Hani diyoruz ya, "Türk sineması çok gelişiyor" diye... Elin sineması da pek yerinde durmuyor!Hong Kong gişe sineması, 80'lerde filmlerini dışarı pazarlayabilir hale geldiğinde, geçirdiği bir dizi değişimle Hollywood taklitçisi bir kurgu ve görsellikten medet umar hale geldi. Bütçeler arttı, kalite yükseldi. Derken, taklit etmekten ötesini yapabilir hale geldiler. Olaya gişe sineması açısından yaklaşırsak, Dedektif Dee gibi filmler sayesinde epey ileride durduklarını söylemek mümkün.Filmin yönetmeni Tsui Hark, tam da bahsettiğim zamanlardan gelen bir sinemacı... Bizde daha çok Jean-Claude Van Damme'lı İkiz Kan (Double Impact) ve Son Vuruş (Knock Off) filmleri ile tanınıyor ancak yönetmenin, tekniği güçlü ve kendine ait bir aksiyon dili var.Dee'yi canlandıran Uzakdoğu yıldızı Andy Lau ise, Sherlock Holmes 'un Robert Downey Jr.'ını taklit edecek şekilde yazılmış bir role kendi oyunculuğunu katıp, onu başka bir yere taşımasını biliyor. Aslına bakarsanız Dee koskoca Çin İmparatoriçesine ayar verecek kadar kendine güvenen bir tip. O dönemde ortaya koyduğunuzun şerefiniz ve daha da önemlisi kelleniz olduğunu düşünürseniz bu hem zekasıyla olayları çözen hem de sıkı tekmeler savuran karakter Sherlock'dan çok daha cüretkar bir durum.O kadar övdükten sonra filmin bazı sıkıntılarını da es geçmemek lazım. Wuxia'lar, pek çok fantastik absürtlüğün yaşandığı, doğu mitolojisini kendisine göre yağmalayan yapımlardır çoğu zaman. O yüzden böyle "Sherlock Holmes" tarzı bir gizem öyküsünde, konuşan geyikler gibi fantastik yaratıkların cirit atıyor olması, meselenin algıladığımız dünya mantığında çözülebilir olmasını güçleştiriyor/güçsüzleştiriyor. Ayrıca filmdeki CGI'lar daha iyi olabilirdi ancak bütçesiyle (13 milyon Hong Kong doları) kıyaslandığında çok daha görkemli görünen bir film Dedektif Dee...Çok fazla kopyayla gösterime girmese de haftanın en ilgiye değer yapımlarından biri Dedektif Dee ve Gizemli Alev... Asya gişe sinemasının yükselişini görmek adına da önemli bir seyirlik... Gönül rahatlığıyla, görmenizi tavsiye ediyorum.Murat Tolga Şen / murattolga@gmail.com

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top