Vasatın altında...
Yazar: Orkan Şancı"Güçlü kadın" imajının sinemada satmaya başlaması için geriye şöyle bir baktığımızda herhalde 1970'lerin sonunu buluruz. Ondan önce de varlardı elbette. Ama "Yaratık (Alien)" ile Sigourney Weaver, "Yokedici (The Terminator)" ile Linda Hamilton, "Kill Bill" ile Uma Thurman, "Nikita" ile Anne Parillaud, "Ölümcül Deney (Resident Evil)" ile Milla Jovovich, "Çığlık (Scream)" ile Neve Campbell, belki "Contact" ileJodie Foster, "Temel İçgüdü (Basic Instinct)" ile Sharon Stone ve daha niceleri; farklı türlerdeki anlatılarda karşımıza çıkarak bir tür furya yarattılar. Herhangi bir yapımdaki güçlü yan karakterlerden söz etmiyorum. Hikayeyi alıp götüren, olayları onların gözünden takip ettiğimiz, başlarına gelenlerle ilgilendiğimiz, sonunda zafer kazanmalarını istediklerimiz.
Sadece bilimkurgu, aksiyon değil daha yaşamın içinden, dramatik yanı ağır basan yapımlarda da karşımıza çıkar oldular. "Fargo"da Frances McDormand, "Piyano (The Piano)"da Holly Hunter, "Amelie (Le Fabuleux destin d'Amélie Poulain)" ile Audrey Tautou, hatta "Ruhların Kaçışı (Sen to Chihiro no Kamikakushi)" ile Chihiro Ogino karakteri...
Bütün başarılı "güçlü kadın karakter"lerin ortak noktası, "eril" bir dünyaya atılmış olmaları.
Bu dünyanın sertliğine, kadın özelliklerinden bazen kısmen vazgeçerek bazense tam tersine dişiliklerini kullanarak direnmeleri.
Yazıya böyle bir girişin sebebi, ne kadar kaçınsak da, üstteki üstün yapımların yanına yazamayacak olsak da, "Aşk ve Para (One For The Money)"nin de "tek başına ayakta kalan kadın" filmlerinden biri olması. Janet Evanovich'in sayısı bir düzineyi bulan popüler roman serisinden uyarlanan yapımda, serinin ana karakteri Stephanie Plum rolünde Katherine Heigl var. Heigl'ın başına bu tür serilerden yapılan uyarlamalarla ilgili en büyük sorunun geldiğini baştan söyleyebiliriz. ABD'de romanların hayranları tarafından yerden yere vurulan filmde, Heigl da eleştiri oklarından nasibini almış görünüyor. En büyük eleştiri odağı ise Heigl'ın yarattığı Stephanie karakterinin, romandakinden daha "bön" olması. Ancak yazar Evanovich'ten tam puan alması da enteresan hatta Evanovich bundan sonra Stephanie karakterini Heigl'ı düşünerek geliştireceğini söylüyor. Son olarak IMDB'deki 5 puanlık ortalamadan sonra bu ne kadar akılcı olur, bilinmez.
Filmimiz, iç çamaşırı pazarlaması gibi "geliri yüksek" işinden ayrılmak zorunda kalan 30'larındaki genç bir kadıınn ayakta kalma öyküsüne dayanıyor. Acil paraya ihtiyaç duyan Stephanie çareyi, kuzeninin Rehin dükkanında çalışmakta buluyor. Adaletten kaçan suçluları yakalayıp karşılığında ödül kazanıyor. Kafasına koyduğu isim tam 50 bin dolarlık büyük bir balık: eski sevgilisi Joe Morelli. Polis olan Morelli(Jason O'Mara), silahsız birini öldürmek suçundan aranıyor. Joe Morelli ise suçsuzluğunu ispatlayabilmek için köşe bucak kaçıyor. Bu hikaye Jennifer Aniston-Gerard Butler'lı vasat "The Bounty Hunter"ı hatırlatıyor ister istemez ama bu kez av ve avcı farklı.
One For The Money, aralarında duygusal/cinsel(?) bağ bulunan Stephanie Plum-Joe Morelli ikilisine o kadar bel bağlamış ki, arada genç kadının absürd aile ilişkileri, garip kuzenler, Jersey'in farklı etnik gruplardan oluşan karmaşık yapısı gibi yan unsurlar, dolgu işlevinden başka şeye yaramıyor. Dahası her köşe başından, yönetmen Julie Ann Robinson'ın eski günlerinden kalma, "Grey's Anatomy"den fırlayan karakterler çıkıyor.
Heigl'ın yapımcılığa da soyunduğu filmde elinden gelen bütün maharetleri sergilediğini söyleyebiliriz. 5 atarlı tabancasıyla kötü adamlara "7 el (!)" silah sıkması bunlardan sadece biri. Ama düz mantık yine kötü işliyor. Stephanie, peşinde olduğu eski sevgilisine karşı koymakta o kadar zorlanıyor ki (birisi bön mü dedi), onunla empati kurmak, en azından 2010 sonrası Elle dergisi okuyucuları için bile fazlasıyla zor olacaktır.
Modası geçmeyen bir öykü aslında bu. Erkeklerin dünyasında tek başına savaşan güçlü kadın karakter ve her nasılsa onun kalbine girmeyi başarmış haşarı erkek. İyi işlendiğinde neden sorun olsun ki? Oysa One For the Money en iyi haliyle bile, tv'nizdeki ücretsiz sinema kanallarındaki vasat altı komedilerden öteye geçemiyor.
Tüm seksapeline rağmen Katherine Heigl en koyu hayranlarına bile uzun gelecek
91 dakikanızı çalmak istiyor. Karar sizin.