Fransız oyun yazarı Yasmina Reza'nın kısa sürede popüler hale gelen ve Broadway sahneleri dahil dünyanın birçok yerinde sahnelenen oyunu "Le Dieu du Carnage", Roman Polanski'nin ellerinde bir sinema filmine dönüşürken henüz kağıt üzerinde Kate Winslet, Christoph Waltz, Jodie Foster ve John C. Reilly'den oluşan dört kişilik oyuncu kadrosuyla oldukça cezbediciydi. Baştan sona tek bir mekanda geçen ve diyaloglar üzerinden ilerleyen bu alabildiğine komik öykü, Polanski'nin ellerinde muzipliğini hiç kaybetmiyor, sahnedeki temposunu da aynen sinema perdesine aktarıyor.
Karşımızda, "sıradan" olarak addedilebilecek, çocukları okul bahçesinde çeşitli sebepler nedeniyle kavga etmiş iki orta yaşlı çift var. Film boyunca bahsi geçen kavga mevzusunun etrafından dolanarak, hayata dair pek çok konuda saflara ayrılıp tartışıyorlar. Tartışma bazen sertleşiyor, bazen yumuşuyor. Bazen orta bir nokta bulunur gibi oluyor, ancak birkaç saniye sonrasında kimsenin aslında birbirini anlayamayacağı bir düzlemde olduğu çıkıyor. Kısacası, kendine yetişkin diyenlerin ironik yetişmemişlikleri Acımasız Tanrı (Carnage)'nın olay örgüsüne güç pompalayan başlıca öğe. Bu seksen dakikalık "gerçek zaman"lı hikaye de, akışı bir an bile sekteye uğratmayan diyologlarla müthiş bir şekilde işleniyor.
Polanski, filmin her anından anlaşıldığı üzere senaryo aşamasında oyunun da yazarı olan Yasmina Reza ile çalışmanın avantajlarından faydalanmış. Öyle ki, yalnızca seksen dakikada tanımaya çalışacağımız ve haklarında kendi cümleleri dışında hiçbir ipucu olmayan karakterler kısa sürede üçüncü boyutlarını kazanıyorlar. İnişli çıkışlı diyaloglar ve bir ötekinden apayrı sularda gezinen meseleler birbirine ustalıkla bağlanıyor ve filmin sürükleyiciliğindeki başlıca unsur oluyorlar. Bu esnada da filme güç veren mizah unsurları da bir an olsun bayağılaşmadan filme renk katmayı sürdürüyor.
Polanski'nin tiyatro estetiğini sinemanın imkanlarıyla pek de makyajlamadan çektiği filmindeki en büyük başarısı da seksen dakikada olup biten bir olayı seksen dakikalık bir yönetmenlikle sunabilmesi. Film tıpkı bir tiyatro oyunu gibi tek bir günde, seksen dakika içerisinde kotarılmış hissiyatı yaratmakta çok başarılı. Filmi izleyen bir seyirci kendisini çok başarılı bir tiyatro oyunu seyrediyormuş gibi hissediyor. Zaman su gibi akıp giderken, Polanski'nin tempoyu muhafaza etmekteki üst düzey başarısı göz kamaştırıyor.
Acımasız Tanrı'ya dair bir diğer önemli detay da, her biri ayrı ayrı övgüyü hak eden müthiş oyunculukları. Filmin dört başrol oyuncusunun hepsi, karakterlerini çok büyük bir başarıyla giymeyi başarıyorlar. Filmin süresi boyunca sırayla ön plana çıkıp, birbirlerinden rol çalmaktan şiddetle kaçınıyorlar. Christoph Waltz'u ise Hollywood'un eğlence ağırlıklı damarının birkaç hafif filminde gezindikten sonra, nispeten daha ciddi ve iddialı bir rolde görmek keyif veriyor. Soysuzlar Çetesi (Inglourious Basterds) ile birlikte hayran olduğumuz bir oyuncuyu, böyle karakterleri güçlü filmlerde görmek çok heyecan verici.
Polanski'nin bazı kişisel tercihleri ise, aslında filmin üslubuyla alakalı. Öyle ki, Polanski sinematografisi ile "ben bir sinema filmiyim" diye bağıran bir film çekmek amacında değil. Bu nedenle, sinemanın nimetlerinden pek fazla faydalanmayan, gerçek mekanlı bir tiyatro oyunu izliyoruz aslında. Bu da filmi bir yönetmen filminden ziyade bir yazar filmi haline gtiriyor. Polanski, sanki bir tiyatro sahnesinin perde arkasından oyuncularını izliyor ve en az bizim aldığımız kadar büyük bir keyif alıyor. Bu aşamada ustaca dokunuşlarıyla kendi yönetmenliğini pasifmiş gibi gösterip kusursuz bir tempo ayarı yaparak sunuyor.
2011 senesinin sonlarına yaklaştığımız şu dönemde, Acımasız Tanrı hakkında söylenebilecek en önemli şey, senenin ilgiyi en çok hak eden yapıtlarından biri olduğu. Zekice yazılmış bir tiyatro oyununu, müthiş oyuncuların yorumuyla izlemek gerçekten büyük bir keyif veriyor. Filmin, sinema estetiğine pek de sırtını dayamayan tarzı ise oyunun metnine olan büyük güvenden ileri geliyor. Başarılı alt metinleriyle, taşımaktan hiç yorulmadığı ironisiyle, enfes karakterleriyle Acımasız Tanrı, senenin sonunda sinema salonlarında yapabileceğiniz en iyi seçimlerden biri.
kaankarsan@gmail.com
twitter.com/kkarsan