DENZEL WASHİNGTON'DAN TEK KİŞİLİK GÖSTERİ 10/10
The Equalizer filmi,özellikle yaşadığımız dünyanın çirkinliklerini,kısa süreliğine de olsa unutturacak çok güzel ve anlamlı bir yapım.Filmi ilk izlediğimde yüzeysel bir yorum yapmak istemediğim için,üzerinde düşünerek bu filmin hakkını verecek cümlelerle,her zamanki gibi tüm detayları analiz ederek yapmak istedim.Öncelikle Denzel Washington ismi ile başlamak istiyorum.Filmdeki karakter ismiyle Robert McCall,büyüleyici bir karaktere kusursuz bir şekilde hayat vermiş.Onu izlerken başka bir isim olabilme ihtimali asla aklıma gelmedi,anlamlı bakışı,farklı yürüyüşü,birçok soruya cevap niteliğindeki gülüşü,hayatın bilincinde olma düşüncesi ve istikrarlı devam eden disiplini.Böyle bir projede yer alması oyunculuk nasıl olmalıdır sorusuna cevap olması için müthiş bir argüman!Bazı erkek ve kadın oyuncularımız,ne yazık ki güzel görünümlerinin bozulmaları adına,sahnede gereken duygu yoğunluğunu veremiyorlar!Oysa ki oyuncu olduğun zaman,tamamen senden bağımsız bir karaktere hayat veriyorsun,bu paketin içinde çirkinleşme ve hoş görünümün bozulma ihtimali gibi yüksek durumlar söz konusu olabiliyor,bu işe gönlünü,emeğini ve hayatını vermişsen bu detaylar anlamını yitirir ve tamamen farklı bir insan olursun!En önemlisi bunu her anlamıyla hakkını vererek yaparsın,bu yola tamamen bu bahsettiğim detayları göz ardı ederek devam eden oyuncu sayısı ise çok az,işte Denzel Washington onlardan biri..Denzel Washington'un birçok yapımını izlemiş biri olarak,şimdiye kadar en etkilendiğim,canlandırdığı karakter Robert McCall oldu.Robert McCall karakterinden tekrardan bahsetmek istiyorum...Bir adam düşünün,geçmişte gurur duyulacak işler yapmadığının bilincinde olan ve çok sevdiği insana bir daha o insan olmayacağına söz veren ve çok fazla derinliği olan bir adam,hayatın birçok karanlık yüzüne rağmen sözüne sadık kalmak kolay bir olay mıdır?Bu sözü hayatının her alanında uymak ve çizgini tüm kötü tehlikelere rağmen bozmamak,göze alınabilecek bir risk midir?Doğruyu aramak ve hep sorgulamak?Yanlış gelişen olaylara,dahil olmak ve tüm benliğinle yanlışın karşında durmak?Bir çıkarın olmadan,insanların yeni ve temiz bir hayata başlamalarına vesile olmak?Gelişen tüm karanlık ve komplike olaylardan cesur duruşunu hiç bozmadan,yüreğinin pusulasını dinlemek?Ardına dönüp baktığında ise temiz bir vicdanınla başını yastığa koymak?Sizce yaşadığımız bu dünyada bunları yapmaya kaç kişinin yüreği yeter?Oportünist insanların her gün ivme kazandığı bu kaotik dünyada kaç kişi başkalarının,gözyaşlarını ve bedenindeki darbeleri umursar?Hayatında olumsuzluklarını gördüğümüz kaç insana koşulsuzca yardım edebiliyoruz?Doğrunun ve yanlışın arasındaki büyük uçurumun analizini kaç kişi yapıyor?Kaç kişi materyalist kişiliğinden sıyrılıp sadece doğru olanı yapmak için mücadele ediyor? Dünyanın en masum canlılarına bile zarar veren haberleri içimiz acıyarak okumuyor muyuz?Masum ve çok güzel olan canlılara zarar verme potansiyeli olan insanlarla bile aynı havayı solumak rahatsızlık hissi vermiyor mu?Açıkçası insanlarla olan hiçbir korkunç haber artık beni şaşırtmıyor!Bahsettiğim detaylar ne yazık ki hayatın fazlasıyla acımasız durumlarının çarpıcı tablosu!Bu anlamda filmdeki Robert McCall karakteri her davranışıyla ve mimikleriyle büyüledi beni...Her hareketi ile iyiliğin sembolü olan,insan kalmadığı içindir belki de beni bu karakterin bu denli etkilemesi!Mikro ifadeleri uzmanı olarak Denzel Washington'u yürekten tebrik etmek isterdim,karakterinin her bir sahnesini natürel bir biçimde şekillendirdiği ve eleştirme hakkı tanımadığı için.Gerçekten son zamanlarda izlediğim filmlerin içindeki,yaşadığımız dünyada görmeyi en çok istediğim mükemmel bir karakteri canlandırmış.Denzel Washington'un özellikle kötü tanımına her anlamda uyan insanlarla karşılaştığında ve olay bitimindeki ruhsuz ve boş bakışını inanılmaz etkileyici buldum!Duygu değişikliği ancak bu kadar içselleştirilebilirdi.Filmde daha önce türüne rastlanan,sahneler görmek mümkün.Obsesif derecede detayları takılı olan bir insan olarak,daha önce hiç yapılmamış bir film,bu konuda ilk olarak yerini alan bir yapım demem,realist kişiliğime tamamen ters bir durum olur!Ama senaryodaki bazı detayları çok orjinal ve anlamlı buldum...Mesela başrol karakterimizin,milyarlık bir takım elbisesi yok,elit duran harika bir evi yok,kapısının önünde park halinde duran süper lüks arabası yok!Malzemesi harika olan bıçak koleksiyonu ya da donanımlı silah koleksiyonu da yok!Astronomik rakamlarla hayatını idame ettiren biri değil,aksine otobüsüne binen,bridge diner adlı mekanda çayını içen ve sakin bir şekilde kitabını okuyan,aynı zamanda dünyadaki sorunlara kulağını tıkamayan,son derece duyarlı,kibar bir o kadar da mütevazi bir adam var karşımızda...Robert Mccall's gözlerindeki hüzün ve korkusuz ifade ise ilgimi çeken başka anlamlı bir detay.Filmdeki evi,Coffee Shop'u ve hikayeye anlam katan yan karakterleri de çok içten buldum.Mesela;Teri ve Ralphie,senaryo da kilit isimler diyebiliriz.Robert Mccall's Teri ve Ralphie ile geçen konuşmaları oldukça anlam içerikliydi.Keza filmdeki diyaloglar ve repliklerde,oldukça akıcı ve akılda kalıcı idi.Bazı filmler vardır,kurgusunun yüzeyselliğinden,samimiyetini hissedemezsin ve yapay sahnelerle bütünleştirilmiş karelere anlam veremezsin,sonunun bir an önce gelmesini istersin!The Equalizer filmi ise,içtenliğini her bir sahneye doğru bir şekilde yansıtarak,seyirciyi yakalamayı çok iyi başaran bir ilerleyişe sahip.Antoine Fuqua ise birçok başarılı yapıma imza atmış,The Equalizer filminde de başarı grafiğini yakalamış iyi bir yönetmen.Müzik seçimleri de doğru sahnelerle bütünlenmiş ve bu tarz detaylara da dikkat eden insanlar için güzel ambiyans sağlanmış.Robert Mccall's karakteri bu işin algoritmasını gerçekten iyi biliyor,zamanlama planlamasını ve düzenli yaşantısını oldukça ilgi çekici buldum.Marton Csokas, Johnny Skourtis ve David Meunier isimlerini de karakterlerine çok yakıştırdım.Oyuncu listesinde ismi yer almıyor ama Johnny Skourtis gerçekten çok sempatik ve karakterine çok yakışan bir oyuncuydu.Aksiyon sahnelerinde gördüğümüz,tabanca kılıç ya da bıçak klişelerinden sıyrılıp daha kreatif malzemelere yer vermelerini ise oldukça ilginç buldum.The Equalizer filminin imdb puanı da bence daha yüksek olmalıydı!Sadece başrol karakterinin derinliği bile puana ivme kazandırmalıydı diye düşünüyorum.Son olarak The Equalizer filmi kesinlikle izlenmeyi hak ediyor,nedeni ise gayet açık Robert Mccall karakterinin büyüleyiciliğine şahit olmak ve Denzel Washington isminin övgüye değer performansını sıkılmadan izlemek için,bu yapım izlenmeli.Hayatında anlamlı değerleri korumayı,kendine misyon edinen Robert Mccall karakteri uzun bir süre hafızamda kalacak ve değer yargılarını önemseyerek farklı bakış açısını göz önünde bulundurduğum bir isim olarak kalbimde yer edinecek...