Oz döner mi dönmez mi?
Yazar: Banu BozdemirOz Büyücüsü, film izlemeyi seven herkesin hafızasında ilk sırada gelen çocuk filmlerinden biri olsa gerek. Judy Garland’ın Dorothy olarak tüm genç ve güzel haliyle kurtarıcı bir masal kahramanı olduğu, köpeği Toto’yla birlikte bir hortum vasıtasıyla düştükleri masalsı Oz ülkesinde yaşadıkları macerayı anlatır bilindiği gibi ana hikaye. Tabii bu macerada yalnız değildir kalpsiz teneke adam; beyni olmayan samandan yapılmış korkuluk ve korkak aslan da ona eşlik eder, film boyunca güzel bir dörtlü olurlar. Filmin müzikal olması, 1900’lü yıllarda yazılması, farklı karakterleri barındırması ve elbirliğiyle bir tanıtım nesnesi olması itibariyle çok bildik ve sevilen bir film olup çıkmıştır yıllar içinde.
Geçen yıl vizyona giren Muhteşem ve Kudretli Oz / Oz: The Great and Powerful ise Sam Raimi imzasıyla hikayenin öncesine bakıp Oz Büyücüsü’nün bu fantastik dünyaya nasıl geldiğini araştırıyordu. Tabii Raimi gibi bir yönetmenin ellerinden çıkınca atmosfer bütünlüğü ve dengesi konusunda söylenecek çok fazla bir şey kalmıyor. Zira 1900’lerin başı tüm teknolojik imkanlar seferber edilerek yaratılmasına rağmen hikaye inandırıcılığından bir şey kaybetmiyor. Yönetmenlik başarısı ve teknolojiye hakim bir bakış açısı bu olsa gerek diye düşündürtmüştü.
Bu haftanın filmi Legends of Oz: Dorothy's Return / Oz Efsanesi için ise en zayıf halka demek mümkün. Animasyon olarak kesinlikle çocukları hedefleyen film Dorothy Gale’in Oz’un fantastik dünyasından ayrılıp Kansas’a geri döndüğü günle başlıyor. Hikayenin bir kısmı Kansas’ta geçiyor ama ana hikaye elbette Oz’un büyülü evreninde hayat buluyor.
Kansas’ta devasa bir hortumun evleri yerle bir ettiğini gören Dorothy, onları topraklarından kovan kötü adamla hesaplaşmaya çalışıyor ama bir yandan da Oz’un yardıma ihtiyacı olduğunu öğreniyor. Zira The Jester Oz’u ele geçirmeye çalışır ve herkesi cansız kuklalara dönüştürür. İyi cadı Glinda’yı bile. Dorothy bu kez tanıdık topraklara geri dönüyor, yani teneke adam, korkuluk ve aslanla var olan işbirliğini tekrar ediyor. İki dünyada da kötü adamlara karşı mücadele veriyor böylece hayal dünyasında ve gerçek dünyada olması gereken adaleti sağlıyor.
Tabii bu kadar fenomen olmuş, sevilmiş bir filmin günümüzde neden yeniden çevrimi yapılmaz da, animasyon olarak hikayenin başka bir versiyonda tekrarı sağlanır, ona pek anlam veremesem de, yeni nesilleri Oz Büyücüsü ile tanıştırmak için etkili bir yol olarak düşünüldü sanırım. Filmde yeni kahramanlar olması öyküyü açık ve dinamik hale getirmiş diyebiliriz, sonuçta porselen prensesi, Mareşal, baykuş ve onlara tekne olan bir ağaçla dostluk kurulması hikayeyi bir hayli canlandırmış ve yenilemiş. Kötülere karşı işbirliği yapmayı öneren ve bunu en çok da o ülkede yaşayanların başaracağını anlatan hikayenin kendisi ve kahramanları çok orijinal zaten, yazıldığı zamanın koşulları içinde. Zira o yıllarda Amerika’da büyük bir ekonomik bunalım vardır ve L. Frank Baum'un yazdığı kitabın önermesi bunu aşmanın yolunu cesarete, akıl ve sevgiye bağlıyor. Dorothy’nin Oz ülkesindeki arkadaşları da bunu simgeliyor ve sonunda hepsi istedikleri özelliklere azmederek kavuşuyor.
Summertime Entertainment tarafından Daniel St. Pierre ve Will Finn tarafından yapılan animasyonun hedeflediği kesim, yani çocuklar için sıradan bir algısı olacağını düşünüyorum. Hem çok fazla animasyon deneyimleme imkanı buldular, hem de onları çarpacak derin bir görsellik ve renk hakimiyetine ulaştılar. Yine de arkasına aldığı konuyla, bir fenomenin uzantısı olmasıyla, onu işleme ve betimleme biçimiyle dikkat çekmesini umuyorum.
twitter.com/BanuBozdemir