Hesabım
    Can Dostum
    Ortalama puan
    4,4
    599 Puanlama
    Can Dostum hakkında görüşlerin ?

    38 Kullanıcı yorumları

    5
    16 Eleştiri
    4
    17 Eleştiri
    3
    5 Eleştiri
    2
    0 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    KaliteTAKİP
    KaliteTAKİP

    Takipçi 873 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    16 Şubat 2014 tarihinde eklendi
    öncelikle başyapıt bir filmde ne olması gerekiyor...?Sorunun cevabı bu filmde saklı diyebilirim...
    filmin gerçek hikayeden uyarlanması ve hassas konusu ve ummadığınız durum komedisiyle sizi derinden etkileyecek sanırım yönetmenin en iyi yaptığı şey filmin duygusallığını okadar ayarında ve kıvamında ayarlıyorki acıtasyon uzat tutuyor ve ortaya inanılmaz bir film çıkıyor sanırım dostluk üzerine bu kadar iyi bir film izlememiştim buram buram kalite kokuyor filme nasıl başladığınızı ve ne zaman bittiğini anlamıyacaksınız hatta biraz daha abartıyım filmin bitmemesi için dua ederken bulacaksınız ve en önemlisi tabiki abartısız ve mükemmel oyunculuk seçimi François Cluzet sanırım gerçek bir felçliden daha iyi felçli olamazdı kusursuz oyunculuk sergilemiş ve tabiki bakıcımız Omar Sy bu kadar sıcak samimi ve içten içe duygusal bir bakıcı oda kusursuzdu sonuç olarak sizi kendinizden geçirecek ve asla unutamıyacağınız sağlam bir baş yapıt diyebilirim şiddetle tavsiye ediyorum bu arada filmin bitimindeki müzik sanıırm 20 kez ikibucuk dakkayı sardırarak dinledim iyi seyirler...
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    10 Aralık 2012 tarihinde eklendi
    Philippe, Chopin-Schubert dinleyen, aşırı seviyede olmasa bile filmin başlarından anladığımız kadarıyla "ırk" meselesine az çok dikkat eden, çok çok zengin, fakat aynı zamanda da bu zenginlikten sıkılmış, özellikle de etrafındaki çoğu "klişe" insandan, yapmacık insandan bıkmış biri. Bu sıkılmanın temelinde de büyük ihtimalle geçirdiği kaza ve şu anki durumu yatıyor. Sonsuz imkanlara sahip olmasına rağmen istediklerini gönlünce yapamıyor sonuç olarak. Driss genel anlamda Philippe'in tam zıttı. Karakter, zevkler, imkanlar vs. Aslında tipik bir "Fransız banliyösü" insanı. Seyirciye sempatik gelse de özellikle filmin başlarında anlıyoruz ki annesinin (öyle diyelim) de kendisine söylediği gibi tam bir "embesil". Ayrıca mücevher hırsızlığından hapis yatmış biri. Evden gözünün içine bile bakmadan kovulması da geçmişinde pek "hayırlı", pek "istenen" bir tip olmadığının bir başka kanıtı. Kısacası "serseri"nin teki. Bu iki karakterin açılımları filmin ilerleyen dakikalarında birbirlerinden de etkilenerek bazı değişimlere uğruyor. Fakat aslında filmin hemen başında biraz inandırıcılıktan uzaklaşıyoruz. Böyle bir Philippe'in böyle bir Driss'i sadece iki saniye görerek ve yalnızca samimiyetine ve patavatsızlığına hayran kalarak kendisini, evini, sevdiklerini emanet etmesi başlarda garip geliyor. Bilmiyorum, veya bu kadar ayrıntılı düşünmeden filmin keyfini çıkarmak gerek. İlk tanışmada kendisine "siz sömürge olmadan önce..." ile başlayan cümleler kuran bir adam yakın zaman sonra onunla aynı sigarayı çekip, onun gibi küpe takıyor. Yine de hikaye akışı içinde eğer çok fazla dikkat çevirmez iseniz bunlar rahatsız edici olmaktan çıkabiliyor. Sonuçta ikisi de kaybedeceği bir şey olmayan karakterler ve tamamen zıt olsalar da birbirlerine sığınıyorlar. Eğleniyorlar. Paylaşıyorlar. Seyircilere de finalden sonra tatlı bir tebessüm kalıyor...
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    25 Kasım 2014 tarihinde eklendi
    gerçek bir öyküden esinlenilen harika bir film kesinlikle izlemelisiniz 10/10
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    15 Haziran 2013 tarihinde eklendi
    Ne zamandır izlemek istiyordum ve nihayet dün izleyebildim.Önce şunu söyliyim bir dram filmi olmasına rağmen kesinlikle zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz,ikili arasındaki samimiyet ve gelişen ilişki sizi alıp götürüyor,onun dışında duygu yüklü aynı zamanda komik sahnelerin de olduğu çok iyi bir film olmuş.
    Demirtas
    Demirtas

    Takipçi 888 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    1 Ağustos 2012 tarihinde eklendi
    Hem güldüren, hem hüzünlendiren kesinlikle tavsiye edebileceğim naif bir film. Gerçek bir hayat öyküsü olması filmi dahada etkileyici kılıyor.
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    29 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    GERÇEK BİR BAŞYAPIT
    Bazı filmler vardır, bilirsiniz, amaç izleyenin içini ısıtmak ve onun iyi hissetmesini sağlamaktan daha aşağıda olamaz. O filmler her şeye rağmen pozitiftir, içinde izleyeni hüzünlendiren unsurlar olsa dahi bir şekilde hüznü mutluluğa dönüştürecek formülü de vermeyi başarır. Yönetmen ikili Olivier Nakache ve Eric Toledano’nun son filmi Intouchables (Can Dostum) de bu filmlerden biri. Geçtiğimiz Cuma günü vizyona giren film, sinemayı dünyaya kazandıran Fransızların biz insanlığa son armağanı diyebileceğim güzellikle ve sıcaklıkta bir komedi dram türü örneği.

    Gerçek bir hikayeden esinlenilerek sinemaya aktarılan Intouchables, yamaç paraşütü sırasında omurga zedelenmesi yaşayan ve bunun sonucunda boyundan aşağısı felçli olan Philippe (François Cluzet) ve hapisten yeni çıkmış siyahi göçmen Driss’in (Omar Sy) hikayesini anlatıyor. Oldukça zengin, sanata ve estetik olan her şeye önem veren, entelektüel engelli Philippe için aranan yeni bakıcı mülakatına katılan Driss, yalnızca mülakata geldiğini gösterecek bir imza istemesine rağmen Philippe’in ilgisini çekip bir aylık deneme sürecine tabii tutulur. Bu sırada hayatı sıkkınlıkla geçen yaşlı Philippe ile daha önce tatmadığı pek çok şeyi yaşatan çılgın, kendi bildiğini okuyan ve kendi gibi olmaktan çekinmeyen Driss arasında eşine nadiren rastlanan bir dostluk gelişir. Hüzünlendirdiği kadar güldüren bu iki dostun hikayesi, yönetmenlerin bize sunduğu yaklaşık iki saatlik bu film ile anlatılıyor.

    Intouchables, filmin başında söylediği, sonunda ise gösterdiği üzere tamamen gerçek bir öyküden uyarlama. Şu an Fas’ta yaşayan Philippe Pozzo Di Borgo ile Abdel Sellou’nun sıkı dostluğunun beyazperdedeki yansıması olan film, eminim ki ikilinin yaşadığı ilişki kadar samimi ve gerçeğe uygundur. Yazılı bir kaynaktan uyarlanmaması sebebiyle senaryosu dahilindeki diyaloglarda bir derinlik aramamıza gerek olmasa da özellikle Philippe karakterinin ağzından çıkan her cümlenin derinliğine dikkat çekmekte fayda var. Halk tabiriyle kasıntı diye adlandırabileceğimiz oldukça “sanatsal” bir yaşantısı olan Philippe’in fikirlerini dile getirirken böyle ağır cümleler kurması elbette olağan. Üstelik mektup arkadaşlığı yaptığı kadınlarla olan muhabbetlerinde kendine özgü bu dili nasıl kullandığına da olabildiğince ayrıntılı şekilde tanık oluyoruz.

    Başrollerde izlediğimiz François Cluzet ve Omar Sy, muhteşem bir ikili olmuşlar. Daha önce hiçbir işini izlemediğim ama filmografisine baktığımda oldukça zengin bir sinema geçmişi ile karşılaştığım 56 yaşındaki oyuncu filmde bana kalırsa en başarılı performansı sergiliyor. Bedenini kullanmadan, sadece yüz mimikleriyle performans sergilemesi gerektiği için oyunculuğunu göstermede pek çok şeyden mahrum kalan François Cluzet buna rağmen izleyicilerden tam not almayı başarıyor. En son sahnede Driss’in ona yaptığı sürpriz sırasında yüzünde oluşan şaşkınlık, endişe, heyecan ve sevinci yansıtabilmesi de bunun en büyük kanıtı diye düşünmekteyim. Fransa’nın Oscar ödülleri diye tabir edebileceğimiz Cesar Ödülleri’nde en iyi erkek oyuncu kategorisinde aday olan Cluzet, ödülü rol arkadaşı olan Omar Sy’ye kaptırmıştı. Genç oyuncunun filmdeki performansı, tüm vücudunu kullanabilmesi, sempatik tavırları ve rol yapmak için zorlanmadan, olabildiğinde doğal davranması sebebiyle göz önünde duruyor. Filmin ilk sekansında ve sonlara doğru kendisini daha çok sevdiren Omar Sy’nin tüm bunlara rağmen François Cluzet’nin gölgesinde kaldığını düşünüyorum –en azından benim için.

    Teknik anlamda baktığımızda göze batacak hiçbir şey içermeyen bir kurgusu ve sinematografisi olan filmin, belki de herkesçe olumlu karşılanan tek yanı müzikleri. Ludovico Einaudi tarafından bestelenen müzikler, sizi bir an olsun yalnız bırakmıyor. Bıraktığı zaman ise Philippe karakterinin zevki sağ olsun, yüzyıllar öncesinde yaşamış ünlü bestecilerin çok ünlü klasik eserleriyle hem coşup hem dinlenebiliyorsunuz.

    İzlememek için hiçbir sebep bulamadığım, konusunu okuduğumda yeni bir The Bucket List vakasıyla karşılaşacağımı düşündüğüm fakat ondan kat be kat iyisi ile noktayı koyduğum bir film oldu . Başta Amerikan vatandaşları olmak üzere dünyanın her köşesinden pek çok insanın beğenisini kazandığının kanıtı ise benim hiç de sevmediğim IMDb Top 250 listesinde gün geçtikçe yükselen pozisyonu. Bu film bir aksiyon macera filmi olsaydı oy veren o insanları eleştirebilirdim fakat geçen sene A Separation için yaptıkları güzelliği bu sene Intouchables için yaptıkları aşikar. Hazır vizyonda iken gidip görün bu filmi, göreceklerinizi beğenmeseniz bile duyacaklarınıza hayran kalacağınızdan en ufak şüphem yok.
    volkanick
    volkanick

    Takipçi 683 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    12 Ekim 2013 tarihinde eklendi
    İzlerken hiç bitmesin istediğim film.
    Benim için iyi filmlerin özelliklerinden biri dediğim gibi izlerken bitmemesini sade ve bir o kadar da samimi film aynı ülkenin farklı dünyalarından iki insanın arasındaki dostluk üzerine kurulu ve esprili anlatımıyla insanı sarıp sarmalayıp içini ısıtığim en samimi performanslardan birini sergileyen Omar Sy ve çenesi ile hareket ettirebildiği tekerlekli sandalyesinde Dustin Hoffman-Robert De Niro arası bakışlar-gülücükler atan Fronçois Cluzet çok başarılıa engel olmadığına dair...
    potasyum
    potasyum

    Takipçi 531 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    20 Ağustos 2013 tarihinde eklendi
    Sımsıcak bir film. Normal şartlarda yanyana gelmesi ihtimal dahilinde bile olmayan iki insanın mizahla karışık dramını izliyoruz. Müzikler ise inanılmaz güzel.
    Ata Kalinyazgan
    Ata Kalinyazgan

    Takipçi 204 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    16 Temmuz 2013 tarihinde eklendi
    Bir tarafta, hapishaneden yeni çıkmış bir zenci, bir tarafta da, boynundan aşağısı felç, zengin bir iş adamı duruyor. Bu birbirine uyuşmayan iki insanın, gün gelir de çok yakın arkadaş olabileceği sizin aklınıza gelir miydi? İşte filmde bu müthiş arkadaşlık anlatılıyor. Paris'de işçilerin yaşadığı, fakir bir mahallede yaşayan Driss, annesi tarafından evden kovulunca kendine bir iş bulur. Felçli yaşlı bir adama bakacaktır, ilk başta bir sürü şeye itiraz eder ama sonra yavaş yavaş bu hayat onun da hoşuna gider.

    François Cluzet, sadece yüzüyle müthiş bir performans sergilerken Omar Sy'de onun kadar iyi bir performansla, harika bir uyum sağlıyor. Aslında konu üzücü ama nasıl olduysa çok güzel bir komediye dönüştürülmüş. Bu da, bu tip konuların her zaman dram filmi olmasının gerekmediğini, insancıl bir komedi filmi de olabileceğini gösteriyor.

    Başından sonuna kadar çok iyi müziklerle, harika oyunculuklarla film ilerliyor ve sinema tarihinde adını büyük filmlerin yanına yazdırıyor. 9,1/10
    ill-key
    ill-key

    Takipçi 211 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    22 Mayıs 2012 tarihinde eklendi
    güzel fildi, özellikle böylesine kasvetli bir konuyu komik şekilde anlatabilemkle insanların ilgisini güzel noktalara çekmeyi başarıyor.. omar sy hakikaten müthiş oyunculuk gösteriyor, almış olduğu en iyi erkek oyuncu ödülünü haketmiş doğrusu.. zamanın nasıl geçtiğini anlamak zor, çünkü film hiç sıkmıyor ve keyifli bir şekilde(anlattığı konuya rağmen) sinemadan çıkmanızı sağlıyor..
    Gürkan A.
    Gürkan A.

    Takipçi 165 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    21 Temmuz 2020 tarihinde eklendi
    Ben çok beğendim kimden ne dostluk gelir bilemeyiz uyumsuz gibi gozukselerde çok sıkı bir dostluk oldu bende 4.5 ile 4 arasında bir film 4 az 4.5 fazla olur
    classman82
    classman82

    Takipçi 69 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    26 Kasım 2012 tarihinde eklendi
    izlediğim en güzel filmlerden biri. insanı mutlu eden filmlerden.
    züleyha s.
    züleyha s.

    Takipçi 61 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Ekim 2013 tarihinde eklendi
    tür belirlemede beyazperdenin çok iyi olduğunu düşünmüyorum çünkü sadece komedi demek ayıp olur bu filme içinde dramda barındıran hatta naif düşünenler için temeli dram oluşturan, gerçek bir hikayeye dayandğına bizi inandıran samimi bir yapım.
    Muhsin Özcan
    Muhsin Özcan

    Takipçi 96 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    27 Şubat 2022 tarihinde eklendi
    süper bir film kesinlikle tavsiye ederim bazı sahnelerin uyarlama olduğu açıkça ortada tabii ama yinede olumsuzluk yok kesinlikle izlenilebilir ara ara atladığım yerler oldu
    kutays
    kutays

    Takipçi 17 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    19 Mayıs 2012 tarihinde eklendi
    Mutlaka izlemelisiniz.. Sinemadan izleyeli yaklaşık 24 saat oldu ve etkisi üzerimden geçmedi. Çok insancıl ve mutluluk aşılayan bir film. Zaman zaman salonu kahkahaya boğdu.
    Beyazperdenin yapacağı eleştriyi seveyim (!!bir1!!) Bu siteye bir daha bakamayacağım, bu filmi bile beğenmemiş, 3 yıldız vermiş ya, yuh! Sizin beyninize limon suyu sıkayım!
    Mutlaka izleyin :)
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top