En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Ugur Tazegül
Takipçi
672 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
22 Aralık 2016 tarihinde eklendi
MUHTEŞEM MUHTEŞEM MUHTEŞEM İki sene üst üste Inarritu filmlerini sinemada izlemek gerçekten bizim neslimiz için büyük şans. Bizden bir nesil büyükler ; Sidney Lumet,Ertem Eğilmez,Scorsese gibi ustaların her yıl eser verdiğinden ve bunları sinemada izledikleri için kendilerini şanslı hissettiklerinden bahsederler. Biz de Inarritu tarzı yönetmenleri izlediğimiz için şanslı olduğumuzu küçük nesillere anlatacağız. Birdman'den sonra benim için yavan geldiği kesinlikle tartışılmaz ancak bu seneki filmler içinde kendine ciddi hatrı sayılır bir yer bırakıyor. Gerçi Birdman benim için çok büyük bir efsaneydi. Hatta Mulholland Drive ve The Pianist'ten sonra 21.yüzyılın en iyi filmi olduğunu hep söylerim. Unutmadan; Birdman yaşım gereği halen sinemada izlediğim en iyi filmdir. O filmde büyük bir Amerikan taşlaması, popüler kültür eleştirisi vs. bir sürü çok cesur eleştiri vardı ve çok da sertti. Ödülü Birdman'e verdiği için akademiye tekrar tekrar teşekkür ediyorum.. The Revenant'ta yeniden bir Amerikan kültürü-beyaz ırk eleştirisi bulunuyor. Bu sefer ki hicivin sertliği biraz daha naif. Ancak bu yumuşak dilli eleştirinin olması bile benim açımdan bir lütuf ve tabiki filmin en önemli artısı da bu Kızılderili yanlısı eleştiriler. Şef ile Fransızlar'ın diyaloğu Meşhur Kızılderili kabile sözü olan "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak." akla getiriyor.O sahneyi çok sevdim ve duygulandım... Filmde oyunculuk anlamında Di Caprio dışında Tom Hardy dahil hiç kimseye güvenmiyordum. Ancak inanır mısınız Inarritu figüranı bile çok iyi kullanmış. Oyunculukları çook beğendim ve çok doğal buldum. Di Caprio kesinlikle efsanevi bir iş çıkarmıştı. Ama bence yinede daha iyi oynadığı filmler vardı. Hele ki The Wolf of Wall Street'teki rolü onlarca kez oscar almayı hak ediyordu ve büyük bir haksızlık yapılmıştı. Bu sefer hakkı olan ödülü vereceklerdir. Onun yanı sıra başta Tom Hardy'e güvenmediğimi söylemiştim. Çünkü Kara Şövalye Yükseliyor dışında hiçbir oyunculuğunu başarılı bulmadım ama bu sefer The Revenant'taki rolü üzerine çok iyi oturmuş. Anladım ki Tom Hardy "kötü adam" rollerini çok iyi oynuyor. Benim yardımcı erkek oyuncu dalındaki favorim Mark Rylance idi ama Tom Hardy alırsa gerçekten üzülmem. Bunların dışında Hugh Glass'ın oğlu ve kendini asan kızılderili başta olmak üzre yan karakterlerin de oyunculukları bayağı iyiydi... Gelelim filmdeki eleştiriler dışında en sevdiğim noktaya.. O nokta kesinlikle görüntü yönetmeni performansıdır. Emmanuel Lubezki yaşayan efsane olduğunu kanıtladı. Knight Of Cups'taki başarısı bence daha iyi olsa da bu filmdeki her bir görüntü karesi çerçeveye alınıp sergilenebilir. Görüntü yönetmenliği filme çıta atlatan çok önemli bir unsur olmuş... Görüntü yönetmenliğinin doğallığını perçinleyen ise bence ses miksajı ile yapmış ve harika bir bütün oluşturuyor. O doğal resimler ile arkada uluyan kurtların sesi-koşuşturan atların sesleri-nehirin sesi vs. çok büyük gerçekçilik sağlamış. Oradaymış hissi veriyor ve karakterlerin yerine kendimizi koyabiliyoruz bu da sebeple bazı sahnelerde ne yalan söyleyeyim insanı geriyor. Filmi izlerken tıpkı bir kahramanın destanını dinliyormuş izlenimini aldım. Hugh Glass hikayesi de bir nevi destan. Ve destanlarda bazı şeyler abartılı oluyor. Aslında bu abartıları hoş karşılamam gerekirken bu kadar GERÇEKÇİ bir filmde hiç yakışmamış. Belki de karakterlerin derinliğine hiç inilmemesi ile birlikte filmin en büyük kusuru budur. Mesela Hugh Glass'ın uçurumdan at ile birlikte düştüğü sahne bence fazla gereksizdi. Atın içine girip ısınma sahnesi etkileyici olsa da at ile düştükten sonra hiçbir şey olmamış gibi kalkması benim yüzümü buruşturdu. Çünkü o kadar yüksekten süngere düşsen bile bir yerin incinir ama malesef buna dikkat edilmemiş bunun yanında filmin çok etkileyici gözüken "ayı ile çarpışma" sahnesinde de bir takım yanlışlar mevcut. Ayı adeta bir dev gibiyken yüksekten normal bir insanın üzerine düşmesi tartışmasız direk ölümdür ancak Hugh Glass ağır yaralı olarak kurtuluyor. Bence bunun çözümü çok basit. O kadar büyük bir ayı yerine daha ufak bir ayı resmetselerdi çok daha inandırıcı olurdu böyle olunca abartı sezdim... Zaten filmin tek eleştirilecek yanı bence senaryosu. Karakterlerin de daha derinine inilmeliydi. Tabi senaryosunu eleştirmişken daha iyi yerleri de mevcut. Kızılderili ile birbirleri arasında çıkar ilişkisi olmaksızın yaşadıkları dostluk harikaydı. Kar yağışına dil uzatmaları da çok iyiydi. Irk ayrımı olmaksızın yaşanan dostluğu çok sevdim. Keza aile içi bağların öneminin gösterildiği yerler de çok iyiydi. Ama bu harikulade sahnelerin daha vurucu diyaloglar ile bezeli olmasını çok isterdim. Sanki filmde zoraki bir diyalog eksikliği vardı. Inarritu tarzlarında geveze filmler yapar ve ben o gevezeliğini çok severdim. Gerçi sessiz filmleri de severim. Ancak bu sefer karakterler konuşmayınca derinliklerine pek inemedik... Her neyse filmin bana kattığı sırf bir adamın hayat hikayesi olmadı. Alt metinindeki insancıl ve duygusal mesajlar daha önemliydi. Filme girmeden önce Kızılderililer ile ilgili bir şey olacağını tahmin etmiyordum. Kızılderililerin yaşadığı zulümlerin anlatıldığı ve o dönemi yansıtan filmlere bayılan biri olarak o tarz şeyler biraz olsun bulunduğu için çok mutlu oldum. Kısaca The Revenant o Büyük beklentinin altında kalsa da çok sağlam ve emek harcanmış bir film.
Tek kelimeyle berbattı. hani mantıklı işlese gene çok matah sayılmaz iyi oyunculara rağmen 10 üzerinden 6 puan alır. Ama adamın hayatta kalmasını o kadar abartmışlar ki yok böyle saçmalık. Karakterimiz sıradan bir insan değil de resmen X Man Wolverine olarak karşımıza çıkıyor zira saçma şekilde ölümsüz.. Ve pek çok hayatta kalma durumu da bi o kadar saçma.. film olarak ağır işleyen kasvetli ve ağırdı çok tatmin ve sürükleyicilik içermemekteydi.. Baya baya vakit kaybı.. Sanırım kasti olmasa da Star Wars Episode 5'e de bir atıf var ki o sahne de ölümüne saçma..
spoiler: Iñárritu bir kez daha mükkemel bir iş çıkarmış. Oyunculuklar müthişti. Leonardo ve Tom ikiside çok başarılıydı. Film iki buçuk saat boyunca senaryosu, oyunculukları ve mükemmel atmosferiyle izlenmesi gereken bir başyapıt olmuş. Umarım Leo bu yıl çoktan hak ettiği Oscar'ı alır. The Revenant hayatta kalış mücadelesini tüm gerçekliğiyle anlatıyor.
Film görsel açıdan ve oyunculuk performansı acisindan muhteşem bir film. Yönetmen ve Di caprio'nun hakkini vermek lazım fakat konu çok durağan ve herhangi bir surukleyicilik yok. Filmi merak etmeyen hemen sıkılır.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.