Hesabım
    Sır
    Ortalama puan
    2,9
    52 Puanlama
    Sır hakkında görüşlerin ?

    13 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    3 Eleştiri
    3
    7 Eleştiri
    2
    2 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Turgay Buğdacigil
    Turgay Buğdacigil

    Takipçi 2.098 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    24 Mart 2021 tarihinde eklendi
    Yeterince "özgün" olan senaryosunu da yazan Pascal Laugier'inin yönetmen koltuğunda oturduğu “The Tall Man”, son saniyesine kadar nefesinizi tutarak izleyeceğiniz gizem dolu bir gerilim filmi...

    Yorumumuza başlarken filme ilişkin ilk tespitimiz, hiç bir filmini ıskalamadığımız Laugier'inin, yine şanına yaraşır bir işe imza atmış olduğunu söylemek şeklinde olsun...

    Gelin isterseniz anlatılan hikaye aracılığı ile filme biraz daha yakından bakalım...

    Teğmen Dodd (Stephen McHattie) suratı yara bere içindeki Julia Denning'e (Jessica Biel), "Ne onu, ne de diğerlerini bulamadık" demektedir...

    Ve derken 36 saat öncesine dönüyoruz...

    Maden kapatıldıktan sonra işsizlik ve parasızlığın kol gezmesi nedeniyle 6 yıldır ölü bir hal alan Cold Rock kasabasına, birazdan açıklayacağımız "çok daha kötü bir şey" gelmiştir...

    Yalnız mevzuyu daha iyi kavrayabilmek adına öncelikle hemşire Julia, Tracy'nin (Samantha Ferris) henüz 18 yaşına dahi gelmemiş olan bekar kızı Carol'a (Katherine Ramdeen) doğum yaptırsın ve bir oğlan çocuğu dünyaya gelsin...

    Çünkü bu, ivmelenerek "artan yoksulluğa" koşut olarak toplumsal yapısında da ciddi "ahlaki çürümeler" barındırmaya başlayan Cold Rock'da sıklıkla rastlanan bir durumdur...

    Ancak işin daha da beteri, bu çocukların bazılarının hiç bir iz bırakmadan ortadan kaybolmalarıdır...

    İşte "çok daha kötü bir şey" denilen de budur zaten...

    Bu konuda kasabada inanılan ve sıklıkla dillendirilen temel sav ise, "Uzun Boylu bir Adamın" onları gizlice çalarak götürüyor olmasıdır...

    Üstelik onu bizzat gördüğünü söyleyen Tracy'nin konuşma engelli küçük kızı Jenny (Jodelle Ferland), defterine bir resmini de çizmiştir bu Uzun Adamın...

    Neredeyse bu "şehir efsanesine" inanmayan tek isim, gündüzleri bakıcısı Christine (Eve Harlow) ile evde kalan David'in (Jakob Davies) annesi olduğunu "düşündüğümüz" Julia'dır...

    Ama bir gece hem de hiç beklenmedik bir anda, vahşi köpeği olan bir adam tarafından David'de kaçırılır...

    Onu kaçıranı ısrarla takip eden Julia uyandığında kendini, Uzun Adamın kamyonunun arka kasasında elleri bağlı bir vaziyette bulur...

    Başında da hırlayarak dişlerini gösteren o köpek beklemektedir...

    Ellerindeki bağlardan kurtulan Julia, ön kabindeki aracı kullanan Uzun Adam ile kıyasıya bir mücadeleye girişir...

    Öyle ki, Uzun Adam kontrolü kaybettiği için yolda durmakta olan ağaç kütüğüne çarpan araç devrilerek uzunca bir süre sürüklenir...

    O aracın içinden ilk çıkan David, ardından da onu kucaklayarak götüren Uzun Adam olur...

    Yaşanmakta olan bu manzaraya bisikletiyle yoldan geçmekte olan Jenny'de tanıklık eder...

    Nihayet kamyondan sağ kurtulmayı beceren yara bere içindeki Julia'da ayak izlerini takip ederek David'i bulmaya çalışsa da başarılı olamaz...

    Çaresizce yolda yatmaktayken yardımına Teğmen Dodd yetişerek, onu Trish'in (Janet Wright) restoranına götürür...

    Yalnız bir şeylerin ters gitmekte olduğunu fark eden Julia, oradan kaçarken kasabanın Şerifi Chestnut (William B. Davis) dahil mekanda bulunanların tamamı da onun peşine düşerler...

    Dakika 45...

    Artık at izi ile it izi birbirine karışmış olup geride kalan "ters köşelerle" dolu bölümde oldukça ilginç dakikalar sizleri bekliyor...

    O yüzden de önerimiz, ön yargı ile hemen karar vermemeniz biçiminde olacak...

    Zira kimin suçlu, kimin suçsuz, kimin haklı, kimin haksız ve hatta aslında ne olduğunu anlayabilmeniz için filmin son sahnesine kadar sabırla beklemeniz gerekiyor...

    Keyifli seyirler,
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    25 Eylül 2012 tarihinde eklendi
    Korku filmi gibi başladı polisiye gibi devam etti dram gibi bitti açıkçası hala şoktayım belirli bir türü yok yani filmin başlarda esrarengiz gidiyordu sonradan durağanlaşmaya başladı tamam anlattığı konu güzel veye ilginç olabilir ama bir süre sonra insan action arıyor vede garip bir sonla bitti bilemiyorum izleyip izlememek size kalmış..
    Ilknur K
    Ilknur K

    Takipçi 1.244 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    30 Ağustos 2012 tarihinde eklendi
    başta film çok sıradan konu gibi gitsede filmin davasını hemen anladım. ancak benim hayal ettiğim gibi bir akış olmadı. film sonlara doğru durağan ve sıradanlaştı. istediğim gibi devam etseydi tempo hiç düşmeseydi 5/5 lik bir film olacaktı.
    MojoRising
    MojoRising

    Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    26 Eylül 2012 tarihinde eklendi
    Uyarı: Eleştiri film hakkında sürprizbozanlar (spoiler) içermektedir. Filmi dün sinemada izledim. Filmden çıktıktan sonra kafamda film hakkında pek olumlu bir düşünce yoktu açıkcası. Eve geldikten sonra film üzerinde düşündükçe o kadar da kötü bir film olmadığının hakkını teslim ettim. Filmi belki korku-gerilim filmi beklentisiyle izlediğimden olsa gerek çok beğenmemiştim ama yönetmen farklı ve cesur bir işin altına girmiş. Bu da bana göre sinema adına cesur ve yaratıcı bir girişim. Ortaya da çok farklı bir film ortaya çıkmış. Film, Amerikan sinemasının görselliğiyle, Avrupa sinemasının sosyal duyarlılığını birleştirmiş. Sosyal mesajlar içeren filmleri sevenler ve sinemada yeni denemelere açık olanlar bu filmi beğeneceklerdir. ''Biraz korkalım, eğlenelim'' mantığıyla filme gitmek isteyen arkadaşlar filmden uzak dururlarsa kendileri açısından daha iyi olur galiba. Son olarak Jessica Biel başarılı bir oyuncu değil. Ne kadar zorlasa da bu filmde de çıtayı yukarı çekememiş bence. Biel yerine bu karakter mesela Kidman tarafından canlandırılsaydı film birkaç gömlek yukarı çıkardı kesinlikle.
    Aamir Khan
    Aamir Khan

    Takipçi 467 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    15 Eylül 2023 tarihinde eklendi
    Filmin gizemi sonuna kadar sürüyor bu da merak duygusunu ayakta tutmaya yetiyor iyiyi ve kötüyü ayırt edemiyoruz bu en güzel tarafı filmin. Sonlara doğru kimin iyi kimin kötü olduğu anlaşılıyor ama kötü kavramı göreceli bi hal alıyor kimin için iyi kimin için kötü. Her ne kadar aileler için kötüde olsa belkide çocuklar için iyi olan budur. İşte bunu sorgulatan finali basit ama yine de güzel olan bi film izlenmeli
    kemerlee
    kemerlee

    Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    19 Eylül 2012 tarihinde eklendi
    Oldukça zayıf geçen 2012 en iyi yanı klişeleri ters düz eden yaratıcı ve farklı bir dolu film görmemiz, belki bu filmler bir başyapıt değil yada sinemanın akışını değiştircek kadarda güçlü değiller, ama devamlı birbirini taklit eden, takip eden filmler arasında içimizi ferahlattıkları bir gerçek.Chronicle'da hayatı boyunca ezilmiş itilmiş bir çocuğun(katliam yapan yada seri katillerin yolundan giteye meğilli) kazandığı büyük güçlerle dünyaya öfkesini kusmasını gördük, The Cabin in the Woods ise klişe bir teen slaser gibi başlayan ama fazlasıyla zeki, eğlenceli bir korku mitolojisi olan türe soluk getiren bir filmdi.The Tall Man gelirsek Jessica Biel güzelliğine sırtını dayıyan doğa üstü birşeylerin olduğu klişe bir korku filmi bekliyordukki.Uzun boylu adamın hikayelerini duyup çocuk kaçırma sahnesini ve mücadeleyi görmeye başlayınca tamam dedik,SPOİLER ama bu sahneden itibaren herşey değişti bir anda çocuğunun kaçırıldığını düşündüğümüz Julia'ya tüm kasabanın saldırmasıyla acaba çocukları bir pagan tanrısınamı kurban ediyorlar bu olayların içinde tüm kasabamı var(Wicker Man'de olduğu gibi) diye düşünmeden edemedim, sonra tüm çocukları kaçıran Julianın olmasıyla o mu doğa üstü birşeylere inanıyor ona veriyor derken, çocuklarla resimleri ve kocasının muhabbetini fazlasıyla görünce işin bambaşka olduğu anlatıldıki, filmin sonunda hem bu sömürü düzenine hemde insanların çıkışsızlığına sert bir eleştiri getiriyor hemde ne eleştiri.(Ben afflekin Gone Baby Gone anmadan edemedim) Sonuç olarak sorgulamayan, hayatı ve düzeni olduğu gibi kabul eden insanları ve yeni kuşağın burun kıvırcağı ama çok değerli gerilim soslu bir drama.Filim en büyük eksisi sonunda çıkan olayların altını flasbacklerle destekleyip dolduramaması, bizi bu olaya daha yürekten bağlayamaması birazcık havada kalması.
    10/7,5
    Rollercoaster
    Rollercoaster

    Takipçi 382 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    10 Şubat 2013 tarihinde eklendi
    Hakkını vermem lazım,ilk dakikadan itibaren yönetmenin ağına düştüm.Senaryodaki boşlukları,mekanları ve hatta oyuncuların makyajlarını bile kullanarak beni film boyunca istediği gibi yönlendirdi.Merak,soru işaretleri ve komplo teorileriyle geçen ilk bir saatin ardından tam herşey yerli yerine oturdu derken yine beklemediğim bir final.Sürükleyicilik,yaşattığı karmaşık duygular ve kendine özgü tarzıyla sinema için yeni bir soluk olduğuna katılmakla birlikte bütün herşey açıklığa kavuşunca ortaya çıkan hikaye ve nedenler kaçımızı tatmin edebildi?Ne kadar akılcıydı?Sanırım daha efektif bir final hakediyorduk...6,5/10
    pembeoje
    pembeoje

    Takipçi 330 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    27 Aralık 2017 tarihinde eklendi
    film idare eder.. çokta öyle ahım şahım güzellikte bir film değil.. aslında gayet güzel başladı, güzel ve gizemli devam etti ama finalinde saçmalamışlar ve konuyu bağlayış şekilleri hoşuma gitmedi açıkcası.. farklı bir film yapmaya çalışmışlar ama olmamış finalinde bağladıkları yer saçma salak bir şey olmuş.. finali hariç sırf ilk 1 saatinin hatırına filme puanım . finali hiç dahil etmiyorum onu sayarsam puan tabi ki de daha düşük olur.. ayrıca ters köşe falan yaptığı falanda yok.. saçma bir final çıkarmışlar işte.
    Sandalphon
    Sandalphon

    Takipçi 87 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    11 Eylül 2012 tarihinde eklendi
    Baslarda siradan bir korku filmi oldugunu düsünüyordum, fakat sonrasinda sasirdim, daha sonrasindaysa çok daha fazla sasirdim, özellikle artik her üç filmden ikisinin birseyleri taklit etmekten öteye gidemedigi sinema sektörünün kisir döngü zamanlarinda böyle sasirtici filmler bulmak çok zor, film kesinlikle siradan bir korku filmi degil çünkü gerçekten de büyük bir toplumsal mesaj içeriyor, verdigi mesaj da aslinda zaman zaman pek çok insanin aklina takilan bir sorunla ilgili, korkudan ziyade sasiracaginiz çogu kez duygulanacaginiz ve izlediginize degecek bir fim.
    cavo
    cavo

    Takipçi 28 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    22 Ocak 2013 tarihinde eklendi
    İlginç, amaçladığı şey takdire ve desteğe değer, ama bu başarısız... Yinede değişik bir şeyler yapmaya çalışmış, bunun üstüne çıkmaya çalışacak bir şeyler yapmaya uğraşırsa belki bir 6. his örneği çıkartabilir bir yönetmene benziyor... Ama bu olmamış...
    vista666
    vista666

    Takipçi 15 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    28 Ekim 2012 tarihinde eklendi
    Filmi izlerken ne kadar sıradan diye aklınıza gelebilir,ama hiç öyle değil,öyle bir sona gidiyorki film,konu kimsenin aklına gelmeyecek bir şekilde vuku buluyor,izleyin derim.
    Enis Kutluözen
    Enis Kutluözen

    Takipçi 3 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    7 Ekim 2012 tarihinde eklendi
    Şifreli mesaj verir gibi sürüp giden anlaşılmaz diyalogları sabırla takip edip, bütün bu saçmalıkları açıklayacak zekice ve şaşırtıcı bir son beklerken film bitti. O anda tek düşündüğüm, zamanımı ne kadar boşa harcadığım oldu.
    y94ogr55
    y94ogr55

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    17 Eylül 2012 tarihinde eklendi
    Hani bazı filmler vardır ya; ilmek ilmek işlenir, merak duygusunu derinden yavaş yavaş alevlendirir. Sonra bir bir parçaları birleştirmek için ipuçlarını vermeye başlar, tempoyu yükseltir ve sürpriz bir final, ardından tatmin olmuş bir duygu hali salondan ayrılmamızı sağlar. İşte o filmler için çıkışta, hakkında bir şeyler okumak, beğenimizi paylaşmak ve listelerde oy vermeye koştururuz. Top 250 filmleri hep böyle filmlerdir..
    Filmimiz gayet iyi bir şekilde devam ederken belirli bir noktada ne yazık ki bu rotadan sapıyor ve tempoyu iyice yükseltmesi gerekirken bir süre sonra sıradan bir TV filmi hissi vererek buruk bir tatla sona eriyor. Ancak kesinlikle haksızlık edilmemesi gereken, izlenmeye değer bir film "Sır".
    Konuyu kısaca özetlemek yerine, kesinlikle hangi türe girdiğinin dahi anlatılmaması gerektiğini söylemeliyim. Konusu da ismi gibi sır kalmalı ve film kesinlikle düşük bir beklenti ile seyredilmeli.
    Jessica Biel'in gayet iyi bir oyunculuk çıkardığını söyleyebilirim. Filmin yapımcıları arasında olması fikre ne kadar inandığını da gösteriyor. Ancak filmin büyük bir prodüksiyon olamayışının sebebi belkide konuya inanan doğru ellerde bu fikrin değerlendirilemeyişi ve girişte bahsettiğim gibi bir klasik olma fırsatının kaçırılması söz konusu..
    Yönetmen Pascal Laugier'in gene aynı zamanda senaryo yazarı olduğunu görüyoruz. Gene diyorum, çünkü kendisi 2008 Fransa yapımı bol kanlı fakat felsefi dokunuşları olan kaliteli bir senaryoya sahip "Martyrs" de hem yönetmenliği hem de yazarlığı ile dikkatimi çekmişti. Doğrusu bu filmi gene bir Fransız Sineması çerçevesinde çekmiş olsa çok daha başarılı olacağına inanıyorum.
    "Sır", orijinal yapısı ve yerli yerinde mesajı ile her şeye rağmen izlenmeye değer.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top