Yeterince "özgün" olan senaryosunu da yazan Pascal Laugier'inin yönetmen koltuğunda oturduğu “The Tall Man”, son saniyesine kadar nefesinizi tutarak izleyeceğiniz gizem dolu bir gerilim filmi...
Yorumumuza başlarken filme ilişkin ilk tespitimiz, hiç bir filmini ıskalamadığımız Laugier'inin, yine şanına yaraşır bir işe imza atmış olduğunu söylemek şeklinde olsun...
Gelin isterseniz anlatılan hikaye aracılığı ile filme biraz daha yakından bakalım...
Teğmen Dodd (Stephen McHattie) suratı yara bere içindeki Julia Denning'e (Jessica Biel), "Ne onu, ne de diğerlerini bulamadık" demektedir...
Ve derken 36 saat öncesine dönüyoruz...
Maden kapatıldıktan sonra işsizlik ve parasızlığın kol gezmesi nedeniyle 6 yıldır ölü bir hal alan Cold Rock kasabasına, birazdan açıklayacağımız "çok daha kötü bir şey" gelmiştir...
Yalnız mevzuyu daha iyi kavrayabilmek adına öncelikle hemşire Julia, Tracy'nin (Samantha Ferris) henüz 18 yaşına dahi gelmemiş olan bekar kızı Carol'a (Katherine Ramdeen) doğum yaptırsın ve bir oğlan çocuğu dünyaya gelsin...
Çünkü bu, ivmelenerek "artan yoksulluğa" koşut olarak toplumsal yapısında da ciddi "ahlaki çürümeler" barındırmaya başlayan Cold Rock'da sıklıkla rastlanan bir durumdur...
Ancak işin daha da beteri, bu çocukların bazılarının hiç bir iz bırakmadan ortadan kaybolmalarıdır...
İşte "çok daha kötü bir şey" denilen de budur zaten...
Bu konuda kasabada inanılan ve sıklıkla dillendirilen temel sav ise, "Uzun Boylu bir Adamın" onları gizlice çalarak götürüyor olmasıdır...
Üstelik onu bizzat gördüğünü söyleyen Tracy'nin konuşma engelli küçük kızı Jenny (Jodelle Ferland), defterine bir resmini de çizmiştir bu Uzun Adamın...
Neredeyse bu "şehir efsanesine" inanmayan tek isim, gündüzleri bakıcısı Christine (Eve Harlow) ile evde kalan David'in (Jakob Davies) annesi olduğunu "düşündüğümüz" Julia'dır...
Ama bir gece hem de hiç beklenmedik bir anda, vahşi köpeği olan bir adam tarafından David'de kaçırılır...
Onu kaçıranı ısrarla takip eden Julia uyandığında kendini, Uzun Adamın kamyonunun arka kasasında elleri bağlı bir vaziyette bulur...
Başında da hırlayarak dişlerini gösteren o köpek beklemektedir...
Ellerindeki bağlardan kurtulan Julia, ön kabindeki aracı kullanan Uzun Adam ile kıyasıya bir mücadeleye girişir...
Öyle ki, Uzun Adam kontrolü kaybettiği için yolda durmakta olan ağaç kütüğüne çarpan araç devrilerek uzunca bir süre sürüklenir...
O aracın içinden ilk çıkan David, ardından da onu kucaklayarak götüren Uzun Adam olur...
Yaşanmakta olan bu manzaraya bisikletiyle yoldan geçmekte olan Jenny'de tanıklık eder...
Nihayet kamyondan sağ kurtulmayı beceren yara bere içindeki Julia'da ayak izlerini takip ederek David'i bulmaya çalışsa da başarılı olamaz...
Çaresizce yolda yatmaktayken yardımına Teğmen Dodd yetişerek, onu Trish'in (Janet Wright) restoranına götürür...
Yalnız bir şeylerin ters gitmekte olduğunu fark eden Julia, oradan kaçarken kasabanın Şerifi Chestnut (William B. Davis) dahil mekanda bulunanların tamamı da onun peşine düşerler...
Dakika 45...
Artık at izi ile it izi birbirine karışmış olup geride kalan "ters köşelerle" dolu bölümde oldukça ilginç dakikalar sizleri bekliyor...
O yüzden de önerimiz, ön yargı ile hemen karar vermemeniz biçiminde olacak...
Zira kimin suçlu, kimin suçsuz, kimin haklı, kimin haksız ve hatta aslında ne olduğunu anlayabilmeniz için filmin son sahnesine kadar sabırla beklemeniz gerekiyor...
Keyifli seyirler,