Hesabım
    Maymunlar Cehennemi: Başlangıç
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Maymunlar Cehennemi: Başlangıç
    Yazar: Melis Zararsız

    Sinema tarihinin en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olarak kabul edilen Maymunlar Cehennemi (Planet of the Apes), 1968 yılında Franklin J. Schaffner tarafından çekilmişti. Fransız yazar Pierre Boulle'nin 1963'te yazmış olduğu kitaba dayanarak çekilen film, o yıla göre marjinal kabul edilebilecek bir makyaj-effekt-kurgu-senaryo harikasıydı. 70'li yılların başında ise farklı yönetmenler tarafından altı adet devam filmi çekildi fakat hiçbiri ilki kadar ses getirmedi. 2001 yılında ünlü yönetmen Tim Burton, bir "remake" (yeniden çevrim) olarak çekti aynı senaryonun filmini, fakat "Tim Burton" isminden ve kültleşmiş bir yapımın yenisi olduğundan ekmek yediyse de, yapımların arasında en başarısızı olarak konuşuldu. Madem eski filmleri de anarak başladık söze, Maymunlar Cehennemi: Başlangıç (Rise of the Planet of the Apes)'ın göndermelerinin en çok dördüncü film olan Maymunlar Cehenneminde İsyan (Conquest of the Planet of the Apes) (1972)'a olduğunu da söyleyelim.

    Fakat yönetmeninin bir yeniden çevrim olmadığının, orijinal bir yapım olduğunun altını çizdiği bir film Maymunlar Cehennemi: Başlangıç. Bildik bir hikayenin yeniden yapılandırılması diyebiliriz sanırım. Hikaye günümüzde geçiyor. Film, San Francisco'da genetik mühendislerinin zeka gelişmesi ve beyin üzerine olan deneyleri maymunlar üzerinde yapmaları sonucunda maymunların adeta insanlaşmaları ve bu yeni zeki ve duyarlı maymunların, düşmanlarını insan olarak belleyip onlara açtıkları savaşı konu ediyor kısaca. Kısaca dedim, çünkü filmin konu ettiği çok fazla şey var.

    Her şeyden önce şunun da altını çizmekte fayda var, karanlık bir bilim kurgu ile karşı karşıyayız. Şiddet unsurları içeren sahnelere sahip bu yapım... Filmin aslında bazı bilim kurgularla ortak diyebileceğimiz bir başka konusu ise, kendine aşırı güveni yüzünden maksadını aşan işler yapan bir bilim adamının hatalarının ne gibi sonuçlara yol açabileceği üzerine... Çünkü başarılı bir bilim adamı olan ve aslında babasının Alzheimer hastalığına da çare aramakta olan Will'in aynı zamanda maymun Sezar'a karşı duyduğu babalık duygusuna yenilmesi, filmin temel noktalarından birini oluşturuyor. Filmi bilim kurgusal açıdan ya da "maymun-insan, dünyaya hakim olmak" gibi başlıklardan değil de sadece karakter yapıları açısından okursak, aslında baskıcı aile – korunarak büyümüş bir çocuğun gerçek dünyanın zorluklarıyla karşılaştığındaki şok ve zorlanmalar gibi bir tablo da çıkıyor karşımıza. Ve galiba bu filmi diğer Maymunlar Cehennemi'nden ayıran en büyük özellik de bu. Yani aslında orijinal filmden bu yana çekilmiş tüm filmlerde, elbette kitap kaynaklı olarak, bilim kurgunun arkasına saklanmış büyük dersler var. Hepsinin ortak özelliği, aslında içi dolu, bir şeyler söyleyen filmler olması. Sadece bilim kurgunun çekiciliğine ve teknik gelişmelerin arkasına saklanmayan filmler olması...Rise of the Planet of the Apes'de ise bu, çok daha kör gözüm parmağına şeklinde ortada. Aslında bu da filmin ya eleştirilecek ve benimsenmeyecek ya da bağıra basılacak yanı. Çünkü film, görsel efektleri, makyaj hilelerini ve teknik detayları bir yana koymamıza ve filmi duygusal, derin ve dramatik okumamıza çok fazla açık.

    Efektler, makyajlar, teknik gelişimler demişken, bu yeni filmde Weta Digital prodüksiyon firmasıyla çalışılmış ve CGI (bilgisayar ile yaratılmış imge) teknolojisi kullanılmış. Bana sorarsanız, Tim Burton'ın filminde, asla inandırıcı görünmeyen yarı maymun/yarı insan tiplemelerindense, gözleri ve bakışları dışında her şekilde maymun olan bu "ape"ler çok daha fazla inandırıcı. Gözlerin inandırıcı olmadığı konuşuluyor forumlarda fakat ben buna katılmıyorum çünkü gözler de maymun gözü gibi görünseydi, bu filmin ana konusunun bir anlamı kalmazdı diye düşünüyorum. Maruz kaldıkları kimyevi maddelerden dolayı insan duyarlılığına ve zekasına sahip gözler, ama toplamda bakıldığında tam anlamıyla bir maymun: işte ben buna inanırım!

    Yönetmen filmin sonunu, devamı gelebilecek şekilde bitirmiş. Röportajlarda ise bunu başka yönetmenler için yaptığını, kendi getirdiği noktadan başkalarının devam edeceğini hayal ettiğini söylüyor.

    Sonuç olarak, eski filmlerden dolayı bir takım beklentilerle gidecek olan her Maymunlar Cehennemi hayranını mutlu edebilecek bir film olmasa da, kendine has bakış açısı, teknik farklılıkları ve başarılı oyunculukları ile kaçırılmaması gereken bir yapım.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top