En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
nihal-eksi
Takipçi
18 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
9 Mayıs 2009 tarihinde eklendi
bluesrider arkadaşıma katılıyorum. sinemada minimalist yaklaşım diye birsey vardır bu filmde olduğu gibi. oyunculuk süperdi. ama ben özellikle görüntü yönetmenini tebrik ediyorum kareler muhteşemdi tıpkı birer fotoğraf gibi. mutlaka izleyin:)
minimalist sinemadan nasibini almamış arkadaşların sonbaharı anlayabilmelerini tabiki beklemiyorum,fakat şunu da görüyorum ki film yorumu yapmaktan da acizler,sonbahar son dönemde izledigim en iyi türk filmleri arasında,yönetmenin ilk filmi olmasına ragmen başarıyla kotarılmış bir eser,oyonculuk müthiş,görüntü yonetmeni gayet başarılı,hikaye cok özgün değil ama anlatım tarzıyla film zirveye cıkmış...alkışlar
Bu tarz filmleri çok severim ama filmi izlerken sanki Nuri Bilge Ceylanın "Uzak" filminin değişik bir versiyonunu izliyor gibiydim.Yine de başarılı buldum.
Sevgili pipoaga, Yorumumda belirttiğim hususlar tamamen kendi kişisel görüşlerim olup, sizinle aynı fikirde olmadığımı bilmenizi isterim. Aşağıda yapmış olduğum yorumun arkasında olmakla beraber, şuan dahi söz konusu filme karşı aynı görüş dahilindeyim.
Bence eleştiri tarz ve şeklinizi yeniden gözden geçirmeniz yararınıza olacaktır.
Benim gibi fikir içerikli filmleri seviyorsanız hele bide üstüne Psikoloji; kesinlikle ama kesinlikle kaçırmayın.
Zira Başrol oyuncusunun penceresinden karadenizin doğasında sessizce çam ormanlarını uzun uzun seyretmesi benim için gerçekten çok şey ifade ediyor çünkü o anda neler hissettiğinin onda birini (ki bu bile fazla aslında) hissedebiliyorum.
Ama dediğim gibi yabancı iseniz bu konulara (beraber gittiğim arkadaşlarda gördüğüm gibi) neyapıyo bu adam, bitse de gitsek diyebilirsiniz.
Film hakkında ufak tefek bikaç şey söylemek gerekirse. Herşeyden önce fikir konulu filmlerde bağıra çağıra fikiri beyine enjekte etmeye çalışan filmlerdense bu tür filmleri kimilerine göre sıkıcı olmasına rağmen çok seviyorum.(bkz. Motosiklet Günlüğü) Zira yorumu seyirciye bırakıyor çünkü; mühim olan da bu değil mi ? Sanat insanı düşünmeye sevk etmeli zira Başrol gerçekten rolünü çok güzel oynuyor. Yöre insanının tasviri filmin etkileyiciliğine, gerçekliğine ve doğallığına kat kat etkinlik kazandırıyor. Bence mutlaka izleyin senenin en iyi 2-3 filminden biri. Festivallerdeki tepkilerden anlaşılıyor zaten. 8,7/10 Dipnot: Annenin o sımsıcak ve içten ses tonu; Filmin sonunda anne için enstrümanı çalması ve sonrası ve tabii ki sondaki o koltuğa gömen müzik/şarkı(benzer etkiyi pat diye gelen "Gülümse" ile Vizontele Tuuba da yaşamıştım) gözlerinizin dolmasına ye
tek kelimeyle mükemmel. filmi durağan diye beğenmeyenlere yorum yapmak çok güç, bence onlar "ekşın" film izlemeli. film siyaset, kültür ve özellikle insana verdiği umut süper açısından eşsiz bir başyapıt..
bir karadeniz aşığı olarak filmin görselliği ve müziği müthiş güzel.bana göre oyuncular çok sade ve samimi oynamışlar.duru,dingin ve hüzünlü bir film ama asla ağdalı bir hüzün yok.bundan sonra film seçerken Özcan Alperin yönettiği filmleri de seyredilecekler listeme alacağım...
karadeniz manzaralarının haricinde son derece sıkıcı bir filmdi.hadi artık ölsünde filim bitsin diye bekledik arkadaşlarla.tek düze ve yavaş ilerleyen.
Dün akşam gittim ve 3 yıldır takip ettiğim ve üye olma ihtiyacı duymadığım siteye,bu film için üye oldum. 3 kişiydik ve filmi izlemek için yeterli sayıya ulaşmamızın yanısıra bir de son seansların açılmasını bekledik. Film bir seferde doyulacak bir film değildi,bazı sahnelerde kendimi köyümdeymişim gibi hissettim,bazılarında çok sinirlendim,güldüm,ağladım,özendim,babaannemi özledim.Kısaca öldüm,bittim,mahvoldum...Bir daha,bir daha,bir daha izleyeceğim,kasmayın kendinizi,hayatta gördüklerinizi anlayabiliyorsanız,anlamlandırabiliyorsanız,bu filme gidin ya da izleyin işte...
Her daim düşlerinin peşinden koşan, sabırsızlık zamanlarının yürekli çocuklarına.Böyle diyordu sanırım film biterken Özcan Alper.Bu film son dönemde izlediklerimin en iyisiydi. Şiir gibi işlenmiş bir konu,Karadenizin eşsiz doğal dokusuyla iç içe geçmiş.Emeği geçen herkese teşekkürler. Yönetmenin ve de Onur Saylak ın bundan sonraki filmlerini sabırsızlıkla bekliyorum.Ayrıca anne rolünü de yöre halkından biri canlandırmış,çok iyiydi doğrusu..Tebrikler..
şu kadarını söylüyorum hayatımda ilk defa bir filmde uyudum desem yeridir. karadenizin o eşşiz doğasıda olmasa film beş para etmez gidenler ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklar.
Öncelikle Türk sinema tarihinin en ust duzey filmlerinden olan "uzak" filmin karadenizde çekilen ve karadeniz insanından motiflerle süslenilmis, belli bir çıkış noktası yakalayıp hiç bir yere götürmemiş senaryosuyla 2. sınıf bir film olmuş. Sosyalizmi konu alacak gibi girip, bir kahraman mı yaratılıyor? sorusunu soranı ters köşeye yatırmış. baş rol oyuncusumu takdir ettim müthiş iş cıkarmıs.
son yıllarda izlediğim, en dokunaklı filmlerden biriydi. Sürekli yanan sobadan, başrol oyuncusunun bir saniye bile rol kaçırmamasına, doğanın (klişe tabirle) bir oyuncu gibi kullanılmasına kadar, her ayrıntısıyla tam bir filmdi.Unutmaya dünden razı olduğumuz yakın-geçmiş vicdansızlıklarını, hepten öteye-beriye ittiğimiz bedel ödemiş solculuğu içim sızlayarak hatırladım.
Filmden yeni çıktım ve etkilenmedim desem yalan olur; durağan olduğu doğru olabilir ama hikayenin ve karakterin derinliği, doğa ve iklimin eşsizliğiyle birleşince muazzam bir eser çıkmış ortaya..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.