300 Spartalı filminin hem tekrarı hem de devamı niteliğindeki film, Marathon Savaşı ile başlıyor. Marathon Savaşı sırasında Pers’lerin Kralı Darius, komutan Themistocles tarafından öldürülür (Bu olay 300 Spartalılar ile yapılan savaştan 10 yıl öncesine dayanıyor.). Kralın oğlu babasının intikamını almak için çöllere düşer ve keşişlerin bulunduğu bir mağarada ruhunu satar. Kralın oğlu Xerxes geriye bir Tanrı-Kral olarak döner. Yeni kral ve savaşçı kadın Artemisia, Yunanistan'a savaş açar.
Sparta Sparta Kralı Leonidas ile Kral Artemisia savaşı (300 Spartalı) devam ederken diğer yanda ise Yunanistanlı komutan Themistocles (Sullivan Stapleton), Pers donanması komutanı Artemisia (Eva Green) ile savaşmaktadır. Artemisia, savaşı kazanmak üzereyken Kral Leonidas ve 300 Sparta'lınının ölümü savaşın seyrini değiştirmeye yetecek gücü verebilecek midir.
Öncelikle bu film devam filmi değil, 300 Spartalı filminin başka bir boyuttan anlatılmasıdır. 2. filmde bir Leonidas olmadığı için aradaki boşluk Artemisa (Eva Green) ile kapatılmış. Aynı kaslı erkekler ve aynı güçlü kadınlar bu filmde de devam ediyor. Bol efektli bol kanlı yapımın en uçuk ve de komik kısmı mağaradaki suya giren Xerxes'in sudan kılsız ve bol takılı olarak çıkmasıdır.
Bu filmi ilki ile kıyaslarsak doğal olarak onun kadar başarılı olmadığını söyleyebiliriz; fakat tür olarak baktığımız da ise oldukça kaliteli olduğunu da söyleyebiliriz. Kanın su gibi aktığı, koparılan uzuvlarla bezeli 300 filmi, bol bol teknolojiden de faydalanmayı ihmal etmemiş.
İnsanı kötü yapan yine insan dramıyla vuran, haydi sende özgürlüğe vurgusu ile şahlandıran, intikam ile içi çürüten, hırs, tutku dolu bir film olan 300: Bir İmparatorluğun Yükselişi, Aşkın Yaşı Yok'tan sonra farklı bir kulvara hızlı bir giriş yapan Yönetmen Noam Murro ile başarıyı elde ediyor. 4 ay boyunca her gün antrenman yaparak kendine filme hazırlayan Eva Green, hiç şüphe yok ki tüm film boyunca rolüne en uygun kişi olarak karşımıza çıkıyor.