Turn It Loose - Beyazperde.com eleştirisi : İki !f İstanbul Filmi

Kendini Serbest Bırak (Turn It Loose)

Hedefler? İnsanoğlunu hayata bağlar, tutkuya dönüşünce tek odak başarı olur. Hepimizin bildiği gibi, bu yolda kaybedilenler de oluyor kazanılanlar da. Ama yanımıza kalanlar da.

Dünyanın en iyileri, 16 b-boy'un (break boy) Güney Afrika'da düzenlenen yılın en iyi b-boy’unun seçildiği yarışmaya katılma süreçleri, yarışmada yaşananlar ve dansın onların hayatlarındaki yerine dair bir belgesel. Şu an bu kelimeleri tuşlarken ruhumda kalan etkisiyle tüylerimi diken diken eden bir belgesel.

Aslında çoğuna, yolda yürürken görseniz kafanızı bile çevireceğinizi sanmıyorum. Ama sahneye çıktıklarında o alanı kelimenin tam anlamıyla dolduruyorlar. Bu dansı sevenler için o sahneleri izlemek kesinlikle çok güzel anlar anlamına geliyor ki; zaten onların dans potansiyelini kim tartışabilir.

O arena aslında kimi için siyasi tarafını konuşturduğu, kimi için acılarını üstünden kopardığı bir platform. Hepimizin bir savaşçı olduğu gerçeği var ve bu çocuklar yaşadıklarından güç alıyorlar ve dansa aktarıyorlar.

Belgesel sinematografik açıdan da gayet başarılı, seyri gözü doyuruyor. Çocukların hikayeleri arasında geçişler ya da Mtv çocuğu olarak oradan görsel kültürümün şekillendiğinden yola çıkarsak, belgeselin Hip-hop kültürüne uygun çekimleri de etkileyici. Özellikle arenada dansa soyunduklarında kullanılan kamera tekniği filmi beyazperdede seyredilmesini daha anlamlı kılıyor.

Bu film kendi isteklerime ulaşmak için çabalamalarımda yaşadığım sıkıntılar konusunda küçük bir ders verdi. Ayakta kalmak için iyi dans etmek gerekiyor.

Arıza (The Wackness)

Bir arıza olarak filmin eğlenceli tarafına tamamen kendimi kaptırmış durumdayım. Yeni yetme Luke, torbacılık yapıyordur. Fakat akıllarda oluşan cool torbacı figürü aksine bu karakter, popüler olmayanların en popüleri makamında. En iyi anlaştığı kişi ise psikiyatrı Dr. Squires. Daha doğrusu müşterisi, bir çeşit değiş tokuş anlaşmasıyla Luke ona konuşur, o dinler ve bir torba uyuşturucusunu alır. Adamsa ondan da arızadır. Luke'un derdi bir kız arkadaş bulmaktır. Squires'ın da kötü giden bir evliliği vardır vs...

!f İstanbul Hit Filmler bölümünde gösterilen Arıza, Amerika'da basılan ilk bin DVD'sinin içine Amsterdam'a uçak bileti koyulan ve isteyene de yanında orada içebilmesi için bir torba ot verilen, pazarlama çalışmasından da anlayacağınız gibi tam anlamıyla eğlencelik bir film.

Ama bunun yanı sıra hayata dair mesaj verdiği alt metinleri de güçlü.

17 yaşındaki bir çocuğun derdinin bir kız arkadaşının olması, seks yapabilmesi, ama aynı zamanda aile borçlarını ödeme telaşında kendini keşfetme uğraşı ve bu esnada yaşını başını almış çılgın bir adamın bildiklerinin ötesinde hayatı yaşama çabasını seyrediyoruz.

Bunun dışında 1994 yılının dünyasını da bilen bilmeyene tam anlamıyla yansıtıyor. Dünyanın bu zamanında Kurt Cobain'in intiharı tüm dünyayı etkilemiş ve Hip-Hop, New York mabedinin papazıdır. Daha kasetler vardır. Ayrıca Mary-Kate Olsen meraklılarına da söylemeli ki, bildiğimiz elit halinin ötesinde sokaklarda yaşayan çılgın karakteriyle, gayet başarılı.

Sonuç olarak, iki film de aynı kültür üzerine ayrı tatları olan lezzetli seyirlikler. Hip-hop'a meraklıysanız, hayatın anlamına dair düşünmek istiyorsanız, ya da kafa dağıtmak istiyorsanız bu iki yapıtı bir yerlerden bulmalısınız. İzlerken sesi açmayı unutmayın!