Dashiel Hammett'in romanı bir kaç kuşağı etkilemiş ki, roman üç kez filme alınmıştır. Dashiel Hammett romanında ülkesindeki insan-toplum ilişkilerine acımasızca göz atmış. İnsanın insanın kurdu olduğu, herkesin paranın ve çıkar ilişkilerinin peşinde koştuğu bir dünyada yazar doğruluğu, dürüstlüğü,erdemi, güveni sorgulamıştır, bu değerleri aramıştır. Siyah kuş heykelini ele geçirmeye çalışan bir grup insan, maddi bir güce ulaşmak için, para için, çıkar için birbirlerine yalan söylerler, kazık atarlar, güvenmezler ve gerekirse gözünü kırpmadan birbirlerini öldürebilirler ... Film, kara film türünün ilk örneklerinden sayılmaktadır ... Sahneler kapalı ortamlarda geçer ... Son sahnesi ile izleyiciyi alışılmışın dışında şaşırtmayı başarır ... Dedektif, katile aşık olduğunu itiraf etmesine rağmen onu polise teslim etmekten çekinmez. Ve şöyle der: - Bir adamın ortağı öldürülürse onun bir şeyler yapması gerekir. Meslekten biri öldürüldüğü zaman katilin cezasız kalmasına göz yummak mesleki kifayetsizliktir ... Bogart, bu sözleriyle ilkeli bir duruş sergilemiş, doğruluktan, erdemden ödün vermemiştir. Ama buradaki durumu hepimizin kendine sorması gerekiyor: Sevdiğiniz bir insan suç işlese, onun suçunu görmezden gelir yolunuza devam eder misiniz yoksa onu adalete teslim eder misiniz? Aşk ve sevgiyi mi yoksa adalet ve hukuku mu tercih edersiniz?