En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
rudeonerudeone
Takipçi
1.698 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
28 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
izlenmesi gerekir mi?evet gerekir.beğenmemek elde mi?evet gayet de elde.gördüğüm o kadar muhteşem klasikten sonra the maltese falcon bana çok da sağlam gelmedi.onu izlemeyi bu zamana kadar ertelemiştim ve beklentim de yüksekti,ancak son dönemlerde beklentimi boşa çıkaranların başında geliyor kesinlikle.övgüye değer özellikleri de kesinlikle var.filmi az beğenmemin sebebi kesinlikle yaratmış olduğu yüksek beklentiyi karşılayamadığından zaten.yoksa gayet eli yüzü düzgün,hoş bir kara film.övülmeyi hak edenlerin başında 35 yaşında böyle "kara" bir filme imza atan john huston gelmeli sanırım.ve tabii ki bogart yine tek kelimeyle muhteşem.kendine özgü tavırları ile özgün bir spade yaratmış hiç zorlanmadan.rolüyle bütünleştiği aşikar.yan karakterler de fena değil,ancak bu tanımı aşan bir performans kesinlikle peter lorre'den geliyor.fiziğinin de yardımıyla harika bir cairo portresi çizmiş.bunların yanında ortada pek de harika bulmadığım bir senaryo var.daha ağdalı,ne bileyim daha ağır ve zor bir senaryo sanki daha hoş dururdu.hem seyirciyi de sürekli düşünmeye sevk eder ve merakı artırmış olurdu.olayların gelişmesi ve sonuçlanması doyurucu değil.ilk saniyelerden itibaren bir "yalan" durumu var ve bu sizi finale doğru tetikte tutmayı başarıyor ancak filmi bitirdikten sonra o beklenen patlamanın veya sürprizlerin vs. bir türlü gerçekleşmemiş olduğunu hissedebilirsiniz.konu oldukça uygun aslında ve özellikle bir kara film için biçilmiş kaftan.ancak benim görüşlerim böyle.bu ekipten ve bu kadar klasikleşmiş olmanın ardından daha etkileyici bir film izleyeceğimi zannediyordum.hayal kırıklığı da diyebiliriz.
Beklediğim kadar iyi çıkmadı ama yapım yılı düşünüldüğünde haksızlık etmemek gerek diye düşünüyorum,sürükleyicilik konusunda bir takım sıkıntıları var onun dışında iyiydi
TAM BİR KİLOMETRE TAŞI 10 ÜZERİNDEN 10 Malta Şahini (1941) Bu heykel rüyaların yapıldığı maddeden yapılmış.. 1539 yılında Malta şövalyeleri, İspanya Kralı Şarlken'e övgülerini sunmak için gagasından pençelerine kadar değerli taşlarla bezenmiş altın bir şahin yolladılar.. Ancak bu eşsiz hediyeyi taşıyan kadırga yolda korsanların eline geçti.. Malta Şahini’nin kaderi ise günümüze dek bir sır olarak kaldı.. Yönetmenliğini John Huston üstlenirken oyuncu kadrosunda Humphrey Bogart, Peter Lorre, Mary Astor, Gladys George ve Sydney Greenstreet gibi isimleri izleyeceksiniz.. Film Gizem-Polisiye-Suç türlerini barındırıyor.. Konusuna gelecek olursak, Sam Spade ve Miles Archer dedektiflik şirketinde çalışan iki ortaktır.. Günün birinde Miss Wonderly isminde güzel bir kadın büroya gelir ve dedektiflerden kaybolan kız kardeşini bulmaları için yardım ister.. Aynı gece gizemli bir şekilde Sam Spadenin ortağı Miles Archer öldürülür.. Sam Space ortağının öldürülmesi olayını araştırmak için hemen işe koyulur ve karşısına milyon dolarlık heykelin peşinde olan bir koleksiyoncu çıkar artık olaylar çok farklı bir konumdadır.. Bakalım milyon dolarlık şahin görünümdeki heykele ilk kim ulaşacaktır.. Yönetmen John Huston başlamak gerekirse zamanın en iyi yönetmenlerinden bir tanesi kariyerinde iki Oscar kazanmıştır.. Sierra Madre Hazineleri ve Uygunsuzlar filmlerinde sonra izlediğim üçüncü filmi Malta Şahini ile de ben tam not almayı başardı.. Ama izlediklerimden en çok etkilendiğim ise hiç kuşkusuz Sierra Madre Hazineleri yönetmen Huston bu filmde de başrolde Humphrey Bogart ile çalışmıştır.. Malta Şahini filminde de Humphrey Bogart izlemek keyifliydi adam tam anlamıyla karizma.. O da zamanın en çok aranan ünlü oyuncularından bir tanesi çoğu seyirci Casablanca filminden tanır.. Bu filmdeki ünlü dedektif karakteri ile de oyunculuğuna oyunculuk katarak zirve yaptırmış.. Film ilerlerken karışık bir senaryo gibi görünse de olaylar geliştikçe çözülüyor gerçekten hiçbir şey anlamama durumundayken filmin içinde kafa yoracaksınız.. Filmin atmosferi bakımından favori yönetmenlerinden biri olan Alfred Hitchcock filminin içindeymişim gibi hissetmeme rağmen finalini de açıkcası daha sağlam beklerdim.. Gizemini son ana kadar koruyor zaten karakterleri çözümlemeniz sürerken bir anda film bitecek yani hiç sıkılmadım son ana kadar filmden kopamayacaksınız.. Tam anlamıyla kara film işlenen cinayetler dedektifler ve kötü adamlar.. Kadroda bir diğer dikkat çeken oyuncu 1931 yapımı M filminden tanıdığım Peter Lorre gerçekten çok farklı bir oyuncu bu filmdeki oynadığı karakter bey efendilikten birden nolduysa kavgacı bir karaktere dönüşmesi çok iyi buldum böyle oyuncular bir daha zor gelir diğer oyuncularında performansını iyi buldum.. Filmde İstanbuldan bir çok kez bahsedilmiştir.. 1941 yılındaki oscar ödüllerinde En İyi Film, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında filmin adaylığı bulunmaktatır.. Ayrıca filmin almış olduğu İmdb puanı:83 ile İmdb Top 250 listesinde kendine 119. sırada yer bulmaktadır.. Polisiye filmlerin çıkış noktası olarak kabul edilen bu unutulmaz klasiği siz sinema severlere özellikle Film-Noir türünün tutkunlarına tavsiye ederim.. 8.6 Bir adamın ortağı öldürülürse, onun bir şeyler yapması gerekir.. Adam hakkında ne düşündüğünün önemi yok.. O eski ortağındır ve bir şeyler yapman gerekir..
Dashiel Hammett'in romanı bir kaç kuşağı etkilemiş ki, roman üç kez filme alınmıştır. Dashiel Hammett romanında ülkesindeki insan-toplum ilişkilerine acımasızca göz atmış. İnsanın insanın kurdu olduğu, herkesin paranın ve çıkar ilişkilerinin peşinde koştuğu bir dünyada yazar doğruluğu, dürüstlüğü,erdemi, güveni sorgulamıştır, bu değerleri aramıştır. Siyah kuş heykelini ele geçirmeye çalışan bir grup insan, maddi bir güce ulaşmak için, para için, çıkar için birbirlerine yalan söylerler, kazık atarlar, güvenmezler ve gerekirse gözünü kırpmadan birbirlerini öldürebilirler ... Film, kara film türünün ilk örneklerinden sayılmaktadır ... Sahneler kapalı ortamlarda geçer ... Son sahnesi ile izleyiciyi alışılmışın dışında şaşırtmayı başarır ... Dedektif, katile aşık olduğunu itiraf etmesine rağmen onu polise teslim etmekten çekinmez. Ve şöyle der: - Bir adamın ortağı öldürülürse onun bir şeyler yapması gerekir. Meslekten biri öldürüldüğü zaman katilin cezasız kalmasına göz yummak mesleki kifayetsizliktir ... Bogart, bu sözleriyle ilkeli bir duruş sergilemiş, doğruluktan, erdemden ödün vermemiştir. Ama buradaki durumu hepimizin kendine sorması gerekiyor: Sevdiğiniz bir insan suç işlese, onun suçunu görmezden gelir yolunuza devam eder misiniz yoksa onu adalete teslim eder misiniz? Aşk ve sevgiyi mi yoksa adalet ve hukuku mu tercih edersiniz?
Humphrey Bogart ın kendine hayran bıraktıran harika performansı dışında sürükleyici entrika dolu sahneler ve muhteşem diyaloglarıyla sonuna dek merak içinde izleten, film noir janrının en tepesinde bulunan klasiklerden.8.5/10
Kara film türünün ilk örneklerinden. En iyisi kesinlikle değil ama o çok sevdiğim 40lı yıllar atmosferi bu filmi benim için daha özel kılıyor. Kara film klişeleri de bolca kullanılmış. En çok dikkatimi çeken şey, baş kahramanın tam anlamda iyi biri olmaması; paragöz, oyuncu, çıkarcı ve biraz da hain birisi olmasıydı. O her zaman alıştığımız Amerikan tipi kahraman çekildiği yıla rağmen bu filmde yok!Biraz da bu nedenle türdaşlarından sıyrılıyor ve türün önemli örnekleri arasında yerini alıyor. Özellikle türü ve klasik sinemayı sevenlere...
Polisiye türünün sınırlarını, klişelerini belirleyen ilk başarılı dedektif öyküsü olması nedeniyle ilgiyi hak eden hala büyük saygı duyulan önemli bir klasik.Aradan geçen 70 yıl içinde polisiye ve suç filmlerinde 4-5 kez büyük değişim olduğunu düşünürsek, zamanı için ne kadar değerli olsada bugün için seğirlik zevkinin pek yüksek olduğunu söyleyemeyiz Malta Şahinin.Humphrey Bogart 30'lardaki kötü adam karakterlerinden sonra ilk olarak sert ama iyi adam imajını oturttuğu film, bundan sonrada ölümüne kadar bu tarz roller üzerine yapıştı. 10/7
Aslına bakrsanız film "ne güzelmiş" denebilecek bir film diil ama arkadaslarında belirttiği gibi kara filmin ilk örneklerinden oldugu için apayrı bir yerde. üslubu ve kurgusuyla zamanının filmlerinden ayrılıyor şüphesiz.
eski filmleri çok sevmeme rağmen ne yazık ki bu filmden fazla keyif alamadım bogard’ın oyunculuğu her ne kadar göz doldursada filmin genel anlamda bıraktığı izlenim çok da pozitif olmadı ne yazık ki...
Sinema tarihinin en önemli,en popüler,en değerli kara filmlerinden birisi.Adeta ustura gibi enfes replikleri,ışık oyunları,incelikli senaryosu ile Bogart efsanesini dünyaya tanıtan,izleyicide sonuna kadar kaybolmayan bir merak duygusu oluşturan inanılmaz bir başyapıt...Anti-kahraman özel dedektifler, karamsarlık, karanlık ve dejenere suçlu dünyası tasvirleri bu filmle sinemada hayat bulur...
İzlenmesi elzem filmlerden Malta Şahini. Bogart tüm cool hali ile ortalardadır, fim noir'ın ilk örneğidir de ama günümüz insanını bayabilir. Sinema tarihinin en çok atıf yapılan filmlerinden de biridir. Nazarımda kusursuz bir filmdir; "sinema tarihini öğrencem, geniş kültürlü olcam, türlere vakıf olcam" diyorsanız kesinlikle izleyiniz...
Bu filmin benim için üç önemi var;Amerikan kara filmlerinin ilk örneklerinden biri.Bogard imajının temellerini atan film ve bir ustanın ilk filmi olması.Aslında bildik senaryo gibi görünen fakat film içindeki entrika,olay örgüsü öyle bir incelikle filme yedirilmiş ve bunu destekleyen dört dörtlük diyologlar filmin karışık ilişkilerini üst düzeye çıkarmış.Detaylara verilen önem filmin o esrarengiz atmosferini film sonuna kadar koruyarak seyircisini bir an filmden koparmıyor.İlgiyi sonuna kadar hakeden bir yapım.
Hayellerimizin pesinde kosarken bir ömür geçer gider farketmeden. Birçok insan bunlari yasamamizda ortak olur aci veya tatli. O kadar karmasik bir hal alirki bunu anlamamiz mümkün degildir yada biz görmek istemeyiz (Genelde görmek istemeyiz). Daha çok para için herseyi satariz kalitemizi, kadinligimizi, erkekligimizi, duygularimizi, onurumuzu vb...Unuttugumuz birsey vardir hala duygulari olan, gerçegi ortaya çikarmak için varini yogunu ortaya koyarak yasamayi göze alan insanlar vardir. Sisteme karsi çikan, kulaktan duyma degil bire bir arastirarak, okuyarak, gözlemleyerek gerçek bilgi dogrultusunda yasayan gerçekler. Bunlari göz ardi edemeyiz. Amaç birseylere varmak degildir gerçekten ögrenmek ve yasamaktir kalitemizi düsürmeden. Karsimizdakiler bizim yüzümüzü gözümüzü begensin düsüncesi, bizi biz olmaktan çikartir bambaska bir kimlige büründürür. (Bunu kabul etmeyiz.) Olaylar karsisinda düsünmek düsündügümüzü uygulamak ve istedigimiz gibi hayatimiza yansitabilmek her insana mahsus birsey degildir tabiki Humphrey BOGART' in THE MALTESE FALCON deki Sam Spade karakteri hariç.John HUSTON un yazip yönettigi THE MALTESE FALCON yüzyilin en iyi dedektif filmlerinden biridir.1941 yapimi film, en iyi film, en iyi yardimci erkek oyuncu ve en iyi seneryo olmak üzere 3 dalda Oscar Ödülü'ne aday gösterildi. Film Bogart'i starliga, yönetmen Huston'u da kariyerinin zirvesine tasidi.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.