Hesabım
    Son Ayin
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,5
    İyi
    Son Ayin

    Son Ayin

    Yazar: Murat Tolga Şen

    "Şeytan çıkarma" karlı bir iş... 2 milyon dolar gibi, Hollywood standartlarında yok sayılacak bir bütçeyle çekilen Son Ayin-Last Exorcism'in sadece ABD'de ki ilk 3 gün hâsılatı 20 milyon dolar... Demek ki beyazperdede, şapkadan şeytan çıkararak ekmek yemek hala mümkün.

    Konu, içine eser miktarda Amerikan fırsatçılığı katılmış klasik bir 'exorcism' hikâyesinden ibaret. Şeytan çıkarma işindeki potansiyeli fark eden Peder Marcus, gittiği son işlerden birini kendi müritleri için de belgelemeye karar verir ama sakin bir *redneck olan çiftçi Sweetzer'ın kızı Nell'in ruhu çoktan şeytanın eline geçmiştir. Rahibe durumu pek de çaktırmayan Nell filmin ortalarından itibaren coşacağı kadar coşar, kendine fazla güvenen peder de bu işe bulaştığına bin pişman olur ama artık çok geçtir!

    Son Ayin, oyunculuk açısından başarılı bir film... Tüm oyuncular filmin vermek istediği gerçekçilik duygusuna hizmet edecek kadar abartısız bir performans koyuyorlar ortaya... Nell'i oynayan Ashley Bell hepsinden iyi. Sadece Peder Marcus karakteri biraz cevval-ki orada da kasıtlı olarak bir din adamı karikatürü çıkarmak hedeflenmiş. Daha öncekiler gibi korkutarak inandırmayı amaçlayan, The Reaper gibi iyice ileri giderek düpedüz din propagandası yapan bir film değil Son Ayin.

    Buraya kadar iyi geldik ama sanmayın ki bir başyapıt izleyeceksiniz. Tür içerisinde ele aldığımızda, bir devrim yapmaya niyetlenen, şeytan çıkarma ritüeline yeni bir sinemasal yaklaşım hedefleyen film, başlarda sağladığı merak duygusunu tez elden bırakıp klasik bir "Tanrı'nın hizmetkârı vs. şeytan" kurgusuna dönüyor ve nihayet elimizde eski filmlerin bir de el kamerasıyla çekilmiş olanı kalıyor. Tam bir 'tür' filmi de olduğu söylenemez. Çekim tekniğiyle Blair Cadısı, hikâyesiyle de The Exorcist ve Rosemary'nin Bebeği olmaya çalışan bir film Son Ayin... Popüler kültürün yönlendirdiği yeni nesil sinema seyircisi bu dokuyu çok farklı bulabilir ama durum, üzerinden 30 yıldan fazla geçmiş filmlerin fikrinin, yeni kabul gören bir teknikle denenmesinden ibaret.

    Son Ayin, özellikle bizim memlekette, çekim tekniği açısından pek renk veren bir film değil çünkü Türk sinema seyircisinin bu konuda ciddi bir alerjisi var. Cloverfield'in yarısında pek çok kişi sırf bu yüzden salonu terk etmişti. Blair Cadısı ile denenen ve belli ölçüde kabul gören "el kamerasıyla çekim" etkisi, düşük bütçeli filmlerin bazı özürlerini kapatması ve hikâyeye aktüel gerçeklik katması yanında, çoğu seyirci tarafından hoş karşılanmayan ve kocaman sinema perdesinde seyredildiği için ciddi anlamda baş ağrısı, göz yorgunluğu yaratma potansiyeli olan bir teknik. Sonuçta kimse kendi çektiklerini sinema perdesinde izlemiyor. Neyse ki, Son Ayin kamerayı fazlaca sağa-sola sallamayarak film sonrası aspirin yutma ihtiyacını ortadan kaldırmış.

    El kamerasıyla çekilmiş gibi yapan filmlere özel bir gıcıklığınız yoksa, Şeytan çıkartmalı korku filmlerine de meraklıysanız, Son Ayin, çok muhteşem bir iş olmamakla birlikte, hoşunuza gidecektir. Fakat belgesele yakın kurgu ve anlatımıyla herkesin seveceği türden bir film de değil. Yine de, özellikle bu haftanın filmlerine baktığımızda, iyi bir alternatif gibi duruyor.

    *Redneck: ABD'de küçük kasabada büyümüş, tarlada çalışmış bu yüzden boynu kızarık olduğu için redneck (kırmızı ense) olarak adlandırılan, genelde düşük eğitimli, dini inancı kuvvetli insanları tanımlamak için kullanılan genelleme.

    Twitter: murattolga

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top