Hesabım
    Kurban
    Ortalama puan
    4,1
    57 Puanlama
    Kurban hakkında görüşlerin ?

    8 Kullanıcı yorumları

    5
    3 Eleştiri
    4
    3 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    22 Aralık 2016 tarihinde eklendi
    KUSURSUZ BİR SİNEMA DENEYİMİ TAM BİR BAŞYAPIT 10/ 10
    Kurban (1986) Burada yaşasam ölene kadar mutlu olacağımı biliyordum.. Ölüm diye bir şey yok.. Sadece ölüm korkusu var.. Bu dehşetli bir korkudur.. Bazen insanlara yapmaması gereken şeyleri yaptırır.. Ölümden korkmamayı başarsaydık.. Her şey ne kadar farklı olurdu.. İnsan hep başkalarına karşı savundu kendini..Başka insanlara, doğaya karşı.durmadan doğaya karşı güç kullandı.. Sonuç; güce, şiddete, korkuya ve bağımlılığa dayanan bir uygarlıktan başka bir şey değil..''Teknik ilerleme''dediğimiz şeyin bize getirdiği tek şey konfor oldu.. Bir tür hayat standartı..Ve bir de gücü korumak için gereken şiddet araçları..Vahşiler gibiyiz! Mikroskobu, jop gibi kullanıyoruz.. Hayır, yanlış..Vahşiler maneviyata daha çok önem veriyor!.Önemli bilimsel bir buluş mu yaptık, onu hemen kötülüğe alet ederiz.. Hayat standardına gelince,bir zamanlar bilge bir kişi gerekli olmayan şey günahtır demişti..Ve eğer bu doğruysa uygarlığımız baştan aşağıya günah üzerine kurulmuş demektir.. Korkunç bir uyumsuzluk edindik.. Maddi ve manevi gelişmemiz arasında bir dengesizlik söz konusu.. Kültürümüz bozuk..Yani uygarlığımız..Temelde bir bozukluk var,oğlum.. Belki de sen sorunu birlikte irdelememizi ve çözüm bulmamızı önerirsin..Geç olmadan bunu yapmalıyız..Geç olmadan..Tanrım!.Bu laflardan bıktım artık!. ''Kelimeler, kelimeler, kelimeler!'' Hamlet'in ne demek istediğini anladım.. Gevezelerden bıkmıştı.. Bende öyle.İyi de neden konuşup duruyorum? Konuşmayı bırakıp bir şey yapmayı göze alacak hiç olmazsa bir kişi çıksaydı.Ya da deneyecek biri.. Yönetmenliğini Andrei Tarkovsky üstlenirken oyuncu kadrosunda Erland Josephson, Valérie Mairesse, Susan Fleetwood, Sven Wollter ve Tommy Nordahl gibi isimleri izleyeceksiniz.. Film Dram türlerini barındırıyor.. Konusuna gelecek olursak, filmdeki Alexander karakteri nükleer bir savaşın çıkacağı konusunda kendini inandırmış ve günün birinde böyle bir felaketin gerçekleşeceğini kafasında kurmuştur.. Hayal ve gerçeğin birbirine karıştığı hayatı artık onu tam anlamıyla bir paranoyak yapmıştır. Artık ailesine karşı büyük bir tehdit oluşturmakta ve kendini ailesinden korumak zorunda kalacaktır.. Ünlü yönetmen Andrei Tarkovsky, Stalker ve İvan’ın Çocukluğundan sonra izlediğim üçüncü filmi Kurban bu filmi ile beni yakalamayı başardı.. Yönetmenin kariyerinde Kurban son filmi olduğunu söylemekte fayda var.. Hayatının son zamanlarında kansere yakalanan yönetmen bir bakıma ölüme yaklaştığı için bu film ile son bir mesaj verdiğini düşünüyorum ve sona yaklaştığında tanrıya sığındığını göreceksiniz.. Ayrıca filmi oğluna armağan etmiştir.. Diğer iki filmi kadar beğendim bu filminde yine tam olarak ne oldu kestirmek mümkün değil sadece izleyerek inanılmaz bir deneyim edinebilirsiniz.. Filmdeki başrol oyuncusu Erland Josephson canlandırdığı Alexander karakterini gerçekten muhteşem bir performans sergileyerek oynamış.. Böylesi zor bir rolün üstesinden, rolün hakkını vererek geldiğini düşünüyorum.. Diğer oyuncularında performansı iyiydi.. Andrei Tarkovsky filmleri diğer yorumlarımda da belirttiğim gibi ağır bir işleyişe sahip olup çoğu seyirciye hitap etmez.. Bu filminde olduğu gibi filmlerinde bir çok ince ayrıntı vardır, Stanley Kubrick gibi mükemmeliyetçi bir yönetmen.. Filmi çekerim ve olanı biteni seyirciye bırakırım olayı Tarkovsky içinde geçerli .. Kurban filminin gidişatı tiyatro atmosferinde geçen diyaloglar repliklerin her birinin özenle seçilmesi, göze hitap eden dinlendirici sonsuz çayırların uzanışı, renklerin cümbüşü içinde felsefe barındıran ağır bir sanat filmi izleyeceksiniz.. Film beni rüya ve gerçekliğin birbirine karışması bakımından baya bir yordu ve diğer izlediğim iki filminde olduğu gibi filmden sonra üzerine düşünmeye sevk etti.. Dediğim gibi çoğu seyirci yarım saat bile dayanamaz ama tam olarak ne olduğunu anlamasanız da kendinizi filme bıraktığınızda gezegeni ıskalama şansınız var.. Bu film toparlamak gerekirse aşırı rahatsız edici.. Filmin İmdb Puanı:7.9 daha fazlasını benim gözümde hak edenlerden.. Film En İyi Yabancı Film dalında BAFTA Ödülü kazandı.. Cannes Film Festivali'nde de dört ödül kazanmıştır.. Andrei Tarkovsky filmlerine devam hayranlarına tavsiye ederim daha önce hiçbir filmini izlemeyenlere ise İvanın Çocukluğu filminden başlamalarını öneririm..Beni hasta eden bu ölümcül, hayvani duygudan kurtulmama yardım et!..
    kuzularynsessizli-i
    kuzularynsessizli-i

    Takipçi 804 değerlendirmeler Takip Et!

    0,5
    15 Şubat 2009 tarihinde eklendi
    Tiyatro havasında, şiirsel anlatıma sahip, ağır bir sanat filmi...Ben bu filmi izlerken sıkıntıdan patladım, sinir küpüne döndüm...Her ne amaçla bu filmin puanı bu kadar yüksek oluyor anlamış değilim...
    metin-kayikci05
    metin-kayikci05

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    18 Ekim 2007 tarihinde eklendi
    1986da Gösteri dergisinden haberim oldu;filmin afişi beni çok etkiledi,bilgi edindim fakat izleyemedim.filmin afişinin yaglıboya resmini yaptım uzun yıllar tv de yayınlanmasını bekledim fakat olmadı,filmin epik ve mistik konusu izlemedigim halde ben etkiledi.Değerli bir sinema yapıtı olduğunu düşünüyorum. Yönetmeni ise ölümsüz bir sinema ozanı olarak görüyorum.....
    ffergan
    ffergan

    117 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    30 Haziran 2007 tarihinde eklendi
    Yönetmen tarkovsky olunca insan heyecanlanıyor ama şahsen beni sarmadı,tiyatro havasında bir film.Şiirsel bir görüntü zenginliği var gerisi yok...
    delicewatt
    delicewatt

    Takipçi 244 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    19 Nisan 2007 tarihinde eklendi
    tarkovsky’nin bu son filmi belki de en kişisel olanı. tüm filmlerinde olduğu gibi gene müthiş görüntü yönetmenliği var. filmin başı klasik tarkovsky filmlerine nazaran biraz farklı başlasa da sanki sona doğru hissettiriyor kendini. uzunnnn sekanslar, harika ışık kullanımı müthiş ama hem diyaloglar hem de filmin geneli seyirciyi yer yer dışarda bırakıyor. belki de bu nedenle bana film biraz kişisel gelmiş olabilir. ayrıca filmde giriş dahil sık sık kullanılan tablo leanordo da vinci’nin adoration of magi’si. yeri gelmişken söyleyelim bu tablo da bach’ın müziği ile birlikte 'kurban' temasını simgelemek içindir.
    teo-17
    teo-17

    Takipçi 288 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    9 Aralık 2006 tarihinde eklendi
    Bu filmi izleyebilmek için çok çaba gösterdim ve en sonunda gecenlerde izledim ve yorumum ben böyle filme 'kurban' olurum......9/10
    farce-cefa
    farce-cefa

    8 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    19 Temmuz 2006 tarihinde eklendi
    ne denilebilir ki,andrei amca kesinlikle aşmış.hele ki evin yandığı sahne,unutulmaz.hele birde meşhur hayat ağacı ikonu vardır ki girişte,bumudur yani dedirtir adama.kesinlikle kaçırılmaması lazım gelen bir film...mükemmel
    ridvans
    ridvans

    Takipçi 15 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    11 Ağustos 2005 tarihinde eklendi
    Kurban filmi benim için unutulmaz sahnelerle dolu bir başyapıttır. Öncelikle girişte Michalengeloya ait tablonun üzerine bindirilen Bach'ın inanılmaz güzellikte bestesi ile açılır film. Otto'nun odasında yaptığı dua'yı görünce donakalmıştım. Bu nasıl bir samimiyet ve inanç? Dua etmiyor sanki duada yaşıyor. Diğer sahne metrodan ve merdivenlerden insanların kaçıştığı kıyamet kopmuşçasına resmen mahşer alanını yansıtan sahnedir ki devamında kamera uyuyan bir çocuğa kayar. Burda yapılan tasvir ve imgelem gerçekten dehşettir. Bir flash-back niteliğindeki bu sahnede kıyamet gününe atıf yapılarak ömrünün başlangıcında bütün masumiyeti ile uyuyan çocuk, yine yönetmenin varoluş konusunda bize tuttuğu aynadır aslında. Dahası bu bakış belki de Allah'ın bizlere bakışına bir atıf da olabilir. Ben izlerken tam da bunu hissettim çünkü.

    Tarkovsky sanatının böyle bir noktaya varabilmesine şaşmamak gerekir. Gerçekten de sanat niçindir sorusunun yanıtı bakmak, görmeye çalışmak, düşünmek ve inanmaktan geçiyor. Ayrıca filmde son sahnede o yakılan evi çekerken kameranın şıkıştığını ve evin sadece bu sahne uğruna tekrar inşa edilerek bu sahnenin çekimi için yakıldığını biliyormuydunuz? Bunun da sebepleri var tabi ki. onları da yazarak yazımı uzatmadan final sahnesi ile bitirmek istiyorum. Finalde filmin başında yeralan çocuğun Otto'nun nasihatlerini yerine getirdikten sonra 'Başlangıçta söz vardı, neden Tanrım?' sözünü söylemesi ve Bach'ın bestesi ile filmin bitişi. İnanılmaz bir film ve hayata bakış açısı. Bugünün dünyasında, betonlaşmış, ruhsuzlaşmış ve içsel değerlerini kaybetmekle karşı karşıya kalmış insanoğlu için bir ağıttır bu film. Tabi ki görmek ve bilmek isteyene.. Saygılar
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top