Eski bir polis olan Fisher yıllar sonra Avrupa’ya geri dönüş yapar. Adım attığı karanlık şehirde bir takım seri cinayetler işlenmektedir. Fisher, farklı insanlarla ilişkiye girerek bu cinayetleri çözmeye çalışır. 'Suç Unsuru' adında bir kitaba sahip olan dostu onun cinayetleri çözmesine yardımcı olmaya başlar. Fakat cinayetleri çözmek için kullanacağı yöntem klasik yollardan son derece farklı olacaktır.
Suç Unsuru, Lars Von Trier’in ilk dönem başyapıtları arasında yer alıyor. Yönetmenin bu filmin ardından ünlü 'Dogma' akımını yarattığını hatırlatalım. Film son derece stilize bir görsellik ile bilim kurgu ve kara film temaları arasında gezinen bir içeriğe sahip.
Bu sıradışı distopik deneme hakkında söylenecek bir diğer nokta ise 1984 yapımı olmasına rağmen 80’ler sinemasına son derece uzak bir çalışma olması. Filmde özellikle Franz Kafka okuyucularının çok şey bulacağını söyleyebiliriz.