1983-1990 yılları arasında bir televizyon çizgi dizisi olarak hayat bulmuş olan Alvin ve Sincaplar (Alvin and the Chipmunks), aslen daha da eskilerden uyarlanmış bir iş. 61-62 yılları arasında The Alvin Show isimli bir tv çizgi dizisi var ve bu dizinin içinde şarkı söyleyen üç sincap var, bunlar da Alvin ve Chipmunks olarak isimlendiriliyor. Hatta bu altmışlı yıllarda yaratılmış sincapları merak ediyorsanız, size bir site de önerebilirim, burayı tıklayın.
87 yılında ise dizi ilk kez sinema filmi haline getirilip salonlarda yerini alıyor. 93-2001 arasında ise çizgi dizinin farklı versiyonları televizyonda boy göstermeye devam ediyor. Anlaşılan bu sincaplar birileri tarafından çok ciddiye alınmış, çok sevilmiş, pek tutmuş, yapım şirketleri tarafından da deyim yerindeyse yağlı kapı olarak görülmüş olacak ki 60'lı yıllardan günümüze hala bir Alvin sincaplarıdır gidiyor, farkında mısınız? 2007'de Tim Hill yönetmenliğinde beyazperdeye aktarılan Alvin ve Sincaplar (Alvin and the Chipmunks)'ın üçüncüsü Mike Mitchell yönetmenliğinde vizyonda. İlk film, CGI teknolojisinin başarıyla kullanıldığı, bu sayede sincaplar dışında çizgi karakter bulunmamasına rağmen sincapların bulundukları mekanların arka planına süper uyum sağladıkları, değişik bir film olmuştu. Üstelik hedef kitle çocuklardan ziyade, seksenlerde bu hikayenin başlangıcı olan çizgi dizileri izlemiş şimdinin büyükleriydi. Öyle ya, film Türkçe dublajlı bile girmemişti vizyona, kitle belliydi. Yönetmenin başarılı kurgusu, animasyon karakterler olan sincapları elle tutulur oyuncularmış gibi yapmayı başarmıştı. 2009'daki devam filmi ise, gerek amaçsız ve sonuçsuz kalan hikayelerden oluşan basit senaryosu, gerekse Türkçe dublajlı vizyona girmesi ile daha az özenilmiş, görsel başarısının rahatlığına yaslanılmış ve artık sadece küçük çocukları hedef almış bir hale dönüştürmüştü bu sincap meselesini. 2011 sonlarına geldiğimizde ise sincaplarda son durum içler acısı!
"CGI teknolojisi ve animasyon karakterlerin adeta gerçekmiş gibi görünmelerinin başarısı" diye söze devam edersem, kendimi tekrarlamış olacağım ve fakat üçüncü filmle ilgili söylenebilecek olumlu tek yön bu olabilir – ki bu da ilk filmden beri zaten elde varolan bir güç... Günümüzde ise o kadar zeki ve eğlenceli animasyon filmler izliyoruz ki... Hedef kitle bazen "herkese göre" diyebileceğimiz bir noktada duruyor, çünkü hem biz içimizdeki çocukları öldürmedik, hem de bugünün çocukları çok zeki, beklentileri çok yüksek. Açıkçası biri Alvin ve Sincaplar: Eğlence Adası (Alvin and the Chipmunks : Chip-Wrecked) için bana "Evet, ama hedef kitlemiz 10 yaşındaki çocuklar" dese, bunu 10 yaş çocuklarına hakaret olarak algılarım. Maalesef teknoloji geliştikçe zevkler de gelişti, zeka da gelişti, espri anlayışları da aynı oranda gelişti, dolayısıyla CGI'nın ya da her hangi bir teknolojik gelişimin nimetlerinden faydalanmak, içi boş ve zevksiz bir senaryoyu hiçbir zaman kurtarmayacaktır!
Nasıl ve neden konuşabildikleri hiçbir zaman açıklanmamış olan, koskoca adamların kadınların başarılarını ve sevimliliklerini bir tehdit olarak algılayabildikleri "sevimli" sincaplarımız, bu kez tatil için sahipleri Dave (Jason Lee) ile birlikte lüks bir yolculuk gemisine binerler. Her zamanki gibi şımarıklıklarıyla başlarını belaya sokarlar ve kendilerini ıssız bir adada bulurlar. Ada sahnelerinde Lost dizisine ve Yeni Hayat (Cast Away) filmine yapılan göndermeler bir saniyeliğine gülümsemenize yol açsa da, devamında gelen bayat espriler ve sıkıcı sahneler tadınızı kaçırmaya yetiyor.
"Ama benim çocuğum bu sincapları seviyor, eğlenceli buluyor" diyorsanız, ya açın internetten fragmanlarını falan gösterin ya da piyasada bulabileceğiniz ürünlerini alıp, "görsel" anlamda eğlendirin çocuğunuzu; ama gerçekten inanın bu üçüncü film ne sizin bir zamanlar televizyonda izlediğiniz diziler tadında olacak ne de çocuğunuz sincapları neşeli bulduğu için ona eğlenceli gelecek... Eğitici açıdan verdiği bir mesaj olsa, sırf o amaçla çocukların bu yapımı görmelerini isteyabilirdim ama bu filmde olsa olsa şöyle bir mesaj vardı: Aileler, çocuklarınıza hep çocukmuşlar gibi davranmayın yoksa sorumluluklarını ele alamazlar. Çocuklar, bazen rolleri değişin ve sorumluluk sahibiymiş gibi davranın. Ama günün sonunda ailenize baş belası olma potansiyelinize derhal geri dönün ve asla sorumluluğu üzerinizde bırakmayın, yoksa çok sıkıcı olursunuz!
twitter: blossomel