En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Barlibar
11 değerlendirmeler
Takip Et!
3,5
19 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
Baştan sona temposunu düşürmeden izleyiciyi ekrana bağlayan nadir yapımlardan biri olmayı başarmış bir film daha. Her ne kadar senaryo vasat olsa da oyunculuklar ve müzikler oldukça iyi. Hızlı temposu, aksiyonu ve sunduğu görsel şölen filmi izlemek için yeterli sebeplerden bazıları.
Kötü anlatım kötü oyunculuk falan hepsini geçtim , Arthur'un saç traşı 2018 model oyuncuların kıyafetler desen bir avm'ye gidip 2 3 markadan ne varsa toplamışlar gibi. Polyesterin icadı 1910 olması lazım demek ki 5. yüzyılda İngilizler yağmurluk, pardesü, ceket olarak kullanıyormuş. Ayrıca 5. yüzyılda geçen hikayede kralı koruyan pitbull köpeklerinin ilk defa 1800'lerin sonraların da üretilmesi ne ilginç . 2010 yılından sonra gördüğüm sinema , müzik ne varsa hepsi yap geç hızlı tüketim çalışılmamış basite indirilmiş işler. Tabi ki her zaman böyle işler bu tür ürünler var ve bunları tükentenler olacak ama bu kötüsü iyisi de şu denilecek işler yok yeni nesil için üzgünüm ...
Hızlı temposu dışında Guy Ritchie'i yansıtan bir film olmamış. Bol aksiyonlu ama Guy Ritchie tarzında değil. 2004 yapımı filme göre daha fazla fantastik öge ve dolayısıyla daha fazla efekt içeriyor. Filmi de oyuncular değil bu fantastik ögeler esir alıyor diyebiliriz.
OYUNCULUKLAR TAVAN YAPMIŞ HELE MÜZİKLER SİNEMA TARİHİNE GEÇER 10/10
Kral Arthur : Kılıç Efsanesi filminin yönetmen koltuğuna, 1968 İngiltere doğumlu ”Ateşten Kalbe, Akıldan Dumana(1998), Sherlock Holmes serisi(2008-2011), Hırçın Aşk(2002), Revolver(2005), RocknRolla(2008), Kapışma(2000) ve Kod Adı : U.N.C.L.E.” filmleri ile ün yapan başarılı yönetmen Guy Ritchie oturmuş. 6.Yüzyıl başlarında yaşamış olan Camelot kralı Arthur’un hikayesi bir çok kez farklı versiyonlarla sinemaya uyarlandı. Kral Arthur, en son 2004 yılında ünlü yönetmen Antonie Fuqua’nın yorumu ile izleyici karşısına çıkmıştı. Guy Ritchie, bu sefer mitolojik bir versiyonla beyaz perdeye yansıtıyor Arthur’u Konu gayet basit ve Türk işi! Nasıl mı? Hikaye, Cüneyt Arkın’ın baş rolü oynadığı ”Battal Gazi’nin Oğlu” filminden çalıntı yapılmış gibi duruyor. Arthur’un sudaki sandala bırakılarak gönderilmesi, büyüdüğünde kılıcı taştan çıkarışı, zorba krala baş kaldırıp intikam alması ve halkına önderlik etmesi birebir işlenmiş. Bu hikayeyi onlar mı bizden, biz mi onlardan çaldık bilemedim doğrusu. Bizim film, 1974 yılında çekildiğine göre yorum sizin arkadaşlar. Senarist, suya bırakılma sahnesini, Hz. Musa’nın hikayesinden esinlenerek yazmış da olabilir. O nedenle, hakkını yemiş olmayalım diyerek notumuzu düşelim hakkımız geçmesin Senarist arkadaş, yönetmenle kafa kafaya vererek bu basit masala, suda yaşayan kötülüğün emrinde olan insan görünümlü ahtapotları, dev yılanları, tüm güçleri üzerinde toplamış olan alev saçan yaratıkları, büyücüler ve büyüleri, kısacası aklına gelen tüm fantastik öğeleri ekleyerek seyirciye görsel bir show sunmayı istemiş. Bunda başarılı olmuş mu? Evet, bence başarılı. Filmi sıkılmadan, öflemeden pöflemeden izliyorsunuz. Tabiri caizse film, sabun köpüğü kıvamında. Bizim tarihimizi anlatan bir film olmasa da tarihi filmleri seven izleyicileri mutlu edecek bir yapım Kral Arthur.
kral arthur Charlie Hunnam Kısaca özet: Camelot Kralı Uther, karısı ile birlikte onu kıskanan kardeşi Vortigem tarafından karanlık güçlerle iş birliği yaparak öldürülür. Uther, ölmeden önce oğlunun sandalla kaçmasını sağlarken efsanevi kılıcı Ekskalibur’uda kimsenin kullanamayacağı şekilde kabzası dışarıda taşın içine hapseder. Vortigem, krallığını ilan etmiş ve iyice güçlenmiştir. Bu arada küçük Arthur, bir kadın tarafından bulunarak büyütülmüştür. Arthur, sokaklarda kavgayı, dövüşü ve her türlü zorluğu öğrenerek büyür. Delikanlılık çağına geldiğinde herkesin çıkartmaya çalıştığı efsanevi kılıcı yerinden çıkarır ve hakkı olan tahtı amcasından geri almak için arkadaşları ile mücadeleye başlar…
Kral Arthur : Kılıç Efsanesi’nin sürprizi ise ünlü futbolcu David Beckham. Tanınmaz yüz makyajı ile Camelot subayını canlandırdığı kısa rolünde gayet iyiydi. Arthur’u canlandıran Charlie Hunnam, rolüne cuk otururken başarılı bir performans sergilemiş. Bence, James Bond serisinde Daniel Craig’in yerine aranan kan olabilir. Jude Law ise Vortigem rolünde usta işi bir oyunculuğa imza atmış. Diğer rolleri canlandıran oyuncularda bana göre fena değildi.
Kral Arthur : Kılıç Efsanesinin Daniel Pemberton elinden çıkan müzikleri ise muazzamdı. Filmin ritmini belirleyen ve olay örgüsüne ayak uyduran notalara bayıldım. Kurguda da akışa engel bir aksaklık yoktu. Görsel efektler ve bilgisayar hileleri de tadındaydı.
Beyazperde yorumlarını hep ortalama olarak adil bulurum ama bu filme haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Etkileyici sahneleri var ve çok geniş bir konu kısıtlı süreye bazı munzurluklarla güzelce sığrıdılmış. Bazı izleyiciler bu gidişatı takip edemeyip filmin kopuk olduğunu düşündüler herhalde.
Atrhur rolündeki genç adam ve tüm oyuncular çok iyiydi. Müzik muhteşemdi adeta filmin içinde ayrı bir oyuncu gibiydi. Bazen replikler biraz gereksiz uzasa ve 21. yüzyıla uyumlu olsa ve fazla ''dijital'' gelse de keyifle, merakla izledik. Bir de film çok karanlıktı, ekran ışığı olsa ve azcık artırsan hissinden kurtulamadım !
Son zamanlardaki izlediğim en iyi flimdi.Adamlar gerçekten çok iyi yapmışlar görsellik aşırı güzel ,charlie hunnam kesinlikle bu role uymuş.Bi kralın iktidar için bütün sevdiklerini feda etmesi. Zamanın nasıl geçtiğini bile anlamadım. herzamanki gibi jude çok iyi oynamış. kesinlikle izenmesi gereken bir film.
Guy Ritchie'nin The Man From U.N.C.L.E'dan sonra yönettiği yeni film Kral Arthur için heyecanlıydım doğrusu. Çünkü Guy Ritchie'nin kendine has bir tarzı var ve bununla birlikte ortaya çok eğlenceli işler çıkıyor. Kral Arthur da bunlardan birisi.
Eğer hikayeyi bilmiyorsanız, film Kral Arthur'un hikayesini anlatıyor. Daha küçükken kral olan babasının, amcası Vortigern tarafından öldürülüp onun tahta geçmesini, Arthur'un da büyüyüp ondan intikamını almasını anlatıyor. Fakat film sadece bu hikayeye odaklanmakla kalmamış, orijinal hikayede bulunan sihirleri, mistik güç elementlerini daha da büyütmüş. Bu yüzden hikayeyi bilmenize rağmen filmi izlerken iyi vakit geçiriyorsunuz.
Oyunculuklardan başlayalım. Büyücü'yü canlandıran Astrid Bergès-Frisbey'in performansını pek iyi bulmadım. Karakterini gereğinden fazla donuk oynamış. Ama bir yandan da Eric Bana ile Djimon Hounsou'yu görmek çok hoştu. Charlie Hunham, bu filmde çok iyiydi. Karakterinin mizah anlatışını çok iyi yansıtmış. Onu izlemek çok eğlenceliydi doğrusu. Benim için filmdeki en iyi oyuncu Jude Law'dı. Jude Law, zaten sevdiğim bir oyuncu (özellikle de Guy Ritchie'nin Sherlock Holmes filmlerinde) ama bu filmde kötü karakteri canlandırmasını görmek şaşırtıcıydı. Vortigern'i canlandıran Law, beklediğimden de iyiydi.
Filmin atmosferine bayıldım ayrıca. İlk 5 dakikasında kurulan ortam beni gerçekten içine çekti. Film genel anlamda hikayesini anlatırken ortaya attığı sıra dışı olayları iyi dengelemiş ve kendi evrenini yaratmayı başarmış. Bunun dışında Guy Ritchie'nin Snatch'de kullandığı hızlı geçiş bölümlerini yeniden görmek çok hoştu. Hızlı ilerleyen karşılıklı diyalog bölümlerini izlemek çok eğlenceliydi.
Fakat ortada şöyle bir durum var; Kral Arthur çok hızlı ilerliyor. Yani öyle hızlı ilerliyor ki, hikayede size nefes aldıracak bir sahne yok neredeyse ve bu da aksiyon açısından başarılı fakat hikaye bakımından büyük boşluklar yaratıyor. Film burada biraz Mad Max Fury Road'a özenmeye çalışmış. Fakat bu durum Mad Max'de işe yaradı çünkü hikayesini karakterlerin bakışlarıyla ve görsel işaretlerle anlatıyordu. Ama Kral Arthur'da anlatılması gereken bir hikaye var ve film o sahneleri hızlı hızlı geçiştirerek direk heyecanlı sahnelere geçmeye çalışıyor. Açıkçası bu benim için pek de büyük bir sorun olmadı çünkü Kral Arthur, aksiyon açısından gerçekten tatmin ediciydi. Ama eğer hikayesini daha düzgün bir şekilde anlatan bir film istiyorsanız, hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. Ben şahsen sonuçtan memnun kalsam da eğer film 3 saat olsaydı, ortaya daha etkili bir işin çıkacağından eminim.
Kısacası, eğer kafanızı dağıtacak eğlenceli bir film arıyorsanız, Kral Arthur'u izlerken iyi vakit geçireceksiniz. Oyunculukları iyi, görsel efektleri başarılı, aksiyon sahneleri eğlenceli ve Guy Ritchie'nın tarzını yeniden görmek çok iyiydi. Ama bir yandan da ünlü Kral Arthur hikayesini başarıyla anlatan bir film arıyorsanız, onu burada bulamayacaksınız çünkü filmin bir araya getirilme şekli çok zayıf. Bu yüzden beklentilerinizi biraz düşürmenizi tavsiye ederim. Eğlenceli bir 2 saat geçirmek isteyenlere tavsiye ederim.
FİLMİN İYİ YANLARI:
+ Guy Ritchie'nin hızlı ve etkili yönetmenlik tarzı.
+ Eğlenceli performanslar.
+ Oldukça etkileyici görsel efektler, hikayedeki büyücü elementi.
FİLMİN KÖTÜ YANLARI:
- Hikayesindeki bir çok önemli yeri es geçmiş gibi hissettirmesi.
Vasatın altında bir filmdi. Filmin senaryosu kopuk anlamsız sahnelerle dolu bu anlamsız sahnelerden karakter analizide payını almış karakterlerın amacını anlayamıyoruz filmin başından sonuna kadar da mantık hataları filme eşlik ediyor.Uzak durulması gereken bir film giderseniz efekt izlersiniz yapmacık duruyor bu efektlerde :(
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.