Senaryosunu, Stephen King’in aynı isimli romanının (1983) ikinci sinema filmi uyarlaması olarak, bir başka Stephen King hikâyesinin anlatıldığı “1408” (2007) filminin de senaristlerinden olan Matt Greenberg’in yazdığı hikâye üzerinden Jeff Buhler’ın kaleme aldığı “Pet Sematary”, Kevin Kölsch ve Dennis Widmyer’in yönetmen koltuğunda oturdukları fantastik bir gerilim filmi…
Prömiyeri, 16 Mart 2019’da South by Southwest festivalinde (SXSW) yapılan ve 5 Nisan 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 5.7/10 (85.408 oy) ve 2.7/5 (2.500 üzeri oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 5.9/10 (279 yorum) ve 57/100 (42 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, her ne kadar oylamaya katılan sayıları çok yüksek olmasa da, pek iç açıcı durmuyor…
Yine de isterseniz, 21 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve brüt 113,1 milyon dolar gibi hiç de fena olmayan bir gişe hasılatına imza atan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle birde biz inceleyerek yorumlayalım, ardından da puanlamaya çalışalım…
Ancak, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, 1989’ da çekilen ilk Stephen King uyarlamasından tamamen farklı bir uyarlama olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Ki bize göre bu durum, ilk filmi izlemiş olanlar için de, filmi hem daha bir ilgi çekici ve hem de merakla izlenilir kılmış…
Zira anlatılan hikayeye ilişkin genel konsept de herhangi bir değişiklik olmamasına rağmen olayların akışında ciddi değişikliler var…
Evet, bu filmde de Louis, Rachel, Jud, Ellie, Gage, Victor Pascow ve Church karakterleri aynen ilk filmdeki gibi hiçbir değişikliğe gidilmeden bire bir korunmuş…
Farklı olan iki şeyden birincisi, ilk filmin tartışmasız yıldızı yaşlı komşu Jud karakterini oynayan Fred Gwynne iken, bu filmde Creed ailesinin babası Louis karakterini canlandıran Jason Clarke’ın açık ara öne geçmesi olmuş…
Bir diğer önemli farklılık ise elbette ki, hikâyedeki değişikliğe bağlı olarak karakterlerin akıbetlerinde yaşanmış…
Fakat “spoiler” vererek henüz filmi izlememiş olanların ağzının tadını kaçırmak istemediğimiz için bu konunun ayrıntısına girmiyoruz…
Şimdi tam da bu noktada bize, “Her iki filmi de izleyen ve yorumlayan biri olarak bize hangi ‘Pet Sematary’ filmini önerirsiniz?” biçiminde bir soru yöneltecek olursanız, yanıtımız çok net olarak “İkisini de” olur…
Neden mi?
Çünkü “Stephen King's Pet Sematary” olarak da bilinen ilk filmin senaryosunu da bizzat Stephen King’in kendisi yazarken, ikinci filmin hikâye ve senaryosunda Matt Greenberg ve Jeff Buhler ikilisince yukarıda da belirttiğimiz gibi oldukça ciddi değişikliklere gidilmiş…
Hal böyle olunca da ortaya, birbirine çok fazla benzemeyen iki farklı “Pet Sematary” çıkmış…
Zaten o yüzden de, gönül rahatlığı ile “Her iki “Pet Sematary” filmini de izleme listenize almanızda hiçbir sakınca yoktur” diyebiliyoruz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda da olduğu gibi yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; iyi film izlemeyi alışkanlık haline getirmiş olan sinemaseverlere, “Belki bulmak biraz zor olabilir… Ama siz yine de izleme listelerinizde, final sahnesindeki görüntülerden edindiğimiz izlenim ve hiç de fena olmayan hasılat nedeniyle bir devam filminin de yolda olduğunu düşündüğümüz bu türden ‘eli yüzü düzgün’ yeniden çekim filmlere de yer vermeyi ihmal etmeyin” diye seslenerek kullanmış olalım…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde puan olarak 3 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Bize göre, işi zaten hayatın olağan akışıyla yani gerçeklerle hiçbir şekilde örtüşmeyen bilim – kurgu ve doğaüstü olaylar üzerinden hikâye ve roman kurgulayarak yazmak olan Stephen King’in eserlerinde mantık hatası olduğunu söyleyebilmek ancak onu, işi bilim ve somut doğa olayları üzerinden bilimsel tezler sunarak insanlığa hizmet etmek olan Stephen Hawking gibi bir bilim insanı ile karıştırmakla mümkün olabilir…