Ayin
Yazar: Serdar KökçeoğluKadıköy KargART'ta gerçekleştirdiğimiz !Geceyarısı Filmleri! üçüncü sezonunda sinema ile ilgili konulara kafa yoran profesyonellere konuk seçicilik yaptırıyor. Ocak ayında Güney Amerika Sineması konusundaki araştırmalarıyla bilinen, Yeni Harman ve Öteki Sinema yazarı Ezgi Aksoy konuğumuzdu ve bize çok özel bir program hazırladı. 'Devil vs Devil' adını taşıyan program Güney Amerika Sineması'ndan iki farklı şeytan filmini '2 Film Birden' mantığında izleyiciye sundu.
Ezgi, gece 10'dan sonra başlayan programın başında yaptığı konuşmada, her iki filmin de şeytan meselesini ele aldığını ama şeytan kavramına karşıt noktalardan baktığını çok güzel özetledi. Sinemalardaki Ayin isimli ciddi şeytan çıkarma filmini ele almadan önce gösterimdeki iki filme biraz daha yakından bakmakta fayda var. Ezgi'nin seçtiği ilk film olan ultra kült The Day Of The Beast, şeytana ulaşmak ve onu engellemek için absürd bir şekilde kötülük yapmaya çalışan bir rahibi anlatan bir korku komedi. Şüphesiz komedi yönü ağır basıyor ve şeytan kavramıyla da, bu kavramın yarattığı mitle de zekice eğleniyor.
Programdaki ikinci film olan Meksika yapımı (az bilinen ama çok tartışılan) Alucarda ise klasik bir korku filmi. İçinde mizahın m'si yok ve garip ritüellerin de etkisiyle koyu bir atmosfer ortaya koyuyor. Son dönemde izlediğimiz Son Ayin ve Ayin gibi filmleri düşündüğümüz zaman, eski usul şeytan filmleriyle bugünün şeytan (çıkarma) filmleri arasındaki ayrım netleşiyor. Hatta bu bakış açısıyla dünün iki kutbunu temsil eden The Day of The Beast ve Alucarda'yı benzer kabul edip en nihayetinde bir mitin içindeki fantezi boyutuyla ilgilendiklerini söyleyebiliriz.
Sinemalardaki Ayin ve yakın zamanda sinemalarda izlediğimiz Son Ayin, öncelikle kendi alt türlerinin başyapıtı olan Şeytan ile yollarını ayırıyor tabii. Şeytan, içindeki muhafazakar öğeler nedeniyle çok tartışılmış olsa da, kusursuz bir tür sineması örneği olduğu kimse tarafından reddedilemeyecek bir filmdir. Dönemi için gerçekçi ve hatta mitolojisi içinde düşünüldüğünde tutarlı bile sayılabilir. Ama neticede tür sineması iddiası olan bir korku filmidir ve türün hayranlarına dönük olarak hazırlanmış kanlı detaylarla doludur. Yakın zamanda izlediğimiz Son Ayin, modaya uyan el kamerası tekniği ve şeytan çıkarıcılığı ele alış biçimiyle şaşırtıcı derecede gerçekçi bir deneyim ortaya koyuyordu. Hatta anlaşılır bir sözü de vardı ve bu nedenle şaşırtıcı bir hayranlıkla karşılanmıştı.
Şeytan çıkarma ayinini ciddi bir şekilde ele alan ve esas konumuz olan Ayin ise bütün iyi niyetine rağmen senaryodan kaynaklanan problemler nedeniyle sıradan bir deneme olmaktan kurtulamıyor. Deneyimli, şeytan çıkarmanın kitabını yazmış egzantrik bir rahip ile inanç sorunu yaşayan çaylak bir rahibin şeytan çıkarma deneyimleri etrafındaki değişimlerini sergileyen yapım, Avrupalı bir yönetmenin kendi kanından ortaya koyduğu sahici ve etkileyici atmosfere rağmen amacına ulaşamıyor. Hikayenin gerçek bir okuldan ilham alması ve bu anlamda bizim çok iyi bilmediğimiz bir dünya ile bağlantılarının olması güzel. Ama kısa sürede eski usul fantezilerin yoluna geri dönüyor. Köklerinde Avrupa kanı olan ama Hollywood'da büyüyen bir proje için şaşırtıcı olmasa gerek.