Hesabım
    Gizemli Kadın
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Gizemli Kadın
    Yazar: Ali Erden

    Havaalanında polisle küçük bir konuşmadan sonra Paris'e ayak basan Amerikalı yazar ve profesör Tom Ricks (Ethan Hawke), önündeki birkaç hafta içinde kendi hayal gücünün bile yaratamayacağı tuhaf ve gizemleri anların içine düşüyor. Karısının, kendinden korunmak için Paris'teki 17. bölgedeki dairesine giden Tom, karısı Nathalie'nin (Delphine Chuillot) tepkisiyle karşılaşıyor birden. Nathalie'nin, Tom'u gördüğü andan itibaren kendini korumak için sürekli tetikte olması seyirci için de bir yabancılık yaşatıyor. Sakin görünüşlü Tom çevresine bir zarar verebilir mi? Öfkesine hakim olamayan Tom, aslında sakin görünüşün altında sinirli bir insan. Karısı polisi arayınca oradan uzaklaşmak zorunda kalan Tom, altı yaşındaki kızı Chloé'yi (Julie Papillon) kısa bir anda gördükten sonra kendini Paris yollarına vuruyor. Belediye otobüsünde uyuyakalan Tom, pasaportu dışında her şeyini çaldırıyor otobüste. Paris'in 18. bölgesindeki oteli de olan bir kafeye giriyor. Bu izbe oteli işleten Türk göçmen Sezer (Samir Guesmi), parasız Tom'un otelde kalmasına izin veriyor. Kısa bir süre sonra da Tom'a bir depoda gece bekçiliği işi veriyor. Tom, bu mekânda neler döndüğünü bir türlü çözemiyor. Bu otelin sakinleri arasında Türkler, Kürtler, Araplar gibi başka göçmenler ve sığınmacılar da var. Türkler bu filmde de "çirkin", çeteci ve şiddeti patlamaya hazır görünüyor. Yeni bir "MGeceyarısı Ekspresi (Midnight Express)" iddiasında değiliz. Bu nefret dolu filmi 1978 yılında Alan Parker yönetmişti. Pawel Pawlikowski, filminde Arap usulü çay içmeyi göstermiş, ama maalesef Türklerin çalıştırdığı otelde Türk usulü çay pek göze çarpmıyor.

    Boş vakitlerinde şehirde dolaşan, arada bir kızını görmek için okuluna giden Tom, kitabevinde ayaküstü tanıştığı Laurent (Geoffrey Carey) onu bir edebiyat buluşmasına davet ediyor. Davete giden Tom, orada gerçekten de gizemli bir kadın Magrit'i (Kristin Scott Thomas) görür görmez büyüleniyor. Magrit görünmez bir insan gibi. Sanki sadece Tom'a görünüyormuş gibi. Magrit, ölmüş Macar yazar kocasının kitaplarını yabancı dillere çevirmiş, burjuva hayatın konformizmini de seviyor Paris'in beşinci bölgesinde yaşarken. Tom, Magrit'le sürekli sevişme isteği duyuyor. Sanki iradesinin dışındaymış gibi her şey. Öte yandan otelde kendisine yakınlık duyan Polonyalı garson genç kız Ania'yla da (Joanna Kulig) aralarında yakınlaşma başlıyor. Ania, Tom'un romanının Lehçe baskısını buluyor ve Tom, kelimelerinin başka bir dilde Lehçe duymaktan da hoşlanıyor. Depoda kızına mektup yazan Tom, biri ilham perisi, diğeri gizemiyle büyüleyen bu iki kadın dünyasına girdikten sonra birdenbire suçlar çoğalmaya başlarken, film de polisiyeye dönüşüyor birden. Öncelikle ikinci yarıdan sonra filmde suç, gerilim ve gizem artıyor. Bu gizemin dehlizlerine dolaşırken keşifler de yapıyorsunuz. Zihninizin içini kuşkular dsarıyor hep. Magrit, gerçekten gizemli. Bir an onun modern dişi Mefisto olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz.

    1957'de Varşova'da doğan yönetmen Pawel Pawlikowski, sinemaya belgeseller çekerek girmiş. Biz onu 2004 yapımı "Aşk Yazım (My Summer of Love)" filmiyle tanıdık. Biri zengin diğeri yoksul iki genç kızın trajik aşkını anlatmıştı İngiltere topraklarında yönetmen. Bu yönetmenin görsel dünyası gerçekten zengin ve çarpıcı. Pawlikowski, dış dünyayı Tom nasıl görüyorsa öyle yansıtmış perdeye. Gözlüklü Tom, dışarısını bulanık da görebiliyor. Pawlikowski, kameranın mercekleriyle oynayarak görüntüleri bozarak yansıtmış perdeye yer yer. Ayrıca kamera da Tom gibi dingin. Yönetmen, otelle Tom arasında metafor kurmuş. İkisi de enkaza dönüşmüş çünkü.

    Fonda duyulan müzikler de Tom gibi kederli geliyor kulağa. Ağırlıklı olarak piyano tınıları duyuluyor. Tom'un sakini olduğu izbe otelde, Aynur Haşhaş'ın söylediği "Meyhaneci" türküsü de duyuluyor. Elbette Arapça şarkılar da. 1955 yılında New York'ta doğmuş Amerikalı yazar Douglas Kennedy'nin filme uyarlanan bu romanı ülkemizde 2010 yılında Epsilon Yayıncılık'tan "Beşinci Bölgedeki Kadın" adıyla yayımlanmıştı. Romanda kahramanın adı Harry Ricks, filmdeyse Tom Ricks, hatırlatalım.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top